Yine kabul şekli itibariyle, taşıma sözleşmesi Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiş olup, dava ticari nitelikte olduğundan avans oranında ticari faize hükmedilmek gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiş davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
11. Hukuk Dairesi 2020/226 E. , 2021/6353 K.
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 22.03.2018 gün ve 2013-727/292 sayılı kararı bozan Daire'nin 09.10.2019 gün ve 2018-4508/6334 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, İran’dan getirilen kimyasal madde emtiasının müvekkili tarafından taşındığını ancak Eskişehir Garında ... tarafından emtiaya el konulduğunu, emtianın alıcısının ..., gümrük müşavirinin ise ... olduğunu, taşıma ücretinin ödenmediğini, İran Demiryollarına ait vagonlarla taşınan emtianın uzun süre bu vagonlarda kalması nedeniyle müvekkili tarafından sejur ücreti ödendiğini, vagonlar arasında aktarma yapılması nedeniyle masraf yapıldığını ve emtianın müvekkiline ait vagonlara aktarılması sonucunda uzun süre bu vagonlarda kaldığını ve müvekkiline ardiye ücreti ödenmediğini ileri sürerek, 299.130,50 YTL (164.881,60 euro)+2.000,00 TL alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyizi üzerine Dairemizce bozulmuştur.
Bu kez davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dava, kaçak olduğu iddia edilen kimyasal madde emtiasının davalı ... Müdürlüğü tarafından el konulmasından kaynaklanan taşıma, ardiye ve sejur ücretlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davanın devamı esnasında 6461 sayılı Türkiye Demiryolu Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkındaki Kanun 01.05.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve Yasa’da gösterilen TCDD Taşımacılık A.Ş. 17.06.2016 tarih 9099 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlanarak tüzel kişilik kazanmıştır.
6461 sayılı Kanun’un “Devir Hükümleri” başlıklı geçici 1. maddesi (a) bendinde, Şirkete devredilecek personel ile cer, yük ve yolcu taşıma hizmetlerinde kullanılan çeken ve çekilen araçlarla, bunlarla ilgili her türlü diğer araç, gereç ve cihazların belirlenmesi ve personelin kadro ve pozisyonlarıyla, “araç, gereç ve cihazların ise hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle birlikte” şirkete devredilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Geçici 1. maddenin (b) bendinde de, (a) bendi kapsamında devredilen personel ile araç, gereç ve cihazlarla ilgili TCDD’ce taraf olunan işlem ve sözleşmelerde Şirketin taraf olacağı ve derdest dava ve takiplerde Şirketin kendiliğinden taraf sıfatı kazanacağı, yine “bu hususlarla ilgili olarak” TCDD tarafından yapılan iş ve işlemler sebebiyle açılacak davanın Şirkete yöneltileceği düzenlenmiş ise de; TCDD sorumluluğunda olan yük ve yolcu taşıma işlerinden kaynaklanan davalar için kanun metninde herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu itibarla, yük ve yolcu taşıma işlerinden kaynaklanan davaların kendi mecrasında devam etmesi gerektiğinden, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 09/10/2019 tarih 2018/4508 Esas 2019/6334 Karar sayılı ilamının kaldırılarak işin esasına girilmesine ve davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine karar verilmiştir.
2-Davacı yan dava dilekçesinde taşıma, ardiye, sejür, açma kapama, numune alma, aktarma şeklinde kalemler halinde belirttiği ücretler toplamının tahsili talebinde bulunmuştur. Dairemizin 06/02/2013 tarih 2012/191 Esas 2013/1969 Karar sayılı ilamında taşıma ücretinin davacının akidi olan davalı ...’den istenebileceği, davalı ... Müşteşarlığı’ndan tahsiline ilişkin kararın doğru olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak taşıma ücreti dışında kalan ve yukarıda sayılan diğer ücretler yönünden, 02.01.2009 tarihli ek rapor esas alınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; bu rapor denetime elverişli olmadığı gibi, yargılama aşamasında alınan diğer raporlar ile de farklı görüşler içermekte, diğer raporlar ise uyuşmazlığın çözümüne ışık tutmaktan uzak ve yetersizdir. Bu itibarla mahkemece taşıma ücreti dışında kalan talepler yönünden davacıya talebinin açıklattırılması, akabinde yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak her bir ücretin dayanağı olan işlemin ne olduğunun, ne surette gerçekleştirildiğinin ve bu işlem sebebiyle davacı tarafından yapılan masrafların delilleriyle birlikte incelenmesi Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın 25.06.2013 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanan Tasfiye Yönetmeliği'nin özellikle 64. md. değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmekte olup, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak kurulan hükmün açıklanan bu sebeple taraflar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Yine kabul şekli itibariyle, taşıma sözleşmesi Türk Ticaret Kanunu'nda düzenlenmiş olup, dava ticari nitelikte olduğundan avans oranında ticari faize hükmedilmek gerekirken yasal faize hükmedilmesi doğru görülmemiş davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
4-Kabule göre, davacı vekili dava dilekçesinin sonuç bölümünde talebini ‘’299.130,50 YTL (164.881,60 Euro+2.000,00 YTL)’’ şeklinde Türk Lirası olarak, 23.01.2007 tarihli 1. celsede ise ‘’ döviz ve YTL üzerinden alacaklarımızın hüküm altına alınmasını istiyoruz’’ şeklinde Euro ve Türk Lirası olarak belirtmiştir.
Zaman itibariyle dava konusu uyuşmazlığa uygulanması gereken 818 sayılı BK'nın 83. maddesi uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir. Bu şekilde talepte bulunan alacaklının artık bu tercihinden dönerek borcun yabancı para olarak aynen ifasını istemesi mümkün değildir. Somut olayda da, davacı dava dilekçesinde tercih hakkını kullanmış ve borcun Türk Lirası üzerinden ödenmesini istemiş, yargılama aşamasında ise alacağın bir bölümünün yabancı para üzerinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece davacının, alacağın Türk Lirası üzerinden ödenmesi yönündeki tercihinden dönüp yabancı para üzerinden tahsil isteyemeyeceği gözetilerek hüküm kurulması gerekirken Euro ve TL üzerinden hüküm tesisi doğru görülmemiş; hükmün temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir.
5-Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 09/10/2019 tarih 2018/4508 Esas 2019/6334 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün mümeyyiz taraflar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA, (5)Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harcının karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 18/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.