YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Bozmadan sonra ortaya çıkan yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı veya geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması durumunun Usuli kazanılmış hakkın istisnası olduğu hk.

Karar Özeti

Bu noktada aydınlatılması gereken bir husus da usule ilişkin kazanılmış hak kavramıdır. Bu konuda HMK'da bir hüküm olmamakla beraber Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun ana ilkelerinden biri haline gelmiş olup; mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Ancak mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında usuli kazanılmış hak kavramının istisnasının uygulanacağının gözden kaçırılmaması gerekir. Kaldı ki usul hukuku alanında geçerli temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir.

Karar

 

 

3. Hukuk Dairesi   2020/12012 E. , 2021/11887 K.

 

 

MAHKEMESİ: ÇAY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmasız, davacı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 23/11/2021 tarihinde davacı asil ile vekili Av. ... ve davalı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

Davacı, davalıdan 26/02/2007 tarihinde 300 adet 0900 çeşidi kiraz fidanı satın aldığını, davalıdan aldığı fidanları ... ilçesi, ...mevkiinde bulunan kendisine ait tapulu taşınmazına diktiğini, bahçesine diktiği ağaçların büyüyüp de ürün vermeye başlayınca davalı şirket tarafından kendisine satılan fidanların aslında sertifikada belirtilen fidanlar olmamasından şüphelendiğini, yapılan tespit neticesinde alınan raporda kendisine verilen fidanların 0900 kiraz çeşidi olmadığının belirlendiğini ileri sürerek; ayıplı mal sebebiyle uğranılan zararın fidanların satın alındığı 26.02.2007 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline, ürün kaybı ve yeniden tesis maliyetinin tazminine, 1.007,90 TL tespit masrafının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, 30.01.2017 tarihli dilekçesi ile talebini 91.545,78 TL'ye yükseltmiştir.

 

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

 

Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 13.05.2019 tarihli ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.

 

1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

 

2- Mahkemece, mahkemenin yetkisizliğine dair verilen ilk kararın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 04.07.2013 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozma sonrası davacı vekili tarafından 30.01.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile talep artırılmış ve bu talebe göre mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesi'nin 13.05.2019 tarihli kararı ile bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle karar bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak, davacının ıslah dilekçesi değerlendirmeye alınmadan davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

 

6100 Sayılı HMK'nın 141/1. maddesinde tarafların yargılamada iddia ve savunmalarını ne zamana kadar değiştirebilecekleri düzenlenmiştir. Buna göre, taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Bu düzenleme ile kural olarak dilekçeler aşamasında tarafların iddia ve savunmalarını sunmaları istenmektedir. İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi yasağının ancak ıslah ve karşı tarafın açık muvaffakati ile aşılabileceği yine HMK'nın 144/2. maddesinde belirtilmiştir. Karşı tarafın rızasının olmadığı durumlarda ıslah, iddia ve savunma yasağının kapsamına giren taraf usul işlemlerini tamamen veya kısmen düzeltmeye yarayan bir hukuki imkandır. (HMK.176. madde)

 

HMK'da ıslahla ilgili öngörülen koşullardan biri de zamanla ilgilidir. HMK'nın 177/1 maddesinde tahkikatın sona ermesine kadar ıslaha başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bu noktada hem yazılı hem de basit yargılama usulünde ön inceleme aşamasının sona ermesi üzerine başlayan tahkikat aşaması HMK'nın 184 ve 185 maddelerinde açıklandığı gibi tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığında mahkemenin tahkikatın bittiğini taraflara tefhimi ile tahkikat aşamasının bitiminin gerçekleşeceği de kabul olunmaktadır.

 

Bu bağlamda, 28.07.2020 yürürlülük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK'nın 177/2. maddesinde; ''Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesince gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. Ancak bozma kararında uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamaz.'' düzenlemesine yer verilerek bozmadan sonra ıslah konusuna yasal açıklık getirilmiştir.

 

Bu noktada aydınlatılması gereken bir husus da usule ilişkin kazanılmış hak kavramıdır. Bu konuda HMK'da bir hüküm olmamakla beraber Yargıtay uygulamaları ve öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun ana ilkelerinden biri haline gelmiş olup; mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usule ilişkin kazanılmış hak doğabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak gerçekleşebilir. Ancak mahkemenin bozmaya uymasından sonra yeni bir İçtihadı Birleştirme Kararı ya da geçmişe etkili yeni bir kanun çıkması karşısında usuli kazanılmış hak kavramının istisnasının uygulanacağının gözden kaçırılmaması gerekir. Kaldı ki usul hukuku alanında geçerli temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir.

 

Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, her ne kadar mahkemece bozma kararına uyularak davanın ıslah edilmemiş hali ile kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; usule ilişkin olan hükümlerin derhal uygulanması gerektiği gözetilerek, 28.07.2020 yürürlülük tarihli 7251 sayılı Kanun ile değişen 6100 sayılı HMK'nın 177/2.maddesi ile Yargıtayın bozma kararından sonra tahkikata ilişkin bir eylem yapılması halinde, tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabileceğine dair açık düzenleme yapıldığı gözetilerek usule ilişkin kazanılmış hakkın istisnası niteliğinde yasa değişikliği uyarınca davacının ıslah dilekçesinin kabul edilmesi gerekmekte olup verilen kararın bu yönden bozulması gerekmektedir.

 

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 3.815 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 2,868,90 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 215 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor