Mahkemece davacı iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 16. Hukuk Dairesince; “davanın TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. Maddelerine dayalı tescil davası olduğunu, TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi ve yine karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1.maddesi gereğince ... Belediye Başkanlığının ve ...'nın davada taraf olması gerektiği halde mahkemece taraf teşkili sağlanmadan, TMK'nın 713/4. maddesi uyarınca yapılması gereken yasal ilanlar yapılmadan, mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresinin yöntemine uygun yeterince araştırılmadığı, hava fotoğraflarından yararlanılmadığı belirtilerek mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılması ondan sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek “ bozulmuştur.
1. Hukuk Dairesi 2021/3990 E. , 2021/6706 K.
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TESCİL
Dava, TMK' nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddelerine dayalı olarak açılan tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Davacı ..., 1974 yılında ... İlçesi ... Mahallesinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşlık olarak tespit harici bırakılan bölümü, adına kayıtlı ... nolu parsel ile birlikte 1978 yılından bu yana kullandığını, bu bölümü imar-ihya ederek tarla haline getirdiğini, 20 yılı aşkın süredir çekişmesiz ve aralıksız olarak zilyet olduğunu ileri sürerek ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak adına tescilini istemiştir.
Davalı Hazine, dava konusu edilen taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu, davacı lehine zilyetlik şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Belediyesi, davacının iddiaların haksız ve yersiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Belediyesi, dava konusu yerin ... Belediyesinin sınırları içerisinde yer aldığını, taraf ehliyetleri olmadığını, yasal hasım olduklarını, aleyhlerine açılan davanın husumetten ve esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece davacı iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 16. Hukuk Dairesince; “davanın TMK'nın 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. Maddelerine dayalı tescil davası olduğunu, TMK'nın 713/3. maddesi uyarınca bu nitelikteki davalarda Hazineye ve ilgili Kamu Tüzel Kişiliğine husumet yöneltilmesi ve yine karar tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1.maddesi gereğince ... Belediye Başkanlığının ve ...'nın davada taraf olması gerektiği halde mahkemece taraf teşkili sağlanmadan, TMK'nın 713/4. maddesi uyarınca yapılması gereken yasal ilanlar yapılmadan, mahkemece çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği, taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve süresinin yöntemine uygun yeterince araştırılmadığı, hava fotoğraflarından yararlanılmadığı belirtilerek mahallinde yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulu, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişi katılımı ile yeniden keşif yapılması ondan sonra toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek “ bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda TMK 713. maddesinde geçen zilyetlik şartlarının davacı lehine oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne fen bilirkişi raporunda ( A ) harfi ile gösterilen 4.500.00 metrekarelik kısmın davacıya ait olan ... nolu parsele dâhil edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı Hazine vekili, davalı ... vekili, davalı ... tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Dosya incelendi, gereği görüşüldü.
Mahkemece, hüküm kısmında kadastro çalışmalarında tescil harici bırakılan fen bilirkişisinin krokisinde kırmızı renkle çizili (A) harfi ile gösterilen 4.500.00 m2 lik taşınmazın davacıya ait ... nolu parsele dâhil edilerek davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği bildirilmesine karşın atıfta bulunulan fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen kırmızı renkle çizili kısmın yüzölçümü krokide 8.659.00 metrekare olarak gösterildiği, bozmadan önce alınan fen bilirkişi raporunda da dava konusu edilen kısmın 8.659.00 metrekare olarak gösterilmiş olduğundan hüküm fıkrası ile hüküm fıkrasında atıfta bulunulan fen bilirkişi raporu arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca mahkemece, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar verilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece önceki kararla bağlı kalınmaksızın çelişkiyi kaldırmak suretiyle yeniden bir hüküm kurulması gerekli olduğu gibi, kabule göre de; davanın belirlenen niteliğine göre yasal hasım konumundaki Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri aleyhine vekalet ücreti de dahil hiçbir yargılama gideri yükletilemeyeceği gözetilmeden, davalılar aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi de isabetsiz olup aynı zamanda dava tarihinden sonra 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun'un 1. maddesi uyarınca Büyükşehir Belediyesi sınırları içinde yer alan köylerin tüzel kişiliği sona ermiş ve aynı Yasa'nın Geçici 1. maddesinin 13. fıkrası uyarınca köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmış olduğundan, anılan yasa hükümlerine göre hükmi şahsiyeti sona eren ... Köyü Kişiliği aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesi de isabetsizdir. Bu nedenlerle temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı olan hükmün BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davalılara geri verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.