Gerekçeli kararda sanığın adı "..."yerine "..."olarak, suçun adı da hakaret yerinde kamu görevlisine alenen hakaret yazılmış ise de, maddi hatadan ibaret bu yazım hatasının mahallinde mahkemesince her aşamada düzeltilebileceği, konunun ciddi hukuka aykırılıkların incelenerek ülke sathında uygulama birliğinin sağlanmasını amaçlayan ve olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı anlaşılmıştır.
4. Ceza Dairesi 2021-35254 E. , 2021-29893 K.
KARAR
Hakaret suçundan sanık ...’ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 125/1, 62 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 251/3. maddeleri uyarınca 1 ay 26 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, cezasının anılan Kanun’un 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine dair Kahramanmaraş 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/03/2021 tarihli ve 2020/346 esas, 2021/103 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "Dosya kapsamına göre,
1- Anılan kararın hüküm fıkrasında sanık ...’ün hakaret suçundan mahkumiyetine karar verilmesi yerine sehven dosya kapsamı ile ilgisi bulunmayan ...'nın kamu görevlisine hakaret suçundan cezalandırılmasına ilişkin hüküm kurulmasında,
2- 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 305. maddesinde yer alan "Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir. Ancak, onbeş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalara ait hükümler hiç bir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtayca re'sen tetkik olunur. 1. (Değişik: 18/11/1992 - 3842/28 md.) İkimilyar liraya kadar (İkimilyar dahil) para cezalarına dair olan hükümler,(1) 2.(Değişik: 18/11/1992 - 3842/28 md.) Yukarı sınırı onmilyar lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan dolayı verilen beraat hükümleri,(1) 3. Bu Kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler, Temyiz olunamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz..." şeklindeki düzenlemenin Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği tarih olan 20/07/2016 tarihine kadar geçerlilik arz ettiği,
Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle birlikte 20/07/2016 tarihi itibariyle artık 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun istinaf başlıklı 272. maddesinin yürürlük kazanması ile birlikte anılan maddenin ilk halinde 1412 sayılı Kanun'daki gibi kesin olan hükümlerin tekerrüre esas alınamayacağına ilişkin bir düzenleme bulunmaması sebebiyle kesin nitelikteki adli para cezaları tekerrüre esas oluşturabiliyorken, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinde yer alan "(1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re'sen incelenir. (2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Ancak; a) (Değişik: 31/3/2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz." şeklindeki düzenlemenin son fıkrasına 14/04/2020 tarihinde 7242 sayılı Kanun'un 17. maddesiyle yapılan değişiklikle eklenen "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz" şeklindeki cümle gereğince, kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkumiyet hükümlerinin tekerrüre esas alınamayacağının anlaşıldığı nazara alındığında,
Somut olayda; tekerrüre esas alınan sanığa ait adli sicil kaydında bulunan Kahramanmaraş 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve 2018/9 esas, 2019/57 sayılı kararıyla verilen 2.240,00 Türk lirası adlî para cezasının, Bölge Adliye Mahkemelerinin faaliyete geçtiği ve 5271 sayılı Kanun'un istinafa ilişkin hükümlerinin yürürlüğe girdiği 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kesin nitelikte, doğrudan adli para cezası olduğunun anlaşılması karşısında, Ceza Genel Kurulu'nun 02/07/2020 tarihli ve 2019/13-123 esas, 2020/334 karar sayılı ilamında da kabul edildiği üzere sanığın tekerrüre esas alınan kesin nitelikteki adli para cezasına dair mahkumiyet hükmünün, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 272. maddesinin son fıkrasında yer alan "Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz." şeklindeki cümle gereğince, tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydında başkaca tekerrüre esas alınabilecek niteliği haiz ilamın da bulunmadığı cihetle, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına dair yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmemişti." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
1- "1" numaralı istem yönünden yapılan incelemede,
Gerekçeli kararda sanığın adı "..."yerine "..."olarak, suçun adı da hakaret yerinde kamu görevlisine alenen hakaret yazılmış ise de, maddi hatadan ibaret bu yazım hatasının mahallinde mahkemesince her aşamada düzeltilebileceği, konunun ciddi hukuka aykırılıkların incelenerek ülke sathında uygulama birliğinin sağlanmasını amaçlayan ve olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı anlaşılmıştır.
2- "2" numaralı istemin incelenmesinde,
15/04/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 272. maddesinde, "(1) İlk derece mahkemelerinden verilen hükümlere karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Ancak, onbeş yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, bölge adliye mahkemesince re'sen incelenir. (2) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olan mahkeme kararlarına karşı da hükümle birlikte istinaf yoluna başvurulabilir. (3) Ancak; a) (Değişik: 31/3/2011-6217/23 md.) Hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları hariç olmak üzere, sonuç olarak belirlenen üçbin Türk Lirası dâhil adlî para cezasına mahkûmiyet hükümlerine, b) Üst sınırı beşyüz günü geçmeyen adlî para cezasını gerektiren suçlardan beraat hükümlerine, c) Kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümlere, Karşı istinaf yoluna başvurulamaz. Bu suretle verilen hükümler tekerrüre esas olmaz" şeklinde düzenleme yer almaktadır.
İncelenen somut olayda; sanığın tekerrüre esas alınan Kahramanmaraş 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve 2018/9 esas, 2019/57 sayılı sayılı ilâmı ile doğrudan verilen 2.240,00 Türk Lirası adli para cezasının verildiği tarihte miktar itibariyle kesin nitelikte olduğu bu sebeple tekerrüre esas alınamayacağı, sanığın adli sicil kaydının incelenmesinde tekerrüre esas başkaca mahkumiyetinin de bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında yazılı şekilde tekerrür hükümlerinin uygulanması hukuka aykırı bulunmuştur.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma istemi doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1-(1) numaralı kanun yararına bozma istemi düzeltilebilir yazım hatasına ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE,
2- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Kahramanmaraş 6. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 17/03/2021 tarihli ve 2020/346 Esas, 2021/103 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3- Karardaki hukuka aykırılığın CMK'nın 309. maddesinin 4/d fıkrası gereğince Yargıtay tarafından giderilmesi gerektiğinden; hükümden “tekerrür hükümlerinin uygulanmasına” ilişkin kısmın ÇIKARILMASINA, karardaki diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 22/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.