YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Taşınmazdaki fındık ağaçları davacı tarafından çok uzun süre önce dikildiği tespit edilse dahi, dava konusu muhdesat yönünden 10 yıllık hak düşürücü sürenin (Kadastro Kanunu nun12/3.) geçmesi nedeni ile davanın reddi hk.

Karar Özeti

Somut olayda dava konusu 139 ada 13 parsel sayılı taşınmazın, kadastro tespiti 30/10/1991 tarihinde yapılmış, kadastro tutanağı hükmen tescil ile 10/03/1998 tarihinde kesinleşmiş ve taşınmaz ahşap ev ve fındık bahçesi vasfı ile tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece 02/05/2014 tarihinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna göre; taşınmazın ve çevre parsellerde bulunan fındıklık alanda bulunan fındık ocaklarınm(Fındık ocağı: yaklaşık 6-15 adet fındık ağacının kümeler halinde bulunması) kök yaşları ve ana köklerden süren yeni fındık sürgünleri(dalları) yani fındık ağaçları dikkate alındığında taşınmaz üzerinde bulunan fındık bahçesinin tesis yaşının yaklaşık 25-58 yılları arasında değişmekte olduğunu, fen bilirkişisinin krokide B ve C (muris zamanında dikilen fındıklık alan) ile gösterdiği fındık bahçesi ve çevresinin 45-58 yıllık olduğunu belirtmiştir. Temyize konu dava ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun12/3.maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 06/08/2013 tarihinde açılmıştır. Dava konusu fındık ağaçlarının kadastro tespitinden önce taşınmaz üzerinde bulunduğu bilirkişi raporu, kadastro tutanağı ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğundan dava konusu muhdesat yönünden davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.

Karar

8. Hukuk Dairesi         2015/5916 E.  ,  2017/8352 K.

 

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

 

DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

 

 

Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili ve davalılardan ... vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine duruşma istemi değerden ve pul yokluğundan reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

 

K A R A R

 

Davacı vekili, 139 ada 13 parsel sayılı taşınmazda vekil edeni ve davalıların malik olduklarını, dava konusu taşınmazın esas itibari ile kök muris ....'den taraflara intikal ettiğini, kök murisin gerek sağlığında, gerekse vefatından sonra dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan fındık, meyve ağaçlarının vekil edeni tarafından yetiştirildiğini, dava konusu taşınmazın belli bir kısmının hala açık arazi olduğunu, bir kısmının da orman vasfında bulunduğunu belirterek dava konusu taşınmazdaki fındık ağaçları ve sair meyve ağaçlarının vekil edeni tarafından yetiştirildiğinin tespiti ile vekil edeni adına tapuya şerh ve tesciline karar verilmesini istemiştir. 02/05/2014 tarihli keşifteki beyanı ile fındık ağaçları dışındaki diğer ağaçlara ilişkin taleplerini atiye bıraktıklarını beyan etmiştir.

 

Davalılardan ... vekili , taşınmazın murisin sağlığında da fındık bahçesi olduğunu, fındık ürününün ağaç vasfında olmadığını, fındık fidanlarının ürün veren dallarının kesilmesi ile kendiliğinden büyüdüğünü, 2 yıl içinde ürün verir hale geldiğini, fındık dallarının 2-3 yıllık kısa ömrü olduğunu, murisin ölümünün üzerinden 24 yıl geçtiğini, bu kadar uzun senedir taşınmaza davacının tasarruf ettiğini ve taşınmazın gelirinden faydalandığını, dava konusu taşınmazın kadastrosunun 10/03/1998 tarihinde kesinleştiğini, kesinleşen kadastro karşısında 10 yıl geçtikten sonra hiç bir hak talep edileme yeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.

 

Davalılardan Elveda 02/05/2014 tarihli keşifteki imzalı beyanı ile; açılan davaya bir diyeceğinin olmadığını, tarafların çocukları olduğunu, belirttiği yerler dışında kalan diğer tüm fındıkları davacının imar ve ihya ederek , fındık ağaçlarını diktiğini beyan etmiştir.

 

Mahkemece; davanın kısmen kabul ile kısmen reddine, dava konusu 139 ada 13 parsel sayılı 79.230,00 m2 yüzölçümlü, ahşap ev ve fındık bahçesi niteliğindeki taşınmazda bulunan, Fen Bilirkişisi....ın hazırladığı 08/05/2014 tarihli raporuna ek Kroki-2'de belirtilen ormanlık alanlar, evler ve arsası olan bölümler, A, B ve C harfi ile gösterilen kısımlar haricindeki, 40.000,00 m2'lik alanda bulunan fındık ağaçları- nın davacı tarafından imar-ihya edilerek yetiştirildiği ve bu şekilde davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine, davacının sair talepleri ile tapuya şerh ve tescile yönelik istemlerinin ise reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ve davalılardan ....vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre,davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2- Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;

 

Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.

 

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 684/1.maddesi hükmüne göre, bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. 718.maddeye göre de, arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.

 

Diğer yandan, aynı kanunun “Beyanlar” başlıklı 1012/2, 3. maddesine göre ise, taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar tüzükle belirlenir. Özel kanun hükümleri saklıdır. Tapu Sicili Tüzüğü'nün 60. maddesine göre de, kütüğün beyanlar sütununa, mevzuatın yazılmasını öngördüğü hususlar tarih ve yevmiye numarası belirtilerek yazılır. Mevzuatın yazılmasına izin vermediği bir belirtme kütüğün beyanlar sütununda gösterilemez.

 

3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/11. maddesi, muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetine ve tapunun beyanlar sütununda gösterilmesine izin veren özel yasal düzenleme getirmiştir. Anılan kanun maddesinde, taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi, cinsi, ihdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilebileceği belirtilmiştir.

 

Kadastro Kanunu, kadastro bölge ve çalışma alanlarında üzerinde çalışma yapılan taşınmazlara uygulanan özel nitelikli bir kanundur. 33. maddesinde, Kadastro Kanunu'nun uygulandığı alanların dışında da uygulanabilecek genel nitelikli maddelere yer verilmiştir. 19. madde, genel nitelikli maddeler arasında sayılmamıştır. Buna göre ancak, aynı kanunun 12/3. maddesi gereğince, on yıllık hak düşürücü süre içinde kadastrodan önceki nedenlere dayanılarak genel mahkemelerde açılan davalara 19. madde uygulanır ve iddianın kanıtlanması halinde muhdesatın mülkiyetinin arz malikinden başkasına aidiyeti ile tapunun beyanlar hanesine tesciline karar verilebilir.

 

On yıllık süre kamu düzenine ilişkin olup, hak düşürücü niteliktedir ve olumsuz dava koşuludur. Hak düşürücü sürenin geçmesi, işin esasının incelenmesini önler. Hak düşürücü süre tüm def’i ve itirazlardan önce göz önünde bulundurulur. Yargılama bitinceye kadar hak düşürücü sürenin geçtiği taraflarca ileri sürülebileceği gibi, görevden ötürü hakim tarafından da kendiliğinden dikkate alınır.

 

Somut olayda dava konusu 139 ada 13 parsel sayılı taşınmazın, kadastro tespiti 30/10/1991 tarihinde yapılmış, kadastro tutanağı hükmen tescil ile 10/03/1998 tarihinde kesinleşmiş ve taşınmaz ahşap ev ve fındık bahçesi vasfı ile tapuya tescil edilmiştir. Mahkemece 02/05/2014 tarihinde yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporuna göre; taşınmazın ve çevre parsellerde bulunan fındıklık alanda bulunan fındık ocaklarınm(Fındık ocağı: yaklaşık 6-15 adet fındık ağacının kümeler halinde bulunması) kök yaşları ve ana köklerden süren yeni fındık sürgünleri(dalları) yani fındık ağaçları dikkate alındığında taşınmaz üzerinde bulunan fındık bahçesinin tesis yaşının yaklaşık 25-58 yılları arasında değişmekte olduğunu, fen bilirkişisinin krokide B ve C (muris zamanında dikilen fındıklık alan) ile gösterdiği fındık bahçesi ve çevresinin 45-58 yıllık olduğunu belirtmiştir. Temyize konu dava ise 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun12/3.maddesinde belirtilen on yıllık hak düşürücü sürenin kaçırılmasından sonra 06/08/2013 tarihinde açılmıştır. Dava konusu fındık ağaçlarının kadastro tespitinden önce taşınmaz üzerinde bulunduğu bilirkişi raporu, kadastro tutanağı ve tüm dosya kapsamıyla sabit olduğundan dava konusu muhdesat yönünden davanın hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.

 

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazlarının (1) nolu bent uyarınca reddine, HUMK'nun 440/1 maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine ve 31,40 TL onama harcın peşin harçtan mahsubu ile artan 1.032,00 TL'nin istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 148 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor