Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, gerektiğinden...
5. Hukuk Dairesi 2021/2413 E. , 2021/14141 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş, davalı vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla, duruşma için belirlenen 30/11/2021 günü usulüne göre çağrı kağıdı gönderilmesine rağmen gelmediklerinden taraf vekillerinin yokluklarında incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilerek, dosyadaki kağıtlar okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Arazi niteliğindeki ... ili Merkez ilçesi ... köyü 2477 parsel sayılı taşınmazdan ifrazen oluşan 4361 parsel sayılı taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde yöntem itibari ile bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;
1-Taşınmazın kuru tarım arazisi niteliği, konumu ve yüzölçümü dikkate alındığında değeri belirlenirken kapitalizasyon faiz oranının % 5 oranında uygulanması gerekirken, bu oranın % 6 kabulü ile az bedel tespiti,
2-Mahkemece verilen ilk kararda dava konusu taşınmazın m2 birim fiyatına %75 oranınıda objektif değer artırıcı unsur uygulanmak suretiyle hüküm kurulduğu ve bu husus bozmaya konu edilmediği halde bozma ilamı sonrası davacı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek, taşınmazın m2 birim fiyatına %100 oranında objektif değer artırıcı unsur uygulamak suretiyle fazlaya karar verilmesi,
3-(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi bozma ilamında, dava konusu taşınmazın kamulaştırılan bölümünden arta kalan kısımda herhangi bir değer kaybı olmayacağı belirtildiği halde uyulan bozma ilamı sonrası bu hususta davacı idare lehine oluşan usuli kazanılmış hak ilkesi ihlal edilerek arta kalan bölümde değer azalışı uygulanmak suretiyle fazla bedele hükmedilmesi,
4-Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin hatalı gösterilmesi,
Kabule göre de;
5-Bozma ilamı sonrası tespit edilen bedel, ilk kararla tespit edilen bedelden düşük olduğundan mahkemece tespit edilen bedelden acele el koyma kararı ile belirlenen bedelin mahsubu sonrası oluşan fark bedele ilk karar tarihi 20.11.2014 tarihine kadar faiz işletilmesi gerekirken, son karar tarihine kadar faiz uygulanmasına karar verilmesi,
6-Davacı idare tarafından fazla bloke edilen 71.272,69-TL'nin varsa istemiş mevduat faizi ile birlikte davacı tarafa ödeme yapılamamış ise davacı kuruma iadesine, ödeme yapılmış ise davalı taraftan alınarak davacı kuruma ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Doğru olmadığı gibi;
7-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak, davanın niteliği gereği davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, gerektiğinden;
Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 30/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.