Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, davacının hak kazandığı yıllık izinlerin hep eksik kullandırıldığı iddia edilmiş ancak hak kazanılan izinlerinin ne kadarının kullanıldığı açıklanmamıştır. Bu durum yargılama safahatında da davacıya açıklatılmamıştır. Davalı işveren dosyaya, davacıya yıllık izinlerini kullandırdığına dair yazılı delil sunamadığı için davalı nezdinde 21 yıl 6 gün çalışması bulunan davacının, çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabulüne göre, yıllık ücretli izin karşılığı alacak hesabı yapılmış ise de hesabın bu şekilde yapılması, dava dilekçesindeki açıklamalar karşısında, talep aşımı niteliğinde olduğu gibi, çalışma süresi boyunca hiç ücretli izin kullanılmaması, hayatın olağan akışına da aykırıdır. Hakimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece yapılacak iş; davacı asilden yıllık izinleri ile ilgili, dava dilekçesindeki açıklamaları doğrultusunda izahat talep ederek, davacının kullandığı ve kullanmadığı izin sürelerine ilişkin beyanını tespit ile kullanılmayan izin süresini belirleyip bu talebi yeniden değerlendirmektir.
9. Hukuk Dairesi 2020/1239 E. , 2021/2877 K.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 31. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01.07.1992 - 07.07.2013 tarihleri arasında davalının yalısında kesintisiz çalıştığını, kapıcılık, bahçıvanlık ve güvenlik görevlerini yürüttüğünü, haftanın 7 günü 24 saat yalıda kaldığını, davalı işverenin müvekkilinden, yalıdan hiçbir şekilde ayrılmayarak arkadaş veya akrabaları ile görüşmek istediğinde dahi yalıda görüşmesini istediğini, bu nedenle müvekkilin misafirlerini yalının bahçesinde kendisinin kalması için tahsis edilmiş olan binada ağırlamak durumunda kaldığını, 06.07.2013 tarihinde müvekkilin mahalledeki restorandan tanıdığı Tekin adlı şahsın yanında bir arkadaşıyla müvekkil ile sohbet etmek için yalıya geldiğini, gece 02.00’ye kadar sohbet ettiklerini, ayrılmak için ayağa kalktıkları bir anda müvekkile saldırıp, ellerini ve ayaklarını bağlayarak müvekkili etkisiz hale getirdiklerini, yalıya girmek istediklerini ancak anahtarı bulamadıklarını, müvekkilin baskıya rağmen anahtarı vermediğini, saldırganların yalının kapısını açmaya çalışırken müvekkilin ellerini çözmeyi başardığını ve alarm zilini çalıştırdığını, yalıya hiç giremeden saldırganların kaçtığını, bunun üzerine müvekkilin davalıyı ve karakolu aradığını, ertesi gün yalıya gelen davalının yaşanan olayı gerekçe göstererek müvekkilin iş akdini feshettiğini iddia ederek, bir kısım işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ücretinin iddia ettiği gibi olmadığını, ücret bordrolarında görünen tutar olduğunu, söz konusu tutarın aynen bankaya yatırıldığını, davacının her ay bordrosunu imzaladığını, herhangi bir ihtirazi kayıt bulunmadığını, davacının davalının yanında sadece şoförlük görevinde bulunduğunu, diğer iddia ettiği görevleri yapmadığını, 01.07.1992 - 30.06.2010 tarihleri arasında çalıştığını, davacının davalı müvekkil yanında çalışmasını emeklilik nedeni ile sona erdirmek istediğini, boşuna prim ödememesi yapılmamasını, kendisinin yerine eşinin sigortasının yapılmasını talep ettiğini, ancak talep edilmesine rağmen davalı tarafından SGK’dan emeklilik yazısının getirilmediğini, davacının müvekkile ait yalıda ahlak ve iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacak tutum ve davranışlarda bulunduğunu, müvekkilin olmadığı zamanlarda yalı odalarını başkalarına kiraya verdiğini, müvekkil tarafından yalıya dönüldüğünde yabancı insanlar ile karşılaşıldığını, durum hakkında araştırma yapan müvekkilin kendisine ait yalının odalarının izinsiz olarak özel şoförü olan davacı tarafından kiraya verildiğini tespit ettiğini savunarak haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı ihtilaflıdır.
4857 sayılı Kanun'un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde, davacının hak kazandığı yıllık izinlerin hep eksik kullandırıldığı iddia edilmiş ancak hak kazanılan izinlerinin ne kadarının kullanıldığı açıklanmamıştır. Bu durum yargılama safahatında da davacıya açıklatılmamıştır. Davalı işveren dosyaya, davacıya yıllık izinlerini kullandırdığına dair yazılı delil sunamadığı için davalı nezdinde 21 yıl 6 gün çalışması bulunan davacının, çalışma süresi boyunca hiç izin kullanmadığı kabulüne göre, yıllık ücretli izin karşılığı alacak hesabı yapılmış ise de hesabın bu şekilde yapılması, dava dilekçesindeki açıklamalar karşısında, talep aşımı niteliğinde olduğu gibi, çalışma süresi boyunca hiç ücretli izin kullanılmaması, hayatın olağan akışına da aykırıdır. Hakimin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 31. maddesinde düzenlenen davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; Mahkemece yapılacak iş; davacı asilden yıllık izinleri ile ilgili, dava dilekçesindeki açıklamaları doğrultusunda izahat talep ederek, davacının kullandığı ve kullanmadığı izin sürelerine ilişkin beyanını tespit ile kullanılmayan izin süresini belirleyip bu talebi yeniden değerlendirmektir.
Sonuç:
Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.