Dava konusu taşınmaz üzerindeki yapılara değerlendirme tarihi olan 2014 yılına ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Yapı Birim Maliyet Cetvelindeki sınıfına göre bedel belirlenmesi gerekirken, 2012 yılına ait resmi veriler kullanılmak suretiyle denetime elverişli olmayacak biçimde dava tarihine uyarlama yapılarak yapıların bedelinin belirlenmesi doğru olmadığı gibi; dosya içindeki emlak vergisi bildiriminde dava konusu taşınmazın inşaat bitim tarihi 01.01.2000 olarak bildirildiği halde, gerekçesi gösterilmeden binanın 30 yaşında olduğu kabul edilerek yıpranma payı düşülen rapora göre hüküm kurulması,
5. Hukuk Dairesi 2021/4391 E. , 2021/14552 K.
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Hükme esas alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
Bu itibarla emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Dava konusu ... mahallesi 139 ada 1 parsel sayılı taşınmazın bulunduğu mahallede olmasa bile; dava konusu taşınmaza yakın, Bodrum ilçesinde benzer yüzölçümlü ve değerlendirme tarihine yakın zamanlarda emsal satışların bulunması doğaldır.
Dava konusu taşınmaza yukarıda anlatıldığı gibi gerçek satış üzerinden değer biçilmesi gerekirken Kamulaştırma Kanunu'nun 8. maddesi gereği tapuda yapılan satış emsal alınmak suretiyle metrekare birim fiyatı belirleyen bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir.
Bu durumda; taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde re'sen emsal celbi yoluna gidilmesi, taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya da kadastro parselleri olup olmadığı ilgili Belediye Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranlan açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 07/12/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.