YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Temyiz Aşamasında İlave Belge Sunulması Mümkün müdür?

Karar Özeti

Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması; örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname gibi bir belge olmasıdır.

Karar

9. Hukuk Dairesi  2021/3660 E.  ,  2021/7752 K.

 

MAHKEMESİ : ... 15. Hukuk Dairesi

 

...

 

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

Davacı İsteminin Özeti:

 

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket bünyesinde Nisan 2009 ile 17/02/2014 tarihleri arasında servis şoförü olarak çalıştığını, 12/03/2010 tarihinde formaliteden şirket müdürü olarak tayin edildiğini, iş akdinin davalı işveren tarafından haksız şekilde feshedildiğini, işyerinde fazla çalışma yaptırılmasına karşın ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik ücret alacaklarına hükmedilmesini talep etmiştir.

 

Davalı Cevabının Özeti:

 

Davalı vekili, davacının 12/03/2010 tarihinde Ortaklar Kurulu Kararı ile şirketin olağan ve olağanüstü işlerini yürütmesi için şirket müdürü olarak atandığını, üst düzey yetkili olduğunu, davacının 13/03/2010-17/02/2014 tarihleri arasında çalıştığını ve işini özenle yapmaması sebebi ile iş akdinin feshedildiğini,kıdem ve ihbar tazminatlarının hesabına yatırıldığını, müvekkili şirketin eğitim kurumu olduğunu Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen çalışma koşullarına bağlı olduğunu fazla çalışma yapılmadığını, ücret ödemelerinin resmi kanallar aracılığı ile yapıldığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

 

İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:

 

İlk Derece Mahkemesince, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

İstinaf Başvurusu:

 

İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:

 

Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

 

Temyiz:

 

Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

Gerekçe:

 

1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

 

2-Davacının fazla çalışma ücretinin hesaplanması uyuşmazlık konusudur.

 

Fazla çalışma yaptığını işçi, bunların karşılığı ücretlerin ödendiğini işveren ispat etmek zorundadır.

 

Dosya içeriğine göre; davacı vekili müvekkilin haftanın 6 günü 08:00-20:30/21:00 saatleri arasında çalıştığını ayrıca pazar günleri ise günün belirli saatlerinde çalışma yaptığını ancak fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini iddia etmiş, davalı vekili davalı işyerinin Milli Eğitim Bakanlığı’nca belirlenen çalışma koşullarına bağlı olduğunu, davacının fazla mesai alacağının kabul edilemez olduğunu savunmuştur. Hükme dayanak alınan bilirkişi kök ve ek raporunda ise, davacı tanığı ...’ın haftanın 7 günü çalıştıklarını, çalışma saatlerinin 08:00-17:30 saatleri arasında olduğunu, 17:30’dan sonra veli görüşmelerine gittiklerini, yeni öğrenci kaydı yapmak için görüşmeler yaptıklarını, haftanın 5 günü saat 01:00’e kadar çalıştıklarını, diğer davacı tanığı ...’un ise haftanın 7 günü çalıştıkları, 09:00-17:45 saatleri arasında normal mesailerinin olduğu, 17:45’ten sonra veli görüşmelerine gittikleri, bazen 22:00’ye kadar çalışıldığını müdüre hanımdan duyduğu yönündeki beyanları ile davalı tanıklarının bu hususta bir beyanda bulunmamış olmaları gözetilerek, dosya içeriğindeki diğer delil ve tanık beyanlarıyla birlikte değerlendirildiğinde davacının haftanın 6 günü 08:00-21:00 saatleri arası çalıştığı ve ara dinlenmeler dikkate alındığında haftada 24 saat fazla çalışma yaptığı kanaatine varılmak suretiyle hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.

 

Ne var ki; davacı tanıklarının beyanları esas alınarak davacının 01.04.2009 ile 17.02.2014 tarihleri arasında geçtiği belirlenen tüm çalışma dönemi için hesaplama yapılmış ise de, davacı tanığı ...’ın davalı işverenlikte 25.02.2009-05.03.2010 tarihleri arasında çalıştığının tespit edildiği; diğer davacı tanığı ...’un ise 2010 yılının Eylül ayından 2014 yılı Şubat ayı sonuna kadar çalıştığını beyan ettiği görülmektedir. Çalışma sistemine ilişkin olarak sunulan bir işyeri kaydının bulunmadığı hususu göz önüne alındığında, fazla çalışmaya ilişkin iddianın, davacının belirtilen tanıklarla birlikte çalıştığı dönemler yönünden ispatlandığının kabulü dosya içeriğine uygun düşecektir. Yine, raporda her zaman 08:00-21:00 saatleri arası çalışıldığının kabulüyle hesaplama yapılmış ise de; davacının özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi olan davalı işyerinde fiilen servis şoförü olarak görev yaptığı ve eğitim öncesi ve sonrası öğrencilerin evlerinden merkeze ve merkezden evlerine taşınması ile şirket işleyişine bağlı veli ziyaretleri gibi diğer verilen işleri sürdürdüğü, tanık ifadelerinin yanı sıra davacının yargılama süresindeki beyanları ve işyerinin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı bir eğitim merkezi olduğu hususu da gözetildiğinde, 25.02.2009- 05.03.2010 tarihleri arasındaki dönemde; 08:00-20:30 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile günlük 11 saat ve haftalık 66 saat çalışarak 21 saat haftalık fazla mesai yaptığının, 2010 Eylül ile fesih tarihine kadar olan dönemde ise; 09:00-20:30 saatleri arasında 1,5 saat ara dinlenme ile günlük 10 saat ve haftalık 60 saat çalışarak haftada 15 saat fazla mesai yaptığının kabulünün dosya kapsamı ile daha uyumlu olacağı anlaşılmakla, yazılı şekilde verilen karar hatalı değerlendirmeye dayalı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

3-Kural olarak, yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller, temyiz veya karar düzeltme aşamasında sunulamazlar; sunulmuş olsalar bile, bu aşamalardaki incelemeler sırasında dikkate alınamazlar. Bu kuralın tek istisnası, dayanılıp sunulan delillin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması; örneğin, davaya konu borcun ödenmiş olduğunu gösteren makbuz, ibraname gibi bir belge olmasıdır.

 

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/h maddesinde, “davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması” dava şartları arasında sayılmıştır. Ödenmiş alacak hakkında davacının dava açmakta hukuki yararı yoktur. Bu halde, 6100 sayılı Kanun’un 115. maddesi gereğince, dava şartının varlığı ya da yokluğunun incelenmesi, doğrudan mahkemeye verilmiş ödevlerden olması karşısında, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının var olup olmadığını kendiliğinden gözetilmesinde bir usuli engel bulunmamaktadır.

 

Davanın hukuksal niteliği ve somut olayın özelliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Diğer bir anlatımla, yargılama aşaması henüz tamamlanmamış ise böyle durumda, borcu itfa eden belge değerlendirmeye alınmalıdır. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması, borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından söz edilemeyeceğinin kabulü de zorunludur. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 24.02.2016 Tarih, 2014/22-735 Esas,2016/166 Karar)

 

Davalı tarafça temyiz itirazı ekinde imzalı ücret bordrolarının sunulmuş olduğu ve bordrolarda asgari geçim indirimi alacak tahakkuklarının bulunduğu anlaşılmakla, asgari ücrete göre düzenlenmiş imzalı olan ücret bordrolarının davacıya gösterilerek imzasının inkar edilmemesi halinde, davacının davalı işyerinde fiilen yaptığı işin yanı sıra şirket ortaklarınca resmiyette şirket müdürü olarak tayin edilmesinden kaynaklı yasal sorumlulukları dikkate alınarak belirlenen ücretine göre hesap edilen asgari geçim indirimi alacaklarından bordrodaki tutarlar mahsup edilerek bu alacak hakkında yeniden hüküm kurulması gerekmektedir.

 

4-Davacının tanık beyanlarına göre dini bayramlar dışındaki ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı belirlenmiş ise de, davalı işyerinin Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi olması nedeniyle milli bayramlarda faaliyetinin devam edip etmediği hususunun bağlı olduğu il/ilçe Milli Eğitim Müdürlüğünden sorularak neticesine göre değerlendirme yapılması lüzumunun gözetilmemiş olması bir diğer bozma gerekçesi kabul edilmiştir.

 

SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.04.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 245 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor