Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Bu nedenle, mahkemenin davacının tahsis edilen arsanın rayiç değerini isteyebileceği yönündeki değerlendirmesi yerindedir.
3. Hukuk Dairesi 2021/6871 E. , 2021/12247 K.
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen karar, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, dar gelirli ailelere konut edindirmesi kapsamında davalı ... ile aralarında sözleşme düzenlendiğini, arsa tahsisi yapıldığını, satış bedelinin taksitler halinde ödendiğini, tahsis kararının iptal edildiğini, imar planı değişikliği ile ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek; arsanın rayiç değerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 13. Hukuk Dairesince Gecekondu Kanunu'na eklenen geçici 10. maddenin değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonrasında davanın reddine dair verilen karar anılan yasal düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği belirtilerek bozulmuş; bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabulü ile 66.000,00 TL'nin tahsiline karar verilmiş olup, verilen bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının temyiz itirazlarının incelenmesinde; davalı belediyenin, arsa vasfındaki taşınmazını, konutu olmayan ihtiyaç sahibi kimselere 775 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde tahsis etmek amacıyla Encümen kararı aldığı, bu nedenle davalı belediyeye başvuran davacıya 200,00 m2 yüz ölçümlü arsanın tahsis edilerek taraflar arasında sözleşme imzalandığı, ancak davacıya tahsis edilen arsanın da aralarında bulunduğu bir kısım arsalara ilişkin tahsis işlemlerinin iptal edildiği, dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Yanlar arasındaki uyuşmazlığın, davalı Belediyenin maliki bulunduğu taşınmazı 775 sayılı Gecekondu Kanununun 25 ve 26. maddeleri uyarınca davacıya satmasına ilişkin sözleşmeden kaynaklandığı sabit olup; taraflar arasında yapılan bu sözleşme geçerlidir.
Geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, satış bedelini ödediğini ispat etmek koşuluyla taşınmazın ifasının imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değerini isteyebilir. Bu nedenle, mahkemenin davacının tahsis edilen arsanın rayiç değerini isteyebileceği yönündeki değerlendirmesi yerindedir. Ancak mahkemece; Yargıtay tarafından onanan benzer dosyalarda m2 birim fiyatının 300,00 TL olduğu, bu nedenle eldeki dosyada da m2 birim fiyatının 300,00 TL olması gerektiği kabul edilerek davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulmuştur. Ner var ki, dosya kapsamında davaya konu taşınmazın rayiç değerinin tespitine ilişkin alınan 19.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın ifanın imkansız hale geldiği tarihteki rayiç değeri 90.000,00 TL olarak tespit edilmiş, davacı da bu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğunu belirterek davayı ıslah etmiştir. Hal böyle olunca bilirkişi raporuna göre karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 3.073,95 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.