Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlu şirket adına çıkarılan tebligat " aynı adreste evrak almaya yetkili daimi çalışan... imzasına tebliğ edilmiştir" şerhi ile tebliğ edilmiş ise de, tebliğ işlemi sırasında, tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu, davalı taraf duruşma açılmadan karar verildiğini beyan etmiş ise de, davaya ilişkin cevaplarını mahkemeye sunduğu, ayrıca davacının sigorta hizmet listesindeki sorgu tarihi itibarı ile takipten haberdar olduğunu beyan etmiş ise de icra dosyasında takip borçlusunun takipten daha önce haberdar olduğuna yönelik kaydının olmadığı, sigorta hizmet listesindeki sorgu tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
12. Hukuk Dairesi 2022/10383 E. , 2023/2759 K.
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi
HÜKÜM/KARAR : Ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki usulsüz tebliğ şikayetinden dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince şikayetin kabulüne karar verilmiştir.
Kararın alacaklı tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklılar tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin yabancı sermayeli bir şirket olup, takip alacaklısı eski sigortalı çalışanı ... ve şirketi Keyes tarafından gerçekte olmayan bir sözleşme üzerinden alacaklı olduğu iddiası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirket adına tebligat almaya yetkili şirket temsilcisinin sadece Tawfıq Afıfı olduğunu, şirketin güncel SGK'lı çalışanlarının ise ....., ...,....., ... ve ... olduğunu, bu adı geçenler dışında hiç kimsenin müvekkil şirket adına tebligat kabul etmesi hukuken mümkün olmadığını, müvekkil şirket temsilcisinin yurt dışında olduğu ve şirket adresinin fiilen kapalı olduğu bir zamanda, tebligatın müvekkil şirket ile hiçbir ilgisi ve resmi bağı olmayan Ali Okhan adlı birine ödeme emrinin tebliğ edildiğini, tebliğin usule aykırı olduğunu iddia ederek şikayetin kabulü ile ıttıla tarihinin 20.08.2021 tarihi olarak düzeltilmesine, dosyadaki tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Alacaklılar vekili cevap dilekçesinde; ödeme emrinin davacının ticaret sicilinde kayıtlı adresine tebliğ edildiğini, 21.01.2019 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi'nde yer alan Ana Sözleşme'nin 4. maddesinde davacının tescil ve ilan edilen adresine yapılan tebligatların şirkete yapılmış sayılacağına yer verildiğini, davacı şirketin şirketin merkez adresi olarak kullanmak ve gelen posta, kargo, tebligat ve telefonları takip ettirmek amacıyla dava dışı hizmet sağlayıcı Girişimciler Teknoloji Reklam ve Ofis Hizmetleri Limited Şirketi ("...") ile anlaştığını, tebliğin usule uygun olduğunu, davacı yanın şikayet başvuru dilekçe ekinde mevcut olan sigorta hizmet listesinde sorgu tarihi 18.08.2021 olarak görülmekte olup, takipten 18.08.2021 veya daha önceki bir tarihte haberdar olduğunun anlaşıldığını, İstanbul 3. İcra Müdürlüğünün 2021/19924 E. sayılı dosyası kapsamında başlatılan ilamsız icra takibi içinde mahkemenin 2021/818 E. sayılı dosyasında şikayette bulunulduğunu, dosyanın taraflarının aynı olması ve yine şikayet başvurusunun usulsüz tebliğ olması nedeni ile her iki dosyanın birleştirilmesi gerektiğini iddia ederek şikayetin reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı/alacaklılar tarafından, davacı/borçlu şirket hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu şirkete gönderilen ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligat parçasının incelenmesinde, "Aynı adreste evrak almaya yetkili daimi çalışan imzasına tebliğ ettim" şerhi yazılarak, Ali Okhan imzasına 10.08.2021 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu şirketin bankalardaki alacaklarına haciz ihbarnameleri gönderildiği ve haciz konulduğu, borçlu şirket vekili tarafından 20.08.2021 tarihli dilekçe ile takibe, borca, faize ve borcun ferilerine itiraz edildiği, Özel hukuk tüzel kişilerine tebligatın nasıl yapılacağı 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğinin 21. maddelerinde düzenlendiği, anılan mevzuat hükümlerine göre tüzel kişilere yapılan tebligatta tebliğ tüzel kişinin yetkili temsilcisine değilde sıralı kişilere yapılmışsa bunun nedeninin açıkça ve ayrıntılı olarak tebliğ mazbatasına yazılması geretiği, somut olayda şirket yetkilisinin adreste bulunup bulunmadığı ve adrese dönüp dönmeyeceği hususunun araştırılmadığı, tebligat evrakında bu hususa ilişkin her hangi bir şerh veya açıklamaya yer vermeksizin tebligatın doğrudan daimi çalışan açıklaması ile... isimli kişiye yapıldığı, bu haliyle Tebligat Kanunu'nun 12. ve 13. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 21. maddesinde belirtildiği şekilde evrakı almaya yetkili bir kişinin olup olmadığı araştırılmaksızın ve yetkili kişi yok ise, bu husus tebliğ evrakına şerh edilmeksizin tebliğ işlemi gerçekleştiğinden, tebligatın usulsüz olduğu gerekçesiyle şikayetin kabulü ile borçlunun ödeme emrini 20.08.2021 tarihinde öğrenmiş sayılmasına, bu tarihten önce konulmuş hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklılar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Alacaklılar vekili istinaf dilekçesinde; şikâyet başvurusunun duruşma açılmadan dosya üzerinden incelenip karara bağlanmasının hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin usûl ve yasaya uygun olarak davacı şirket adresine tebliğ edildiğini, davacı şirketin kargo, posta, tebligat ve sair evrak teslim alınması ile adres kullanımı gibi hizmetlerden yararlanmak için dava dışı hizmet sağlayıcı girişimciler teknoloji reklam ve ofis hizmetleri limited şirketi ("...") ile örneği dosyada mevcut sözleşmeyi akdettiğini,davacı firmanın ...'ten bu kapsamda bir hizmet almasına rağmen, sürekli olarak yurt dışında bulunan şirket yetkilisi ve diğer çalışanların iş yerinde bulunmadığı gerekçesi ile tebligatın usûlsüz olduğunun ileri sürülmesinin kötü niyetli olduğunu, davacı yanın şikâyet başvuru dilekçesinin ekinde mevcut olan sigorta hizmet listesinde sorgu tarihi 18.08.2021 olarak göründüğünü, davacının takipten daha önceden haberdar olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile borçlu şirket adına çıkarılan tebligat " aynı adreste evrak almaya yetkili daimi çalışan... imzasına tebliğ edilmiştir" şerhi ile tebliğ edilmiş ise de, tebliğ işlemi sırasında, tebligatı alan şahsın şirket yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak almaya yetkilendirilmiş, evrak müdürü gibi bir çalışan olup olmadığı tespit ve şerh edilmeden ve yine bu işlerle görevlendirilmiş başka bir çalışan olup olmadığı araştırılmadan doğrudan tebligat yapıldığı, buna göre Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi ve Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesinde belirtilen sıra nazara alındığında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğu, davalı taraf duruşma açılmadan karar verildiğini beyan etmiş ise de, davaya ilişkin cevaplarını mahkemeye sunduğu, ayrıca davacının sigorta hizmet listesindeki sorgu tarihi itibarı ile takipten haberdar olduğunu beyan etmiş ise de icra dosyasında takip borçlusunun takipten daha önce haberdar olduğuna yönelik kaydının olmadığı, sigorta hizmet listesindeki sorgu tarihinin tebliğ tarihi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklılar temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Alacaklılar vekili temyiz dilekçesinde: önceki beyanları tekrar ederek, ödeme emrinin usule uygun olarak borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresine tebliğ edildiğini, davacı şirket kendisine şirket adresinde yapılan tebligatların teslim alınması konusunda ... ve çalışanlarını memur ettiğini, davacı firmanın ...'ten bu kapsamda bir hizmet almasına rağmen, sürekli olarak yurt dışında bulunan şirket yetkilisi ve diğer çalışanların iş yerinde bulunmadığı gerekçesi ile tebligatın usûlsüz olduğunun ileri sürülmesinin kötü niyetli olduğunu, davacı yanın şikâyet başvuru dilekçesinin ekinde mevcut olan sigorta hizmet listesinde sorgu tarihi 18.08.2021 olarak göründüğünü, davacının takipten daha önceden haberdar olduğunu iddia ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, usulsüz tebliğ şikayetine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
2004 sayılı İİK'nın 16/1 maddesi, 7201 sayılı Tebligat Kanunun 12.,13. maddeleri, Tebligat Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 21. maddesi
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup alacaklılar tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Yukarıda açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK'nın 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Alınması gereken 179,90 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.