YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Hangi aşamaya kadar ıslah edilebilir?

Karar Özeti

Islahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.

 

Ne var ki yukarıda da belirtildiği üzere son yasal değişiklikler uyarınca Yargıtay'ın bozma ilamından sonra yapılan yargılamada tahkikat sona erinceye kadar davanın ıslahı mümkün hale geldiğinden davalılar karşı davacıların birleştirilen dava yönünden adi yazılı sözleşme uyarınca ödenen bedelin güncelleştirilmiş değeri olan 87.549,08TL üzerinden eksik kalan harcı ikmal ettikleri gözetilerek harcı ikmal edilen bu değer üzerinden birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Karar

 

 

7. Hukuk Dairesi  2021/5790 E.  ,  2021/3151 K.

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

 

Davacılar- karşı davalılar vekili tarafından, davalılar- karşı davacılar aleyhine 16/05/2012 gününde verilen dilekçe ile asıl davada elatmanın önlenmesi ve kal, karşı davada 27/06/2012 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, birleştirilen davada tazminat istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın ve birleştirilen davanın kabulüne dair verilen 28/04/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar- karşı davacılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:

 

K A R A R

 

Asıl dava, elatmanın önlenmesi ve kal; karşı dava temliken tescil; birleştirilen dava tazminat istemine ilişkindir.

 

Davacılar vekili, 291 parselde hissedar olduklarını, davalı ...'in müvekkillerine ait arazi içerisine ev yapmak suretiyle müdahalede bulunduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu evin yıkımı ve müdahalesinin men'ini talep ve dava etmiştir.

 

Davalı ... vekili, davalının dava konusu yeri haksız işgal etmediğini, parasını ödeyerek aldığı taşınmazı 23 yıldır kullandığını, müvekkilinin burayı satış sözleşmesi ile satın aldığını ve üzerine 3 katlı bina inşaa ettiğini, bugüne kadar hiç bir sorun olmadan sözleşme gereği müvekkilince malik olarak dava konusu yerin kullanıldığını, davacıların İsmail Şahin'in mirasçıları olduğunu ve davalılara devir edeceklerine dair 03.08.2004 tarihli beyan ve taahhüt verdiklerini, binanın yapıldığı kısmın ana taşınmazdan ifrazının mümkün olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.

 

Davalı vekili karşı dava dilekçesinde; davacıların murisi üzerine kayıtlı davalıya satışı taahhüt edilen 500 m2'lik kısmın ifraz edilerek davacı adına temliken tapuya tescilini veya 500m2'lik kısma isabet eden hissenin davalı adına tescilini talep ve dava etmiştir.

 

Birleştirilen davada davalı ... mirasçıları vekili, 10.03.1989 tarihli adi yazılı satış sözleşmesi uyarınca davalıların murisi ... tarafından ödenen 40.000.000,00TL satış bedelinin denkleştirici adalet kuralı çerçevesinde ulaştığı güncel değerin faizi ile davacılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

 

Mahkemece asıl davada el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, kal talebinin reddine; karşı davanın temliken tescil istemi yönünden reddine, çoğun içinde az da vardır kuralı gereği binanın asgari levazım değerinin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine karar verilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 13.03.2019 tarihli 2016/16125 Esas ve 2019/2290 Karar sayılı ilamı ile "Mahkemece temliken tescil isteminin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmasa da tazminat bedelinin belirlenmesi usulü doğru değildir. Davalı haklı sebebe dayandığından satış sözleşmesi ile davalıya satılan taşınmaz için ödenen bedelin davalılar- karşı davacılar vekilinin talebiyle bağlı kalınarak güncellenmiş değerinin bilirkişiye hesaplattırılarak bu bedel ile birlikte davacıların da kabulünde olan davalılar murisince yapılmış binanın ilk iki katı için dava tarihi itibariyle hesaplanacak muhik tazminat bedelinin davacılardan tahsili gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle asgari levazım bedeli üzerinden tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

 

Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda "asıl davada el atmanın önlenmesi talebinin kabulüne, fahiş zarar doğuracağından kal talebinin reddine; karşı dava yönünden temliken tescil isteminin reddine, davalılar-karşı davacılara bina nedeniyle ödenmesi gereken muhik tazminat bedeli, binanın ilk iki katı için 141.075,00 TL olduğundan bu bedelin davacılardan tahsili ile davalılara ödenmesine; birleştirilen dava yönünden ise, 05.02.2021 tarihli celsede tarafların bilirkişi raporlarına itirazlarının reddine, 3 nolu ara karar uyarınca davalılar-karşı davacılar vekiline davanın esası hakkında beyanda bulunması için süre verildiği halde birleştirilen davada talep edilen miktarda bir değişiklik yapılmadığından davalılar karşı davacıların talebiyle bağlı kalınarak 10.000,00TL'nin birleştirilen dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davacılardan tahsili ile davalılara verilmesine" karar verilmiştir.

 

Hükmü, davalılar-karşı davacılar vekili temyiz etmiştir.

 

1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 83 ve devamı maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 176 ve devamı maddelerine göre ıslah, iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağının istisnalarından biri olup, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan bir yöntemdir. Öğretide ve Yargıtay uygulamasında ıslah yoluyla davanın değiştirilebileceği ve genişletilebileceği, aynı şekilde savunmanın da genişletilebileceği ilke olarak kabul edilmektedir. Islahla kastedilen, dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesidir. Dava konusu edilmeyen bir hususun ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 29.06.2011 tarih, 2011/1-364 Esas ve 453 Karar; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.02.2017 tarih 2015/7-917 Esas, ve 2017/265 Karar) 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanunun 18.maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesinin 2.fıkrası uyarınca "Yargıtay'ın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz."

 

Somut olaya gelince, mahkemece 05.02.2021 tarihli duruşmada davalılar karşı davacılar vekiline muhik tazminat bedeli olan 141.075,00TL ve sözleşme uyarınca ödenen bedelin güncel değeri olan 87.549,08TL üzerinden eksik harcın ikmal edilmesi için bir sonraki celseye kadar süre verilmiş, 01.04.2021 tarihli sayman mutemedi alındısına göre davalılar karşı davacılar vekili tarafından 3.728,38TL üzerinden eksik harç ikmal edilmiştir. Buna rağmen mahkemece davalı-karşı davacı tarafa davanın esası hakkında beyanda bulunması için süre verildiği, birleştirilen dosya açısından talep edilen miktarda bir değişiklik olmadığı gerekçesiyle davacının talebiyle bağlı kalınarak ödenen bedel açısından 10.000,00 TL'nin birleştirilen dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile davacılardan tahsiline karar verilmiştir. Ne var ki yukarıda da belirtildiği üzere son yasal değişiklikler uyarınca Yargıtay'ın bozma ilamından sonra yapılan yargılamada tahkikat sona erinceye kadar davanın ıslahı mümkün hale geldiğinden davalılar karşı davacıların birleştirilen dava yönünden adi yazılı sözleşme uyarınca ödenen bedelin güncelleştirilmiş değeri olan 87.549,08TL üzerinden eksik kalan harcı ikmal ettikleri gözetilerek harcı ikmal edilen bu değer üzerinden birleştirilen davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.11.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 285 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor