Mahkemece, trafik polisi olarak görev yapan sanığın, çalıştığı ilçe emniyet müdürlüğünün radar uygulaması yapacağı yerler ile tarih ve saatlerini gösterir belge suretini yetkisiz kişilere vermek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; suç tarihinde yürürlükte bulunan Trafik Denetimlerinde ve Trafik Kazalarında Alınacak Önlemlere İlişkin Yönergenin 34/1-ç ve 47. maddeleri hükümleri göz önüne alındığında, radarla hız denetiminin karayolunun hangi kesiminde ve hangi sürelerde yapılacağı hususlarında yol kullanıcılarının bilgilendirilmesi gerektiği, bu haliyle suça konu belgenin içeriğini oluşturan bilgilerin sır mahiyetinde olmadığı ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanığın eyleminin disiplin suçu kapsamında değerlendirilebileceği gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
5. Ceza Dairesi 2018-5037 E. , 2021-7030 K.
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Mahkemece, trafik polisi olarak görev yapan sanığın, çalıştığı ilçe emniyet müdürlüğünün radar uygulaması yapacağı yerler ile tarih ve saatlerini gösterir belge suretini yetkisiz kişilere vermek suretiyle üzerine atılı suçu işlediği kabul edilerek mahkumiyetine karar verilmiş ise de; suç tarihinde yürürlükte bulunan Trafik Denetimlerinde ve Trafik Kazalarında Alınacak Önlemlere İlişkin Yönergenin 34/1-ç ve 47. maddeleri hükümleri göz önüne alındığında, radarla hız denetiminin karayolunun hangi kesiminde ve hangi sürelerde yapılacağı hususlarında yol kullanıcılarının bilgilendirilmesi gerektiği, bu haliyle suça konu belgenin içeriğini oluşturan bilgilerin sır mahiyetinde olmadığı ve suçun yasal unsurlarının oluşmadığı, sanığın eyleminin disiplin suçu kapsamında değerlendirilebileceği gözetilmeden atılı suçtan beraati yerine yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 tarihli ve 2008/149-163 E.- K. sayılı Kararında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin CMK'nin 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu nazara alınarak; sanığın adli sicil kaydında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar bulunmakta ise de atılı suçun 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ile değişik CMK'nin 231/8. maddesinin yürürlüğe girmesinden önce işlendiği, dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan aynı Kanun'un 231/6-a-b-c madde-fıkra-bentlerindeki objektif ve subjektif koşulların oluşup oluşmadığı karar yerinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, “sanığın sabıkalı kişiliği ve verilen hapis cezasının paraya çevrildiği” gerekçe gösterilerek CMK’nin 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
5237 sayılı TCK'nin 49/2. maddesinde kısa süreli hapis cezasının “Hükmedilen bir yıl veya daha az süreli hapis cezası” olarak tanımlanmasına ve aynı Kanun'un 50. maddesinde taksirli suçlar hariç olmak üzere ancak kısa süreli hapis cezalarının adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilebileceği ifade olunmasına rağmen sanık hakkında hükmedilen kısa süreli olmayan 1 yıl 6 ay hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,
Hükümden önce 28/06/2014 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa’nın 81. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesi hükmüne aykırı olarak infazı kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine hükmedilmesi,
Yüklenen suçu TCK'nin 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işlediği kabul edilen ve adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında, 53/5. maddesi gereğince, ayrıca, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA 22/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.