Mahkemelerce cezai yönden verilmiş bulunan beraat kararının, Sayıştay’ca kamu zararı yönünden yargılama yapılmasına engel olmayacağı hk.

Karar

Sayıştay Temyiz Kurulu Kararı

Tutanak No : 39500

Tutanak Tarihi : 30.09.2014 

1056 sayılı ilamın 10. maddesi ile Isparta Belediyesi tarafından Garanti İnşaat ve Plastik San. Tic. A.Ş.’den mezarlıklarda kullanılmak üzere alınan 500 adet ceset torbasının muayene kabul ve tesliminin malzemeleri görmeden yapılması ve söz konusu ceset torbalarının teslim alınmamasına rağmen ödeme yapılması nedeniyle 7.670,00 TL’ye tazmin hükmü verilmiştir.

Dilekçi dilekçesinde özetle; konu ile ilgili olarak Isparta Belediyesinin başvurusu üzerine Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldığını ve Isparta Cumhuriyet Başsavcılığının 25/8/2010 tarih ve 2010/3703 Esas Sayılı iddianamesi ile TCK'nun 257/2,53 maddeleri gereği cezalandırılmaları istemi ile kamu davası açıldığını,

Yapılan yargılama sonucunda Isparta 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2012/406 Sayılı ekte göndermiş olduğu "Gerekçeli Karar"ında; üzerlerine atılı suçun TCK'nun 28/1 maddesi ve CMK'nun 223/3-b maddesi gereğince sanıkların yani kendilerinin kusurlarının bulunmaması sanıklar hakkında "ceza verilmesine yer olmadığına" ve yargılama giderlerinin kamu üzerinde bırakılmasına karar verildiğini, konu ile ilgili hiçbir şekilde kamuyu zarara uğratmak gibi bir kastının olmadığını belirterek tazmin hükmünün kaldırılmasını istemiş ve dilekçe ekinde Mahkeme Kararının göndermiştir.

……..

Ceset torbalarının teslim tarihi olan 20.03.2009 ile sayım tarihi 21.04.2009 tarihleri arasında ceset torbası çıkışı olmadığı halde 21.04.2009 sayılı Sayım Tutanağında 47 adet torbanın bulunması ve de muayene kabul ve teslimden sorumlu kişilerin malzemeleri görmeden işlemleri gerçekleştirdiklerini söylemeleri nedeniyle 500 adet ceset torbasının teslim alınmadığını anlaşılmaktadır.

5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanununun 71 nci maddesinde kamu zararı; “kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunması” şeklinde tarif edildikten sonra aynı maddenin (b) bendinde kamu zararının belirlenmesinde “mal alınmadan, iş veya hizmet yaptırılmadan ödeme yapılması” esas alınır denilmiştir.

Dilekçi Isparta 1. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2012/406 Sayılı Kararının göz önünde bulundurularak tazmin hükmünün kaldırılmasının gerektiğini iddia etmişse de, mezkûr mahkeme kararında ilgililerin cezai sorumlulukları hakkında hüküm verilmiş olup, mali sorumluluk veya kamu zararı hususunda herhangi bir karar verilmemiştir.

Kaldı ki; Anayasanın 160. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarında;

“... Sayıştay’ın kesin hükümleri hakkında ilgililer yazılı bildirim tarihinden itibaren onbeş gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Bu kararlar dolayısıyla idari yargı yoluna başvurulamaz. 

Vergi, benzeri mali yükümlülükler ve ödevler hakkında Danıştay ile Sayıştay kararları arasındaki uyuşmazlıklarda Danıştay kararları esas alınır.” 

832 sayılı Sayıştay kanununun 65. maddesinde ".. genel mahkemelerce verilen hükümler, Sayıştay’ın hesap ve işlemleri yönünden denetimine ve hükmüne engel değildir..." hükümleri yer almaktadır.

Buna göre, Anayasal bir kuruluş olan Sayıştay’ın Anayasa ve kendi Kanunundan kaynaklanan denetim ve yargılama yetkisini kullanması sonucu verilen Sayıştay ilamlarına, Danıştay’ca vergi konusunda verilen kararlar hariç idari ve genel mahkemelerce verilen kararlar bir engel teşkil etmemektedir. 

Bu itibarla dilekçi iddialarının reddedilerek 1056 sayılı ilamın 10. maddesi ile verilen tazmin hükmünün TASDİKİNE,oyçokluğu ile.