6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 30. maddesinde “Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz.” hükmü mevcuttur. Somut olaya bakıldığında; dava konusu olan ... fiyatının 5.999,00-TL olduğu gözetildiğinde ürünün satış bedelinin 6,00-TL olarak girilmesi sözleşmenin kurucu unsurlarından olan bedelde sözleşme kurulurken esaslı bir yanılma hali olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının anılan sözleşmeyle bağlı olduğundan söz edilemez. Bu durumda mahkemece Türk Borçlar Kanunun 30. maddesi gözetilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup Adalet Bakanlığı'nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma isteğinin kabulü gerekmiştir
3. Hukuk Dairesi 2021/6303 E. , 2021/11808 K.
MAHKEMESİ:TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki hakem heyeti kararına itiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması neticesinde davanın reddine dair kesin olarak verilen hükmün Adalet Bakanlığınca kanun yararına bozulması istenilmekle; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, ... internet sitesi üzerinden ürünlerini sattığını, davalının ... internet sitesi üzerinden mesafeli satış sözleşmesi imzalayarak satış bedeli 6,00-TL olarak görülen ancak gerçek satış değeri 5.999,00-TL olan... siparişi verdiğini, davalının siparişinin firmanın sistemine düştüğünde ürünün fiyat etiketinin hatalı olarak girildiğinin tespit edildiğini, ürünün aslında 5.999,00-TL bedelli olmasına rağmen ... firması tarafından hatalı olarak 6,00-TL olarak satışa sunulduğunu, bu sebeple davalının satışının iptalinin sağlandığını, davalıya ulaşılarak durumun izah edildiğini, zararı oluşmadığı halde müşteri memnuniyetinin sağlanması için 20,00-TL hediye çekinin hesabına yüklendiğini, buna rağmen davalının hakem heyetine başvurduğunu, ... Tüketici Hakem Heyeti'nin 25/03/2019 tarih ve 052320190000897 sayılı kararı ile talebinin kabul edildiğini, ancak hakem heyeti kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ... Tüketici Hakem Heyeti'nin 25/03/2019 tarih ve 052320190000897 sayılı kararının iptalini talep etmiştir.
Davalı, cevap vermemiştir.
Mahkemece; mesafeli satış sözleşmelerinde malın reklam edilen fiyattan temin edilememesinin satışın iptalini gerektirmediği ve satıcının ürünü satışa sunduğu fiyattan alıcıya tedarik etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Adalet Bakanlığının 07/09/2021 tarihli yazısında; somut olgunun Türk Borçlar Kanunu'nun 30 ve 31 inci maddelerinde düzenlenen yanılma hükümlerine göre değerlendirilmesi gerekirken; mesafeli satış sözleşmelerinde malın reklam edilen fiyattan temin edilmemesinin satışın iptalini gerektirmediği ve satıcının ürünü satışa sunduğu fiyattan alıcıya tedarik etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğu ileri sürülerek; kararın, 6100 sayılı HMK'nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca kanun yararına bozulması talep edilmiştir.
Davacı, davalının internet sitesi üzerinden yaptığı alışveriş neticesinde indirimli olarak aldığı ürünün teslim edilmediğini, teslim edilmeyen malların indirimli fiyat üzerinden tarafına teslimi istemi ile tüketici hakem heyetine yaptığı başvurusunun kabulüne ilişkin verilen tüketici hakem heyeti kararının iptali için eldeki davayı açmış, davalı ise cevap vermemiştir. Mahkemece, mesafeli satış sözleşmelerinde malın reklam edilen fiyattan temin edilememesinin satışın iptalini gerektirmediği ve satıcının ürünü satışa sunduğu fiyattan alıcıya tedarik etmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. (818 sayılı eski B.K. m.23) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 30. maddesinde “Sözleşme kurulurken esaslı yanılmaya düşen taraf, sözleşme ile bağlı olmaz.” hükmü mevcuttur. Somut olaya bakıldığında; dava konusu olan ... fiyatının 5.999,00-TL olduğu gözetildiğinde ürünün satış bedelinin 6,00-TL olarak girilmesi sözleşmenin kurucu unsurlarından olan bedelde sözleşme kurulurken esaslı bir yanılma hali olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacının anılan sözleşmeyle bağlı olduğundan söz edilemez. Bu durumda mahkemece Türk Borçlar Kanunun 30. maddesi gözetilerek karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup Adalet Bakanlığı'nın bu yöne ilişen kanun yararına bozma isteğinin kabulü gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığının HMK'nın 363 üncü maddesinin birinci fıkrasına dayalı kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile kararın sonuca etkili olmamak üzere KANUN YARARINA BOZULMASINA, aynı maddenin üçüncü fıkrası uyarınca gereği yapılmak üzere bozma kararının bir örneğinin ve dava dosyasının Adalet Bakanlığına gönderilmesine, 22/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.