YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Zorla alıkonularak fuhuş yaptırılması halinde hangi suça sebebiyet verilir?

Karar Özeti

Fuhuş yapan yabancı mağdurlarla anlaşılıp, bu amaçla gidilen evde sanıklar ..., ... ile ...’in mağdurları rahatsız edici davranışları ve uyguladıkları cebir neticesinde mağdurların kendileriyle ilişkiye girmekten vazgeçmesinden sonra sanıklar ... ile ...’ın her üç mağdurla, sanık ...’in, mağdurlar ... ve ... ile, sanık ...’un, mağdur ... ile, sanık ...’ın ise, mağdur ... ile zorla ilişkiye girmeleri, sanık ... dışındaki diğer sanıkların mağdurlara fuhuş yaptırmaları, üç gün boyunca onları istekleri dışında evde tutmaları ve son olarak sanık ...’ın katılımı olmadan mağdurlardan ... ile ...’ı, Antalya ilinden gelen kişilere fuhuş yapmaları amacıyla teslim ettikleri olayda; sanıkların eylemlerinde 765 sayılı TCK'nın 201/b madde ve fıkrasındaki "zorla çalıştırma veya hizmet ettirmek, esarete veya benzer uygulamalara tabi kılmak..." şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı, "fuhuş yaptırmak" maksadıyla insan ticareti suçunun düzenlendiği 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik TCK'nın 80. maddesinin ise suç tarihinde yürürlükte olmaması karşısında, sanıkların eylemlerinin (fuhuş suçundan sanıklar hakkında dava zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği hususu dikkate alındığında) 765 sayılı TCK'nın 179 ve 416. maddeleri ile 5237 sayılı TCK'nın 109 ve 102. maddeleri kapsamında olduğu gözetilerek, 5252 sayılı Kanunun 9/3. madde ve fıkrasındaki "lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir" hükmü uyarınca denetime olanak verecek şekilde bir değerlendirilme yapılarak ve bu suçlar için Kanunda belirtilen dava zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak, her iki yasa bütün olarak uygulanıp, lehe yasa belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek, insan ticareti suçundan hüküm kurulması,

Karar

 

4. Ceza Dairesi   2021-32967 E.  ,  2021-29862 K.

 

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi

 

KARAR

 

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi, kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

 

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.

 

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;

 

1- Fuhuş yapan yabancı mağdurlarla anlaşılıp, bu amaçla gidilen evde sanıklar ..., ... ile ...’in mağdurları rahatsız edici davranışları ve uyguladıkları cebir neticesinde mağdurların kendileriyle ilişkiye girmekten vazgeçmesinden sonra sanıklar ... ile ...’ın her üç mağdurla, sanık ...’in, mağdurlar ... ve ... ile, sanık ...’un, mağdur ... ile, sanık ...’ın ise, mağdur ... ile zorla ilişkiye girmeleri, sanık ... dışındaki diğer sanıkların mağdurlara fuhuş yaptırmaları, üç gün boyunca onları istekleri dışında evde tutmaları ve son olarak sanık ...’ın katılımı olmadan mağdurlardan ... ile ...’ı, Antalya ilinden gelen kişilere fuhuş yapmaları amacıyla teslim ettikleri olayda; sanıkların eylemlerinde 765 sayılı TCK'nın 201/b madde ve fıkrasındaki "zorla çalıştırma veya hizmet ettirmek, esarete veya benzer uygulamalara tabi kılmak..." şeklinde düzenlenen suçun unsurlarının oluşmadığı, "fuhuş yaptırmak" maksadıyla insan ticareti suçunun düzenlendiği 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Yasanın 3. maddesiyle değişik TCK'nın 80. maddesinin ise suç tarihinde yürürlükte olmaması karşısında, sanıkların eylemlerinin (fuhuş suçundan sanıklar hakkında dava zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği ve bu kararın kesinleştiği hususu dikkate alındığında) 765 sayılı TCK'nın 179 ve 416. maddeleri ile 5237 sayılı TCK'nın 109 ve 102. maddeleri kapsamında olduğu gözetilerek, 5252 sayılı Kanunun 9/3. madde ve fıkrasındaki "lehe olan hüküm önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir" hükmü uyarınca denetime olanak verecek şekilde bir değerlendirilme yapılarak ve bu suçlar için Kanunda belirtilen dava zamanaşımı süreleri de dikkate alınarak, her iki yasa bütün olarak uygulanıp, lehe yasa belirlendikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek, insan ticareti suçundan hüküm kurulması,

 

2- 5271 sayılı CMK’da, şüpheli veya sanığın müdafi seçme hakkının bulunduğu ve müdafi bulunmayan şüpheli veya sanığa istemi halinde veya bazı koşullarda istemi aranmaksızın müdafi görevlendirileceği düzenlenmiştir. Şüpheli veya sanıkların savunmaları için seçtikleri müdafilerinin bulunması durumunda kendilerine baro tarafından zorunlu müdafi görevlendirilemeyecektir. CMK’da zorunlu müdafilik sistemini öngören düzenlemenin amacı, kendisini savunmak için yeterli maddi olanağı bulunmayanların, bu hakkı kullanamamalarından kaynaklanabilecek olası hak kayıplarının önlenmesi ve savunma hakkının etkin kullanılabilmesinin sağlanması suretiyle adil yargılamanın gerçekleştirilmesidir. Diğer taraftan, sanıkların kendilerinin vekâletname vermek suretiyle seçtikleri müdafileri bulunmadığı durumlarda, sanıklara müdafi olarak baro tarafından bir avukat atanacağının bildirilmesi gereklidir. Kendisine müdafi atandığını bilmeyen ya da kendisine müdafi atanmakla birlikte, bu avukatın değiştirilmesini isteme hakkına sahip bulunmayan bir sanığın, atandığını dahi bilmediği müdafisinin tüm tasarruflarından sorumlu tutulması gerektiğini veya bu müdafinin yaptığı tüm işlemleri peşinen kabul etmiş sayılacağını söylemek nasıl olanaklı değilse, böyle bir durumda savunma hakkının tam anlamıyla kullanılabileceğini düşünmek de olası değildir. Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, dosya içeriğinden vekaletnameli müdafileri olduğu anlaşılan sanıklar ... ile ...’a, kendilerine mahkemenin istemi üzerine baro tarafından müdafi atandığı bilgisi verilmeden karar verilerek, sanıkların savunma haklarının kısıtlanması,

 

3- Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık ... hakkında TCK’nın 58/6. maddesinin uygulanmaması,

 

4- Sanık ... hakkında İstanbul 42. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/03/2015 tarihli kararlarıyla gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği sürenin mahsubuna karar verildiği halde, mükerrer infaza sebebiyet verecek şekilde yeniden mahsup kararı verilmesi,

 

5- Kabule göre de;

 

Sanıkların, insan ticareti suçundan, mağdur sayısınca ayrı ayrı cezalandırılması gerekirken bu suçtan bir kez cezalandırılmalarına karar verilmesi,

 

Kanuna aykırı ve O Yer Cumhuriyet Savcısı, sanıklar ..., ... ile ..., sanıklar ..., ..., ... ile ... müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 309 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor