Gizli ayıp geçici kabulden sonra ortaya çıksa dahi bedelinin yükleniciden istenebileceği hakkında.
- K A R A R -
Yargıtay 15.HD.
E: 2009/51
K: 2009/2220
T: 24.01.2007
Dava, 28.03.2005 tarihli Belediye'ye ait lokal ve hamam kompleksi yapılması işi sırasında fazladan yaptırılan imalât bedelinin tahsili istemiyle açılmıştır. Davalı, yapılan inşaattan dükkan satın alanların ayıplı imalât sebebiyle tazminat davaları açtıklarını ve halen devam ettiğini, buna göre ödemek zorunda kalacakları ayıplı iş bedelinin davacı alacağından mahsubu gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesine göre davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Sözleşmeye konu işin, 30.09.2005 tarihinde eksiksiz ve kusursuz yapıldığı belirtilerek geçici kabulü yapılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık BK'nın 355 ve devamı maddelerinde yer alan eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Anılan Yasanın 359. maddesi uyarınca imal olunan şeyin tesliminden sonra iş sahibi işlerin mutad cereyanına göre imkânını bulur bulmaz muayene ve varsa kusurlarını müteahhide bildirmeye mecburdur. Aksi durumda müteahhit her tür sorumluluktan kurtulur. Ancak yapılan şeydeki kusur sonradan meydana çıkarsa iş sahibi vâkıf olur olmaz keyfiyeti müteahhide derhal haber vermediği taktirde işi kabul etmiş sayılır (BK.362 mad.). Somut olayda geçici kabul yapılmış ise de açılan davalarda gizli ayıp nedeniyle davalının tazminat davalarıyla muhatap olduğu anlaşılmaktadır. Sonradan ortaya çıkan bu ayıpların davacıya bildirilmesi durumunda mahsubunun istenebileceği açıktır. Ayrıca, mahsup itiraz niteliğinde olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de görevi gereği re'sen dikkate alınmalıdır (HGK. 07.06.1974 gün ve 734/6381 Karar). Oysa mahkemece bu husus üzerinde durulup inceleme yapılmadan bilirkişilerin hukuki görüşüyle bağlı kalınarak dava reddedilmiştir. O halde yapılması gereken iş yukarıda sözü edilen hükümler çerçevesinde davalının ayıplarla ilgili savunması incelenerek, açılan davalar da gözetilerek gerektiğinde sonucu beklenmeli, varsa ayıp tutarı davacı alacağından düşülerek hüküm kurulmasından ibarettir.