Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 125/1. maddesi " Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." hükmünü içermektedir.
1. Hukuk Dairesi 2021/1794 E. , 2021/6125 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ: ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’un düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: -
Dava,vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı, ... parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 83 nolu bağımsız bölümünü 210.000,00 TL’ye satıp, taşınmaz üzerindeki ipotek bedeli düşülerek kalan 180.000,00 TL’nin kendine ödenmesi için davalı arkadaşı ...’ı vekil tayin ettiğini, ancak ...’ın vekalet görevini kötüye kullanarak taşınmazı arkadaşı olan davalı ...’a temlik ettiğini, kendisine herhangi bir bedel ödenmediğini, davalıların el ve iş birliği içerisinde hareket ederek hile ile taşınmazını elinden aldıklarını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., emlak işi ile uğraştığını, davalı ...’ın kârlı bir yatırım olacağını söylemesi üzerine ipotekle yüklü olarak 160.000 TL bedelle taşınmazı satın aldığını, 125.000,00 TL bedelin de diğer davalı ...’a ödendiğini, işlemin gerçek bir satış olup iyi niyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacı ile birlikte taşınmaz alım satımı yaptıklarını, taşınmazın 160.000,00 TL bedelle davalı ...’a satıldığını, alınan satış bedelinin davacı ile yapılan ortak işlerden kaynaklanan alacak, borç ilişkisi nedeniyle tasfiye edildiğini, davacının kendisinden bir alacağının kalmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı ve davalı ...’ın taşınmazın satışından önce bir çok kez iş yaptıkları ve aralarında fiili ortaklığın bulunduğu,davalı ...’ın kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesince, taşınmazın devir tarihindeki gerçek değeri ile ...’a yapılan satış bedeli arasında fark bulunduğu,resmi akitte gösterilen bedelin davacıya ödendiğinin ispatlanamadığı, davalıların bir süre işçi-işveren ilişkisi ile birlikte çalıştıkları,davalı ...’ın vekâlet görevinin kötüye kullanıldığını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olup, iyi niyetli sayılamayacağı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki tapu kayıtlarından; dava konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki A-Blok 83 nolu bağımsız bölümün davalı ... adına kayıtlı iken, istinaf aşamasında icra takibi neticesinde cebri satış suretiyle dava dışı ... adına 16.07.2018 tarih ve 28818 yevmiye numaralı işlemle tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun(HMK) 125/1. maddesi " Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür." hükmünü içermektedir.
Anılan düzenleme, kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralı olup, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceği sorulmalı ve sonucuna göre işlem yapılmalıdır.
Somut olayda, İlk derece mahkemesi kararından sonra, istinaf aşamasında dava konusu taşınmazın el değiştirmiş olması karşısında 6100 sayılı HMK'nın 125/1. maddesi uyarınca gerekli usuli işlemlerin yerine getirilmesi, ondan sonra işin esası hakkında karar verilebilmesi için hüküm bozulmalıdır. Davalı ... vekilinin bu yön itibariyle yerinde bulunan temyiz itirazının kabulü ile, 6100 sayılı HMK'nun 371/1-a maddesi gereğince ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK'nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.