Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 109, 109/5. maddeleri gereğince kamu davasının açıldığı, kovuşturma aşamasında ise eylemin kasten basit yaralama suçunu oluşturduğunun kabulüne karar verildiği, sanığa atılı eylemin bu hali ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi gereği uzlaşma kapsamında bulunduğu anlaşılmakla; taraflar arasında 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekmektedir.
1. Ceza Dairesi 2021-12623 E. , 2021-15102 K.
(KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİ)
Basit yaralama suçundan sanık ...'ün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.800,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Yenişehir Asliye Ceza Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/152 Esas, 2020/43 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 04.10.2021 tarihli ve 2020/17953 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.10.2021 tarihli ve 2021/123725 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
1) Somut olayda; sanığın üzerine atılı bulunan ve uzlaşmaya engel olan hürriyeti tahdit suçu bakımından beraat kararı verilmiş olması ve basit yaralama suçu yönünden uzlaştırmaya engel olan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 253/3. maddesinde yer alan “Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz.” şeklindeki düzenlemenin uygulama olanağının kalmamış olması karşısında, 5271 sayılı Kanun’un 254/1. maddesindeki “Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253'üncü maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca basit yaralama suçu bakımından uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,
2) 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün sanık aleyhine olduğu ve ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği, sanığın suç tarihi itibarıyla adli sicil kaydında yer alan ve 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce 23.01.2014 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarının yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilmeden, CMK'nin 231/6. maddesindeki diğer koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yalnızca "Sanık hakkında önceden hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemiş olması ile CMK'nin 231/5. maddesi ve CMK'nin 231/8. maddesi gereği hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun uygulanmasına kanunen yer olmadığına" şeklindeki yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile CMK'nin 231/5. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair karar verilmesinde,
3) Kabule göre de, sanık hakkında basit yaralama suçu nedeniyle, 5237 sayılı Kanun’un 86/2. maddesi gereğince hükmedilen 120 gün adlî para cezasından, anılan Kanun’un 62/1. maddesi uyarınca yapılan indirim işlemi esnasında, hesap hatası yapılmak suretiyle 100 gün adlî para cezası yerine, 90 gün adlî para cezasına, anılan Kanun’un 52/2. maddesi gereğince günlüğü 20,00 Türk lirasından çevrildiğinde ise 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası yerine, 1.800,00 Türk lirası adlî para cezasına hükmedilmek suretiyle eksik ceza tayininde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 109, 109/5. maddeleri gereğince kamu davasının açıldığı, kovuşturma aşamasında ise eylemin kasten basit yaralama suçunu oluşturduğunun kabulüne karar verildiği, sanığa atılı eylemin bu hali ile 5271 sayılı CMK'nin 253. maddesi gereği uzlaşma kapsamında bulunduğu anlaşılmakla; taraflar arasında 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nin 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işlemi yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi, uzlaştırma girişiminin başarısızlıkla sonuçlanması halinde yargılamaya devamla hüküm kurulması gerekmektedir.
5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesine, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun'un 72. maddesi ile eklenen "Denetim süresi içinde, kişi hakkında kasıtlı bir suç nedeniyle bir daha hükmün açıklanması geri bırakılmasına karar verilemez." şeklindeki hükmün sanık aleyhine olduğu ve ancak yürürlük tarihinden sonra işlenen suçlar bakımından uygulanabileceği, sanıkların suç tarihi itibarıyla adli sicil kayıtlarında yer alan ve 6545 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önce 23.01.2014 tarihinde kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının yeniden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına engel teşkil etmeyeceği gözetilerek, sanık hakkında CMK'nin 231/6. maddesindeki diğer koşulların oluşup oluşmadığı değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi gerekir.
Bununla birlikte, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesine göre belirlenen 120 gün adli para cezasından TCK’nin 62. maddesine göre (1/6) oranında indirim yapılırken 100 gün yerine 90 gün adli para cezasına hükmedilmesi ve sonuç olarak hükmedilen gün para cezasının günlüğü 20 TL’den adli para cezasına çevrilirken 2.000,00 TL adli para cezası yerine, hesaplama hatası sonucu 1.800,00 TL adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle eksik ceza verilmesinde de isabet görülmemiştir.
Bu nedenlerle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden; Yenişehir Asliye Ceza Mahkemesinin 16.01.2020 tarihli ve 2019/152 Esas, 2020/43 Karar sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nin 309/4. maddesinin (b) bendi gereğince KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, sanığın kazanılmış hakkının korunmasına, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.12.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.