Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4). Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'i konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, Türk Medeni Kanunu'ndaki düzenlemelere (TMK m. 4, 174/1-2, 175) aykırı düşer. Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2. Hukuk Dairesi 2021/4435 E. , 2021/6802 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: Karşılıklı Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise TMK m. 161 uyarınca davanın kabulüne karar verilmemesi, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 06.10.2021 günü duruşmalı temyiz eden davacı-karşı davalı ... ve vekili Av. Neslihan Türkyılmaz ile karşı taraf duruşmalı temyiz eden davalı-karşı davacı ... ve vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Davacı-karşı davalı erkek 16.11.2016 tarihinde İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi'nin incelediği dosyası ile Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesine dayalı olarak boşanma davası açmış olup davalı- karşı davacı kadın ise; 07.12.2016 tarihli karşı dava dilekçesi ile aynı maddeye dayalı boşanma davası açmıştır. İlk derece mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda; davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğu kabul edilerek, davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne, davacı-karşı davalı erkek tarafından açılan davanın reddine, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500 TL tedbir nafakası ve 1000 TL iştirak nafakası verilmesine, kadının nafaka talebinin reddine, kadın yararına 50.000 TL maddi tazminat, 50.000 TL manevi tazminat verilmesine ilişkin hüküm kurulmuş, ilk derece mahkemesinin bu kararı; davacı-karşı davalı erkek tarafından, asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü ve ferileri yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından TMK. md. 161 uyarınca davanın kabulüne karar verilmemesi, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesinde yapılan inceleme sonucunda; erkeğin, asıl davanın reddine, kusur belirlemesine, maddi tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulüne, kadının ise nafakalar ve manevi tazminata dair istinaf başvurusunun kabulü ile tarafların diğer istinaf itirazlarının reddine karar verilmiş, bölge adliye mahkemesinin bu kararı taraflarca yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir.
Tarafların karşılıklı boşanma davalarına ilişkin yargılama devam ederken, davalı-karşı davacı kadın tarafından İstanbul 5. Anadolu Aile Mahkemesi'nin 2021/314 Esas sayılı dosyası ile Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesine dayalı olarak boşanma davası açılmış ve davasının eldeki dava ile birleştirilmesini talep edilmiştir. Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar (HMK m. 166/1). Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması, ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda bağlantı var sayılır (HMK m. 166/4). Evlilik birliği sona erinceye kadar, herhangi bir sebeple açılmış boşanma davalarında taraflara yüklenmiş tüm kusurlar, birlikte değerlendirilip, tarafların kusur oranlarının bir kez belirlenmesi ve belirlenen bu orana göre maddi-manevi tazminatlar ile yoksulluk nafakası konularında her bir taraf yönünden bir kez hüküm kurulması gerekir. Tarafların kusurları bölünerek, her bir dava için ayrı kusur belirlemesi yapılıp, fer'i konularda da her bir dava için ayrı hüküm kurmak, Türk Medeni Kanunu'ndaki düzenlemelere (TMK m. 4, 174/1-2, 175) aykırı düşer. Boşanma Hukukunun temel ilkelerinden birinin tarafların kusur belirlemesine ilişkin olduğu, Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesine dayanan işbu karşılıklı boşanma davasında, ilk derece mahkemesinin kararı davalı-karşı davacı kadın tarafından erkeğin boşanma davasının kabulü yönünden kanun yolu başvurularına konu edilmekle; boşanma davalarında tarafların kusurlarının belirlenmesi, boşanmanın eki niteliğinde bulanan tazminatlar, yoksulluk nafakası ve velayet gibi taleplerin sağlıklı değerlendirilerek doğru karar verilebilmesi bu davaların birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesiyle mümkündür. Bu nedenle, davalar arasında bağlantı bulunduğuna göre eldeki karşılıklı boşanma davası ile kadın tarafından açılmış olan davanın birleştirilerek delillerin birlikte değerlendirilip davaların esası hakkında hüküm kurulması gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 3.050 TL vekâlet ücretinin Erkan'dan alınarak Zuhal'a, 3.050 TL vekâlet ücretinin ...'den alınarak ...'a verilmesine, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.10.2021 (Çrş.)