Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2021/7564 E. , 2022/7416 K.
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2021/7564
Karar No : 2022/7416
DAVACI : … Odası … Şubesi
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- …
2- … Bakanlığı … İdaresi Başkanlığı/ANKARA
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin … Bakanlığı … İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin onayına ilişkin 10/03/2021 tarihli, 31419 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … tarihli, … sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni Planının Mahkemece iptal edildiği, anılan kararın temyiz edilmeyerek kesinleştiği, yürürlükte olmayan planda değişiklik yapılamayacağı ileri sürülmüştür.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Davanın süresinde açılmadığı ve davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığı, dava konusu alanda çevre imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde planlama yapıldığı, taşınmazın etkin ve verimli kullanılması amacıyla fiziksel ve teknik analizler, mülkiyet durumu, çevredeki kullanımlar ve üst ölçekli plan kararları da göz önünde bulundurularak planlama yapıldığı, plan araştırma raporu, sosyal etki raporunun hazırlandığı, gerekli kurum görüşlerinin alındığı, dava konusu plan değişiklikleri ile sosyal donatı alanının arttırıldığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Uyuşmazlık konusu taşınmazın özelleştirme kapsam ve programına alınması üzerine 3194 sayılı Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasında verilmiş olan yetkiye istinaden davalı Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca dava konusu çevre düzeni planı değişiklikleri yapılmış ise de Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni Planının mahkemece iptal edildiği, hukuka aykırılığı yargı kararıyla ortaya konularak iptal edilen ve yürürlükte olmayan planda yapılan değişiklikte de hukuka uygunluk bulunmadığından dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI … DÜŞÜNCESİ : Dava, Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi … ada … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin onayına ilişkin 10/03/2021 tarihli ve 31419 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … tarihli ve … sayılı Cumhurbaşkanı Kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Davalı idarenin usule yönelik iddiaları yerinde görülmemiştir.
3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak her ölçekteki plan, imar planı ve değişikliklerini yapmak Özelleştirme Yüksek Kurulunun yetkisindedir.
Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki imar planı değişiklikleri yapmak Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde ve mevzuata uygun olarak yapılması gerektiği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın Ankara Büyük Şehir Belediye Meclisi tarafından … tarih ve … sayılı ile …tarih ve … sayı ile onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında, “kentsel servis alanı”, Ankara Büyük Şehir Belediye Meclisinin ... tarih ve ... sayılı kararıyla onaylanan 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara 2023 Nazım İmar Planında, “merkezi iş alanı”, ... tarih ve ... sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "eğitim tesis alanı" olarak belirlendiği, Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun ...tarih ve ... sayılı kararıyla özelleştirme programına alınması üzerine, Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığının 10/01/2019 tarihli, 590 sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında, yapılaşma koşulları E:2.50, Yençok: Serbest olarak belirlenen taşınmazın kullanımının "ticaret-konut alanı" olarak değiştirildiği, bu planların açılan dava üzerine Danıştay 6. Dairesinin 24/11/2021 tarih ve E:2019/1879, K:2021/12960 sayılı kararıyla iptal edildiği, taşınmaza ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklerinin onayına ilişkin 10/03/2021 tarihli ve 31419 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 09/03/2021 tarihli ve 3598 sayılı Cumhurbaşkanı Kararının aynı Dairenin E:2021/5001 sayılı, aynı parsele yönelik 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliği, 1/5000 ölçekli nazım imar planı değişikliği ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı değişiklerini içeren aynı işleme yönelik davanın da E:… sayılı da dosyaya kayıtlı olduğu, Dairenin her iki dosyada keşif kararı verdiği, davaların halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
UYAP üzerinden yapılan araştırmada Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … gün ve … sayılı kararı ile onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni planının açılan dava üzerine ... İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiği, anılan kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığa konu taşınmazların 2017 tarihinde özelleştirme kapsam ve programına alınmasıyla statüsü değişen bu alanda planlama yetkisinin artık belediyede değil özelleştirme yüksek kurulunda olduğu açık ise de dava konusu plan değişikliğine yönelik işlemin onaylandığı 09/03/2021 tarihinde üzerinde değişiklik öngörülen 1/100.000 ölçekli planının iptali yolunda verilen yargı kararı ile alanın bu plana yönelik olarak plansız konuma geldiği gözönünde bulundurulduğunda, davaya konu planın değişiklik olarak değil uyuşmazlığa konu taşınmazlar açısından yapılmış 1/100.000 ölçekli plan olarak uygulamaya esas alınıp alınamayacağının tartışılması gerekmektedir.
Genel ilke olarak, plan kararları ile fiziksel çevreyi sağlıklı bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde belirlemek amaçlanır.
Bu amaç çerçevesinde, Çevre Düzeni Planı ölçeğinde hangi usül ve esaslara göre planlama yapılacağı ayrıntılı bir şekilde ilgili Kanun ve Yönetmeliklerde düzenlenmiştir.
Stratejik mekânsal planlama, kentsel gelişimi yalnızca fiziksel gelişim kapsamında ele alan bir yaklaşım olmayıp fiziksel gelişmenin yanı sıra, kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejileri de içerir.
Kentsel asgari standartları belirleyen çevre düzeni planları leke plan olmaları nedeniyle uygulama imar planları gibi değerlendirilemeyeceğinden parsel bazında kararların üretilmesinin mümkün olmayacağı gibi genel arazi kullanım kararlarının bölge ve havza bazında ve mevzuata uygun olarak tesis edilmesi, koruma kullanma dengesinin gözetilmesi gereken alanlardaki yapılaşmalarda keyfiliğin, önlenmesi ve azami ölçüde korumanın sağlanması için alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararları üretilmesi, kentsel gelişimin yalnızca fiziksel gelişim kapsamında değil kentteki sosyal, kültürel, ekonomik, yerel örgütsel gelişime ilişkin stratejilerini de içerecek öngörülmesi gerekmektedir.
Davalı idare tarafından alt ölçekli planla uyumsuzluğu ortadan kaldırmak ve taşınmazın özelleştirme programına uygun olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla "Ticaret-Konut Alanı(Emsal:2,00; Yençok:15 Kat) Park, Genel Otopark Alanı ve Yol" kullanım kararı getiren 1/100.000 ölçekli plan yapılmış ise de; kentin tümüne yönelik üretilmiş 1/100.000 ölçekli plan iptal edildiğinden plansız hale gelen alanda parsel bazında üretilen plan kararı bu haliyle çevre ve imar bütünlüğüne uygun olmadığından işlem amaç yönünden hukuka aykırı bulunmuştur.
Açıklanan nedenlerle, davaya konu kararın iptali gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Uyuşmazlık konusu taşınmaz, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 13.01.2017 tarihli, 116 sayılı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında, “kentsel servis alanı”, … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara 2023 Nazım İmar Planında “merkezi iş alanı" , … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "eğitim tesis alanı" olarak belirlenmiştir.
Taşınmaz, Özelleştirme Yüksek Kurulunun … tarihli, … sayılı kararıyla özelleştirme programına alınmış, Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Cumhurbaşkanlığının … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planında, taşınmazın kullanımı "ticaret-konut alanı" olarak değiştirilmiş, yapılaşma koşulları ise E:2.50, Yençok: Serbest olarak belirlenmiş, anılan planların iptali istemiyle açılan davada, Danıştay Altıncı Dairesinin 21/11/2021 tarihli, E:2019/1879, K:2021/12960 sayılı kararıyla imar planı değişiklerinin iptaline karar verilmiş, yargı kararının yerine getirilmesi amacıyla Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni Planında değişiklik yapılmış, anılan değişiklik 09/03/2021 tarihli ve 3598 sayılı Cumhurbaşkanı kararıyla onaylanmış, 10/03/2021 tarihli, 31419 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır. Bunun üzerine bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
3194 sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde, çevre düzeni planı, varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve stratejilerine uygun olarak yerleşim, gelişme alanları ve sektörlere ilişkin alt ölçek planlarını yönlendiren genel arazi kullanım kararları çerçevesinde ilke ve kriterleri belirleyen, bölge, havza veya il bütününde hazırlanan, plan hükümleri ve raporuyla bir bütün olan plan, olarak tanımlanmıştır.
3194 sayılı Kanunun 9. maddesinin 2. fıkrasında, "Belediye hudutları ve mücavir alanlar içerisinde bulunan ve özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait arsa ve arazilerin, ilgili kuruluşlardan gerekli görüş, (Belediye) alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak imar tadilatları ve mevzi imar planlarının ve buna uygun imar durumlarının Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer ve ilgili Belediyeler bu arsa ve arazilerin imar fonksiyonlarını 5 yıl değiştiremezler. İlgili belediyeler görüşlerini onbeş gün içinde bildirir." hükmüne, aynı Kanunun Ek 3. maddesinde, "Özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak ve/veya kullanım hakkı alınmış arsa ve araziler ile özel kanunları uyarınca özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerin, 3621 sayılı Kıyı Kanunu veya 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu kapsamında kalan yerler dahil olmak üzere genel ve özel kanun hükümleri kapsamında yer alan tüm alanlarda imar planlarını yapmaya ve onaylamaya yetkili olan kurum veya kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonları müellifi şehir plancısı olmak üzere Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yapılarak veya yaptırılarak Özelleştirme Yüksek Kurulunca onaylanmak ve Resmi Gazetede yayımlanmak suretiyle kesinleşir (…)(1) yürürlüğe girer. İlgili kuruluşlar bu madde kapsamında yapılan planları devir tarihinden itibaren beş yıl süreyle değiştiremezler. Bu süre içerisinde imar planlarına ilişkin olarak, verilecek mahkeme kararlarının gereklerinin yerine getirilmesini teminen yapılacak imar planı değişikliğine ilişkin iş ve işlemler Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca bu maddede belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilir. İlgili kuruluşlar görüşlerini onbeş gün içinde bildirirler. Bu madde kapsamında yapılan her ölçekteki plan ve imar planlarında 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 17 nci maddesinin (a) bendinin ikinci ve sekizinci paragrafındaki hükümler uygulanmaz. Özelleştirme sürecinde ihtiyaç duyulması halinde, bu planlara göre yapılacak imar uygulamasına ilişkin parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılır veya yaptırılır. Bu parselasyon planları Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca onaylanır (…) Bu planlara göre yapılacak yapılarda her türlü ruhsat ve diğer belgeler ile izinler, ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili kurum ve kuruluşlarca verilir" hükmüne yer verilmiştir.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4. maddesinin "Tanımlar" başlıklı 1. fıkrasının c bendinde, "Çevre düzeni planı: Varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan planı, (...) ifade eder." tanımına, yine aynı yönetmeliğin 26. maddesinde, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yaran amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır." kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usul Yönünden:
Uyuşmazlık konusu çevre düzeni planı 01.06.2021- 01.07.2021 tarihleri arasında askıya çıkarılmış olup 2577 sayılı Yasanın 20/A maddesi kapsamında olan davada, davacı tarafından son askı tarihini izleyen 30 günlük süre içinde 29.07.2021 tarihinde açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Ehliyet itirazına ilişkin olarak, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun yargı yoluyla denetimini amaçlayan iptal davasının görüşülebilmesinin ön koşullardan biri olan "dava açma ehliyeti", her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idare ile işlemlerinde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin buna bağlı olarak olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçütler içinde menfaat ilişkisinin varlığını ifade etmektedir.
Her olay ve davada, idari işlem ile dava açacak kişi arasında öngörülen subjektif ehliyet koşulu olarak menfaat ihlalinin kişisel, meşru ve güncel bir menfaat olması ölçütleri ekseninde yargı mercilerince değerlendirilerek takdir edilecektir.
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 08.03.1979 tarihli, E:1971/1, K:1979/1 sayılı kararında, Türk Mühendis ve Mimar Odalarının, tüzel kişiliği haiz birlikler gibi hak ve yetkilerinin bulunduğu gerekçesiyle davacı ve davalı olarak taraf ve dava ehliyetleri bulunduğuna karar verilmiş, 521 sayılı Danıştay Kanununun 69. ve 70. maddelerinde yer alan "ilgililer" ibaresinin gerçek ve tüzel kişilerden daha kapsamlı olduğu vurgulanmıştır. İmar planlarına karşı açılan davalarda "ilgililer" kavramından, ifa ettikleri meslek ve sanat açısından şehirleşme ve dolayısıyla imar faaliyetleriyle çok yakından ilgileri bulunan mimarların oluşturduğu oda ve şubeler de doğrudan dava açabilecektir.
TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesinin; imar planlarının mevzuata, planlama esaslarına, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına aykırı olduğu iddiasına dayalı olarak kendi kuruluş amacı doğrultusunda dava açma ehliyetine sahip olduğu açıktır.
Bu nedenle davalı tarafça, sadece Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliğinin tüzel kişiliği olduğundan birlik üyesi odaların tüzel kişilikleri bulunmadığı gerekçesiyle davacının dava açma ehliyeti olmadığı yönündeki iddiası yerinde görülmemiştir.
Esas yönünden;
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, özelleştirme programındaki kuruluşlara ait veya özelleştirilmek üzere özelleştirme programına alınan arsa ve arazilerde ilgili kuruluşlardan gerekli görüş alınmak suretiyle her ölçekteki plan değişikliklerini yapmak Özelleştirme İdaresi Başkanlığının yetkisi dahilinde olmakla beraber; bu plan ve plan değişikliklerinin çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapılması gerektiği açıktır.
İmar planları, planlanan yörenin bugünkü durumunun, olanaklarının ve ilerideki gelişmesinin gerçeğe en yakın şekilde saptanabilmesi için coğrafi veriler, beldenin kullanılışı, donatımı ve mali bilgiler gibi konularda yapılacak araştırma ve anket çalışmaları sonucu elde edilecek bilgiler ışığında, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantıları, halkın sosyal ve kültürel gereksinimleri, güvenlik ve sağlığı ile ilgili konular gözönüne alınarak hazırlanır ve koşulların zorunlu kıldığı biçim ve zamanda mevzuatta öngörülen yöntemlerle değiştirilebilir.
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlık konusu taşınmazın, Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararıyla onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 Ankara Çevre Düzeni Planında, “kentsel servis alanı” olarak, Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğiyle ise "kentsel gelişme alanı" olarak belirlendiği ve plan notlarında, "plan hükümlerinde yer almayan konularda mevcut 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni Planı hükümlerinin geçerli olacağı" kuralının getirildiği anlaşılmaktadır.
UYAP üzerinden yapılan araştırmada Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarihli, … sayılı kararı ile onaylanan 1/100.000 ölçekli 2038 yılı Ankara Çevre Düzeni Planının, ... İdare Mahkemesinin E:…, K:… sayılı kararıyla iptal edildiği ve anılan kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır
Uyuşmazlık konusu taşınmazın, 2017 tarihinde özelleştirme kapsam ve programına alınmasıyla planlama yetkisinin artık belediyeye değil Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve Cumhurbaşkanına ait olduğu açık olup, davalı idare tarafından da alt ölçekli planla uyumsuzluğu ortadan kaldırmak ve taşınmazın özelleştirme programına uygun olarak kullanılmasını sağlamak amacıyla 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planında değişiklik yapıldığı ancak üzerinde değişiklik yapılan planın hukuka aykırı bulunarak yargı kararıyla iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yargı kararıyla iptal edilen çevre düzeni planında yapılan değişiklikte de hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Dava konusu işlemin İPTALİNE,
2.Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere 23/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X)KARŞI OY : Dava, Ankara ili, Çankaya ilçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı değişikliğinin onayına ilişkin 10/03/2021 tarihli, 31419 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan … tarihli, … sayılı Cumhurbaşkanı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin, dava konusu çevre düzeni planı değişikliğine ait plan araştırma raporu ve bu kapsamda ilgili kurum ve kuruluşlardan alınan görüş yazıları içerikleri ile plan açıklama raporunun birlikte değerlendirilmesinden, plana konu taşınmazın bulunduğu bölgenin alt ölçekli imar planlarıyla planlanmasına ilişkin sürecin; Dairemiz iptal kararının gerekçesini oluşturan Ankara Büyükşehir Belediyesince 2017 yılında onaylanan, İdare Mahkemesinin kesinleşen kararı ile iptal edilen çevre düzeni planının onaylanmasından çok daha önceki tarihlerde başlamış olduğu,
Bu bağlamda, alanda Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin 28.2.1997 tarihli kararı ile revizyon nazım imar planlarının, 01.12.1999, 13.11.2004, 02.07.2007 tarihlerinde uygulama imar planı değişikliklerinin ve 2012-2013-2016 yıllarında da yine nazım ve uygulama imar planı değişikliklerinin yapılmış olduğu, dolayısıyla; Ankara metropoliten alanının merkezinde bulunan Çankaya ilçesinin … Mahallesinde yer alan bu bölgenin alt ölçekteki 1/25.000, 1/5000 ve 1/1000 nazım ve uygulama imar planlarının 1997 yılından da önceye dayandığı ve belirtilen plan hükümleri uyarınca yapılaşmasını tamamlayıp tamamen kentsel meskun olan niteliğine bürünmüş olduğu anlaşılmaktadır.
Nitekim taşınmazın bulunduğu bölgenin Kamu Kurumu Alanları, Üniversite ve Yurt Alanları, Konut-Ticaret Alanları kullanımında teşekkül etmiş olduğu, plana konu taşınmaz özelinde ise, öncesinde Milli Eğitim Bakanlığına ait okul, yurt, lojman binaları mevcut iken bunların yıkılması sonucunda mülkiyeti Hazineye ait olan taşınmazın 4046 sayılı Yasa hükümleri gereğince özelleştirme kapsam ve programına alınarak belirtilen amaca yönelik planlamaya konu edildiği görülmektedir.
Alt ölçekli; nazım ve uygulama imar planları ile planlanan ve bu planların uygulanması sonucunda tamamen meskun alan haline gelen bir bölgede sonradan çevre düzeni planı yapılması halinde, bu plandaki genel yaklışımın istisnai durumlar hariç fiili durumun gözetilerek daha önceden alt ölçekli planlarla getirilen kullanım kararlarının aynen korunarak kendi ölçeğinde veri olarak plan paftalarına işlemekten ibaret olduğu aksi bir yaklaşım benimsenmiş olsa idi bölgeye ait alt ölçekli planların kısmen yada tamamen yeniden yapılmış olması gerekirdi. Böyle bir durumun mevcut olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı hususu gözetildiğinde dava konusu planla getirilen genel kullanım kararının İdare Mahkemesince iptal edilen Ankara ilinin geneline ait çevre düzeni planından bağımsız olarak kendi içinde incelenip değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
Kaldı ki, Ankara Çevre Düzeni Planının iptaline ilişkin ... İdare Mahkemesi kararının gerekçesinin incelenmesinden, iş bu dava konusu plan içeriği taşınmazı ve yakın çevresini ilgilendirecek, dolayısıyla bu planın doğrudan iptalini gerektirecek bir gerekçenin bulunmadığı diğer bir deyişle Ankara kent bütününe ilişkin çevre düzeni planının iptal edilmiş olmasının iş bu davaya konu çevre düzeni planını doğrudan hukuka aykırı hale getirmeyeceği açıktır.
Davaya konu planın adının Çevre Düzeni Planı Değişikliği olarak belirtilmesinin nedeni yapıldığı tarihte kent bütününü kapsayan bir çevre düzeni planı bulunması olup, eğer bulunmamış olsa idi planlamaya 2006 yılında onaylanan 1/25.000 ölçekli Başkent Ankara Nazım İmar Planı ölçeğinden başlanacak idi.
Bu durumda davalı Özelleştirme İdaresinin, 3194 sayılı İmar Kanununun 9. maddesinin, 2. fıkrası ve aynı Kanunun Ek. 3. maddesiyle verilen yetkiye istinaden 4046 sayılı Kanun kapsamında bulunan özel statüdeki alanlarda bu alan sınırlarıyla tanımlı her tür ve ölçekteki plan, imar planı ile değişiklik ve revizyonlarını ilgili kuruluşların görüşünü alarak ve çevre imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde yapma ve yaptırma yetkisini haiz bulunduğu gözetildiğinde, dava konusu çevre düzeni planı değişikliğinin esasında plan değişikliği yerine özel yetkiye istinaden taşınmaz özelinde doğrudan yapılmış bir çevre düzeni planı olarak görülüp üzerinde esas bakımından yargısal inceleme yapılarak bu bağlamda taşınmazın bulunduğu bölgeye ilişkin her ölçekteki nazım imar planları ile uygulama imar planına ilişkin plan paftaları ve sair bilgi ve belgeler ilgili idaresinden getirtilip iş bu dava konusu planın imar mevzuatına, planlama ilkelerine, çevre ve imar bütünlüğüne uygun olup olmadığı hususları incelenip değerlendirilmesine müteakip gerek görülmesi halinde de keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılıp bilirkişi raporunun değerlendirilmesi sonucunda bir karar verilmesi gerektiği görüş ve kanaatiyle Daire kararına katılmıyorum.