Sözleşme tarihi itibariye yürürlükte olan 6502 sayılı TKHK'nın 34/1 maddesine göre, konut kredisi sözleşmelerinde kredi kuruluşunun, borcun tamamının muaccel olduğundan bahisle ifasını talep edebilmesi için kredi sözleşmesinde bu hakkın saklı tutulmuş olması, tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödememiş olması ve en az otuz gün süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekmektedir. Bahsi geçen Kanun hükmüne uygun bir muacceliyet uyarısı yok ise borcun tamamının ifası istenemez. Davalılardan ...'e usulüne uygun ihtarname gönderilmişse de, diğer davalı ...'ye ise usulüne uygun tebligat yapılamadığından borcun tamamının muaccel hale gelmediğinin kabulü gerekir. O halde, davalı ... için icra takip tarihi itibariyle vadesi geçen borçlar yönünden, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle tekrar hesaplama yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3. Hukuk Dairesi 2021/3589 E. , 2021/12288 K.
MAHKEMESİ: ... 2. TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının kısmen kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı Banka, davalı ... ile aralarında konut kredisi sözleşmesi imzalandığını, kendisine gönderilen ihtara rağmen borcunu ödememesi üzerine her iki davalı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, takipten önce üzerine ipotek tesis edilen taşınmazın diğer davalı ...'ye ipotekli olarak devredildiğini, devir sonrasında davalı ...'ye de bankaya karşı sorumlu olduğunu içerir ihtarname gönderildiğini, takibin de bu sebepten ötürü her iki davalı aleyhinde başlatıldığını, ancak davalıların takibe haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına neden olduklarını, bu nedenle ... İcra Müdürlüğü'nün 2018/37410 Esas sayılı icra takip dosyasındaki itirazlarının iptali ile alacağın %20' sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., cevap dilekçesi vermemiştir.
Davalı ..., davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün taraflar vekillerince istinaf edilmesi üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesinin 13. Hukuk Dairesinin 2019/1505 E. 2020/1467 K. sayılı kararı ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüne karar verilmiş olup; bu kez davacı ve davalı ... vekillerince karar temyiz edilmiştir.
1) Davalı ...'in, davacı Bankadan 18/03/2016 tarihinde konut kredisi kullandığı, daha sonra kredi kullandırım sırasında ipotek tesisi sağlanan taşınmazı ipotekli olarak diğer davalı ...'ye sattığı, davacı banka tarafından davalılara ayrı ayrı hesap kat ihtarının yapıldığı, kat ihtarının davalı ...'e 25/01/2018 tarihinde, davalı ...'ye ise 12/10/2017 tarihinde tebliği iddia edildiği, kat ihtarına rağmen davalılar tarafından borcun ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalılar aleyhinde icra takibi başlatıldığı, takibin süresinde yapılan itirazlar üzerine her iki davalı bakımından da durduğu, bunun üzerine davacı banka tarafından itirazın iptali istemiyle eldeki davanın açıldığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmıştır.
Sözleşme tarihi itibariye yürürlükte olan 6502 sayılı TKHK'nın 34/1 maddesine göre, konut kredisi sözleşmelerinde kredi kuruluşunun, borcun tamamının muaccel olduğundan bahisle ifasını talep edebilmesi için kredi sözleşmesinde bu hakkın saklı tutulmuş olması, tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödememiş olması ve en az otuz gün süre verilerek muacceliyet uyarısında bulunulması gerekmektedir. Bahsi geçen Kanun hükmüne uygun bir muacceliyet uyarısı yok ise borcun tamamının ifası istenemez. Davalılardan ...'e usulüne uygun ihtarname gönderilmişse de, diğer davalı ...'ye ise usulüne uygun tebligat yapılamadığından borcun tamamının muaccel hale gelmediğinin kabulü gerekir. O halde, davalı ... için icra takip tarihi itibariyle vadesi geçen borçlar yönünden, gerekirse bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle tekrar hesaplama yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının tüm, davalı ...'nin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen bölge adliye mahkemesi kararının davalı ... yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalı ...'nin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 01/12/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.