YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Dava sürecinde değişen davalı taraf , önceki davalının ileri sürmediği zamanaşımı itirazı öne sürebilir mi?

Karar Özeti

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/4. maddesinde “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda da davacı emekli olmadan önce Ankara İl Özel İdaresine bağlı Alt Yapı Daire Başkanlığında çalıştığı, bu birimin tüm hak ve alacakları ile birlikte İçişleri Bakanlığına devredildiğine ilişkin karar verildiği, davacının hak ve alacaklarından da İçişleri Bakanlığı’nın sorumlu olacağı anlaşılmış olup dava, hakimin izni ile davalı İçişleri Bakanlığına yöneltilmiştir. Bu durumda davalı, açılan davadan dava dilekçesinin tebliği ile haberdar olduğundan hukuki dinlenilme hakkı gereği davacının süresi içerisinde yaptığı zaman aşımı itirazları dikkate alınmalıdır. Zira, yargılama devam ederken taraf değişikliğine izin verilmesindeki amaç usul ekonomisi gereğince daha önce yapılan yargılama işlemlerinden yeni taraf dahil olduktan sonrada yararlanabilmektir. Bu durumda daha önce yapılmış olan bir kısım yargılama işlemleri tekrarlanmayarak yargılama süresi kısaltılmış ve daha az emek ve süre harcanmış olacaktır. Ancak bu durum davaya daha sona dahil olan tarafın önceki taraf tarafından ileri sürülmeyen iddia ve savunmaları ileri süremeyeceği manasına gelmeyecektir.

Karar

9. Hukuk Dairesi 2020/7000 E.  ,  2020/13557 K.

 

MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

Davacı İsteminin Özeti:

 

Davacı vekili; müvekkilinin 1990 yılında mevsimlik işçi olarak davalı işyerinde çalışmaya başlayıp 02.02.2001 tarihinde daimi işçi kadrosuna geçirildiğini, daimi kadroya geçirilirken 01.03.1999-28.02.2001 yürürlük süreli toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre intibak ücret skalasının yanlış tespit edildiğini, bu nedenle ücret zamlarının yevmiyesine eksik uygulanarak ücret ve ikramiye fark alacağı doğduğunu, müvekkilinin yeni işe giren işçi statüsünde değerlendirildiğini, toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanması nedeniyle kademe ilerlemesi ve derece terfilerinin ilk işe girdiği tarihten itibaren toplu iş sözleşmesi hükümlerine göre yapılarak, daimi kadroya geçtiği tarihteki yevmiyesinin belirlenmesi ve bu yevmiyeye takip eden toplu iş sözleşmesi ücret zamlarının uygulanması gerektiğini, yanlış uygulama ile ücret ve ikramiye farkı alacağı doğduğunu, ilave tediye alacağından sigorta primi kesilmemesi gerektiği yönünde yargı kararları bulunmasına rağmen kesinti yapıldığını, bu kesintilerin ödenmesi gerektiğini ileri sürerek ücret, akdi ikramiye, ilave tediye ve ağır hizmet primi alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalı Cevabının Özeti:

 

Davalı vekili; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur

 

Mahkeme Kararının Özeti:

 

Mahkemece, (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 09.10.2019 tarihli bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere, ve bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

Temyiz:

 

Karar süresi içinde davalı İçişleri Bakanlığı vekilince temyiz edilmiştir.

 

Gerekçe:

 

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2-Taraflar arasında uyuşmazlık davacının bir kısım alacaklarının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı hususuna ilişkindir.

 

Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve alacağın dava edilebilme özelliğini ortadan kaldırır.

 

Bu itibarla zamanaşımı savunması ileri sürüldüğünde, eğer savunma gerçekleşirse hakkın dava edilebilme niteliği ortadan kalkacağından, artık mahkemenin işin esasına girip onu incelemesi mümkün değildir.

 

Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı sebeplerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.

 

Somut olayda, davacı davasını ilk önce kapatılan Ankara İl Özel İdaresine yöneltmiş olup, daha sonra ise (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 20.12.2017 tarihli boza ilamı doğrultusunda 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124. maddesi gereğince davalı İçişleri Bakanlığına yöneltmiştir. Dava dilekçesi, duruşma zaptı, ve bozma ilamı davalı İçişleri Bakanlığına 12.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup bilirkişi raporları ve davacının ıslah dilekçesi ise davalı Bakanlığa (Kapatılan) 22 Hukuk Dairesi’nin 09.10.2019 tarihli bozma ilamından sonra 13.01.2020 tarihinde tebliğ olunmuştur. Davalı vekili ise süresinde sunduğu cevap dilekçesi ve ıslaha karşı sunduğu dilekçesinde davaya ve ıslaha karşı zaman aşımı itirazında bulunmuştur.

 

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 124/4. maddesinde “Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda da davacı emekli olmadan önce Ankara İl Özel İdaresine bağlı Alt Yapı Daire Başkanlığında çalıştığı, bu birimin tüm hak ve alacakları ile birlikte İçişleri Bakanlığına devredildiğine ilişkin karar verildiği, davacının hak ve alacaklarından da İçişleri Bakanlığı’nın sorumlu olacağı anlaşılmış olup dava, hakimin izni ile davalı İçişleri Bakanlığına yöneltilmiştir. Bu durumda davalı, açılan davadan dava dilekçesinin tebliği ile haberdar olduğundan hukuki dinlenilme hakkı gereği davacının süresi içerisinde yaptığı zaman aşımı itirazları dikkate alınmalıdır. Zira, yargılama devam ederken taraf değişikliğine izin verilmesindeki amaç usul ekonomisi gereğince daha önce yapılan yargılama işlemlerinden yeni taraf dahil olduktan sonrada yararlanabilmektir. Bu durumda daha önce yapılmış olan bir kısım yargılama işlemleri tekrarlanmayarak yargılama süresi kısaltılmış ve daha az emek ve süre harcanmış olacaktır. Ancak bu durum davaya daha sona dahil olan tarafın önceki taraf tarafından ileri sürülmeyen iddia ve savunmaları ileri süremeyeceği manasına gelmeyecektir.

 

Yukarıda anlatılanlar kapsamında davalı İçişleri Bakanlığı tarafından süresi içerisinde yapılan zaman aşımı itirazları değerlendirilmeden hüküm kurulması hatalı olup bozma sebebidir.

 

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA 27.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 260 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor