YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Yaralanmalı trafik kazalarında hatır taşıması nedir?

Karar Özeti

Davalı vekili cevap dilekçesindeki savunmasında, davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK'nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.

Karar

 

4. Hukuk Dairesi         2021/6244 E.  ,  2021/8653 K.

 

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

 

Taraflar arasındaki trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davası üzerine Uyuşmazlık Hakem Heyetince yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen karara davalı vekili tarafından yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalı tarafın itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

 

-K A R A R-

 

Davacı vekili; müvekkilinin, 10/06/2015 tarihinde davalı tarafından ... poliçesi ile sigortalanan araçta yolcu olarak bulunduğunu, tek taraflı gerçekleştirilen kazada yaralandığını ve malul olduğunu, davalı tarafından 26/04/2016 tarihinde yapılan ödemenin zararı karşılamaktan uzak olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere sürekli maluliyet ve geçici maluliyet zararı yönünden 10.000,00 TL maddi tazminatın 26/04/2016 tarihinden yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, ıslahla toplam talebini 96.089,42 TL’ye yükseltmiştir.

 

Davalı vekili, başvurunun reddini savunmuştur.

 

Sigorta Uyuşmalık Hakem Heyeti tarafından, talebin kabulü ile 96.089,42 TL maddi tazminatın 26/04/2016 dan avans faizi ile davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekilince itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yönbulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

 

2- Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.

 

Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının usulüne uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015-20/02/2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20/02/2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.

 

Kazanın meydana geldiği 10/06/2015 tarihi itibari ile “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik” yürürlükte olup, davacının maluliyetinin bu yönetmeliğe göre belirlenmesi gerekmektedir.

 

Somut olayda davacı vekilince dosyaya sunulan Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Adli Bilirkişi Kurulu'nun 05/09/2017 tarihli raporunda; davacının klavikula kırığı ve travma sonrası stres bozukluğuna bağlı olay tarihinde yürürlükte olmayan 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranı % 25,2 olarak hesaplanmış, hakem heyetince bu rapor hükme esas alınarak talebin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili ise kaza ile davacının psikolojik rahatsızlığı arasında illiyet bağı olmadığını ve maluliyet raporunun yeterli olmadığını savunmaktadır. Davacının maluliyetinin haksız fiil sorumlusunun fiili sonucu oluştuğunun, yani haksız fiil ile maluliyet arasında illiyet bağının bulunduğunun da belirlenmesi sorumluluk açısından zorunludur. Bu nedenlerle bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez.

 

Bu durumda, davacının psikolojik tedavisine ilişkin tüm tedavi evrakları dosya arasına getirtildikten sonra muayenesi de yapılarak, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre, kazadan sonra oluştuğu belirtilen psikolojik rahatsızlıkların kaza ile illiyet bağının olup olmadığı, maluliyet oranına etki edip etmediği ve maluliyet oranı tespit edilerek sonucuna göre davalı lehine oluşan kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmesi gerekirken olay tarihinde yürürlükte olmayan yönetmelik hükümlerine göre ve maluliyet ile fiil arasındaki illiyet bağı yönünden değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

 

3- Davalı vekili cevap dilekçesindeki savunmasında, davacının kazaya karışan araçta hatır için taşındığını ileri sürerek belirlenecek zarardan indirim yapılması gerektiğini bildirmiştir. Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.

 

Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.

 

Somut olayda, davacı ile davalı tarafından ... poliçesi ile sigortalanan aracın sürücüsünün iş yerinden arkadaş oldukları, olay günü de öğle arası saatlerinde şehir içinde yolculuk yaptıkları anlaşılmıştır. Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda taşımanın başvuranın yararına yapıldığına dair dosyada bilgi ve belge bulunmadığından hatır taşıması indirimi yapılmadığı belirtilmiş davalı vekilinin itirazı üzerine İtiraz Hakem Heyetince de aynı gerekçe ile itiraz red edilmiştir.

 

Ancak yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince olayla ilgili Savcılık Soruşturma dosyası ve dava açılmış ise Ceza dava dosyasının bulunduğu yerden getirtilerek davacının yolcu olduğu araçta menfaat karşılığı mı hatır için mi taşındığının araştırılması ve %20 oranında hatır indirimi yapılıp yapılmaması hususu tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 10/11/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 251 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor