Davacının , davalı işyerinde dört yılı aşkın süre ile ücret almadan çalışmış olması hayatın olağan akışına da aykırıdır. Davalı tarafın akrabalık nedeniyle elden ücret ödendiği iddiası ile tanık beyanlarında iş sözleşmesinin feshinde davacının 2.000.00 TL ücret aldığına dair beyanları, davacının evli olup 4 çocuk babası olduğu hususu dikkate alınarak davacı asil çağrılarak bu süre içinde ailesinin geçimini ne ile sağladığı, neden bu kadar uzun süre ücret almadan çalışmaya devam ettiği sorularak konunun aydınlığa kavuşturulup ona göre hüküm kurulması gerekir.
9. Hukuk Dairesi 2021/11840 E. , 2021/16302 K.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 29. Hukuk Dairesi
...
DAVA TÜRÜ : ALACAK
İLK DERECE
MAHKEMESİ : ... 6. İş Mahkemesi
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalılara ait ekmek fırınında 1998 tarihinde işe başladığını, 15.07.2015 tarihine kadar çalıştığını, net maaşının 2.000,00 TL olduğunu, 2011 tarihinden bu yana ücretlerinin ödenmediğini, davalının, davacıyı kâr payı verme sözü ile oyaladığını, en son hiçbir neden göstermeksizin işten kovulduğunu, bankaya davacı adına 14.000,00 TL para yatırıldığını, bu paranın neyin karşılığı hesaba yatırıldığının davalı yanca açıklanmadığını, ...’ün davacının kardeşi olduğunu, 2011 yılına kadar işyerinin ... adına olduğunu, 2011 yılında davalı şirketi kurduğunu ve davacıyı şirket üzerine geçirdiğini, 1998 yılında işe başlamasına karşın 2000 yılında sigortaya kaydedildiğini, davacının, kardeşinin yeri olması nedeni ile günde yaklaşık 15 saat çalıştığını, hiçbir tatil ve izin imkanından faydalanmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık ücretli izin, ücret, fazla çalışma, ulusal bayram ve genel tatil ve asgari geçim indirimi alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar zamanaşımı def’inde bulunarak, davacının Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında görülen çalışması dışında bir çalışmasının bulunmadığını, davacının vasıfsız eleman olup aylık net 2.000,00 TL ücret almasının mümkün olmadığını, 2011 yılından itibaren maaşların ödenmediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, her ay maaşını kasadan kendisinin aldığının kamera kayıtları ile sabit olduğunu, 4 yıl boyunca maaş almadan çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının tazminatına karşılık 14.000,00 TL ödendiğini, yıllık izinleri kullandığını, ancak kardeşi olması nedeni ile güvene dayalı olarak belge imzalatılmadığını, işyerinde günde 15 saat çalışmasının söz konusu olmadığını, mesaiye kaldığı dönemde fazla mesai ücretlerinin davacıya elden ödendiğinin kamera kayıtları ile sabit olduğunu, maaş ödenirken her ay düzenli asgari geçim indirimi ödemesinin yapıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf incelemesi sırasında İlk Derece Mahkemesi tarafından hükme esas alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı kabul edilerek uzman bir bilirkişiden yeniden rapor aldırıldığı, aldırılan raporun dosya kapsamına uygun olduğu, bu rapor doğrultusunda karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.2 maddesi uyarınca İlk Derece Mahkeme kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu :
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, taraflar arasındaki sözleşmeye, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Taraflar arasında davacının ücret alacağı olup olmadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
Davacı tanığı ...,... ’ın “Akdin feshinde davacının 2.000,00 TL'ye yakın bir ücret aldığı, maaşı dışında herhangi bir ikramiye, yan ödeme ve prim ödenmediği” şeklindeki beyanları ile davalı tanığı ...’ın “Akdin feshinde davacının 2.000,00 TL ücret aldığını” ifade etmesi diğer tanık ...’ın ise “Davacının haftalığının 500.00 TL'ye çıkartılmasını istediğine yönelik beyanları” bir arada değerlendirildiğinde; gerekirse tanıklar yeniden dinlenilerek davacının aldığı ücrete ilişkin beyanlarının hangi bilgi ve görgüye dayandığını, elden ücret ödendiğine ilişkin bilgi ve görgülerinin bulunup bulunmadığının açıklattırılması gerekmektedir.
Davacının , davalı işyerinde dört yılı aşkın süre ile ücret almadan çalışmış olması hayatın olağan akışına da aykırıdır. Davalı tarafın akrabalık nedeniyle elden ücret ödendiği iddiası ile tanık beyanlarında iş sözleşmesinin feshinde davacının 2.000.00 TL ücret aldığına dair beyanları, davacının evli olup 4 çocuk babası olduğu hususu dikkate alınarak davacı asil çağrılarak bu süre içinde ailesinin geçimini ne ile sağladığı, neden bu kadar uzun süre ücret almadan çalışmaya devam ettiği sorularak konunun aydınlığa kavuşturulup ona göre hüküm kurulması gerekir.
3-Davacının çalışma süresi ihtilaflıdır. Davacı 1998 yılından itibaren davalılara ait işyerinde çalıştığını iddia etmesine rağmen ... 3. İş Mahkemesi'nin 2011/790 esas sayılı dosyasındaki beyanında 2000 yılından beri davalıya ait işyerinde çalıştığını ifade etmiştir. Hizmet döküm cetvelinde 11.10.2000- 28.02.2010 tarihleri arasında davalılardan gerçek kişi ... yanında, 01/03/2010-02.08.2015 tarihleri arasında davalı şirkette çalışma kaydının bulunduğu tespit edilmiştir.
1998-2000 yılları arası çalışma iddiası bordro tanık beyanlarıyla ispat edilemediğinden davacının kendi beyanı da 2000 yılında işe başladığına yönelik olduğundan çalışma süresi davacının beyanı ve talebi gözetilerek 11.10.2000-15.07.2015 tarihleri arasında 14 yıl 9 ay 5 gün kabul edilmelidir. Kıdem süresinden etkilenen kıdem tazminatı ile yıllık izin alacakları yeniden hesaplanmalıdır.
4- Kabule göre de; Bölge Adliye Mahkemesi kararında 02.02.2017 olan birleşen dava tarihinin 02.02.2012 olarak yazılması ayrıca alacaklara işletilen faizin türünün belirtilmemesi de hatalı olup hükmün infaz edilebilmesine engel oluşturabilecek niteliktedir.
SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgililere iadesine, 08.12.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.