İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenle davacı arasında ihtiyari arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, arabuluculuk sürecinin 01.03.2021 - 02.03.2021 tarihleri arasında yapılarak sonuçlandığı, yapılan ihtiyari arabuluculuk ile ilgili sahtelik iddiasında bulunulmadığı, davacının iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin iddia söz konusu olsa da görgüye dayalı olmayan soyut tanık anlatımları ile iddiaların sübut bulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi 2023/21027 E. , 2024/4339 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/174 E., 2023/697 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziantep 8. İş Mahkemesi
SAYISI : 2021/816 E., 2022/359 K.
Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 21.06.2016 tarihinde davalı bünyesinde depo sevkiyat sorumlusu olarak çalışmaya başladığını, davalı Şirkette 26.02.2021 tarihinde araçlara usulsüz yükleme yapıldığının tespit edildiğini, 01.03.2021 tarihinde müvekkilinin bilgisi alındığını, sonrasında söz konusu olay ile ilgisi bulunmamasına rağmen müvekkilinin usulsüz işlemlerden dolayı ceza alacağı ve bir daha iş bulamayacağı iddiaları ile korkutularak tüm haklarından vazgeçmeye zorlandığını, müvekkilinden istifa dilekçesi alındığını ve davalı işveren tarafından arabulucu ...'ye ait büroda ihtiyari arabuluculuk tutanağını imzalamak zorunda bırakıldığını, müvekkilinin herhangi bir başvurusu bulunmamasına rağmen ihtiyari arabuluculuk yoluna kendisi başvurmuş gibi gösterildiğini, müvekkilinin iradesini sakatlayan korku hâli ile ilgili sürece zorlanması nedenleriyle ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, müvekkili Şirketteki işinden istifa ederek ayrıldığını, istifa ettikten sonra davacının arabuluculuk yoluna başvurduğunu ve arabuluculuk görüşmelerinin Arabulucu Avukat ...'nin ofisinde gerçekleştiğini, 01.03.2021 tarihinde arabulucu tarafından gerek davacı gerekse de müvekkili Şirketi temsilen şahsının arabuluculuk sürecine ilişkin bilgilendirildiğini, arabuluculuk bilgilendirme tutanağının davacı tarafından okunarak imzalandığını, 01.03.2021 tarihinde arabuluculuk belirleme ve arabuluculuk bilgilendirme tutanakları düzenlendikten sonra 02.03.2021 tarihinde tekrar bir araya gelinerek arabuluculuk son tutanağı ve arabuluculuk anlaşma belgesinin imza altına alındığını, davacının tamamen kendi hür iradesi ile arabuluculuk sürecine başvurarak arabuluculuk sürecini yürüttüğünü ve süreci anlaşarak sonlandırdığını savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı işverenle davacı arasında ihtiyari arabuluculuk tutanağı düzenlendiği, arabuluculuk sürecinin 01.03.2021 - 02.03.2021 tarihleri arasında yapılarak sonuçlandığı, yapılan ihtiyari arabuluculuk ile ilgili sahtelik iddiasında bulunulmadığı, davacının iradesinin fesada uğratıldığına ilişkin iddia söz konusu olsa da görgüye dayalı olmayan soyut tanık anlatımları ile iddiaların sübut bulmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; İlk Derece Mahkemesinin gerekçeli kararında ihtiyari arabuluculuk sürecinin 01.03.2021- 02.03.2021 tarihleri arasında yapılarak sonuçlandırıldığı ve yapılan ihtiyari arabuluculuk ile ilgili sahtelik iddiasında bulunulmadığının belirtildiğini, bu hususun gerçeği yansıtmadığını, davalı Şirketin, davacı aleyhine 05.03.2021 tarihinde güveni kötüye kullanma suçundan şikâyetçi olduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, davacının isnat edilen suç nedeniyle işten çıkarma imkânı bulunduğu hâlde davacıyı istifa etmiş gibi göstermesinin iddialarını ispatladığını, arabuluculuk tutanağına göre davacının 0 TL bedel ile anlaştığını, bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dosya kapsamındaki tanık beyanlarının bilgi ve görgüsünün somut ve dava konusu olayı aydınlatmak için yeterli olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosya kapsamında beyanlarına başvurulan tanık beyanları da dikkate alındığında arabuluculuk sürecinde davacının iradesinin sakatlandığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek resen dikkate alınacak nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihtiyari arabuluculuk tutanağının esaslı yanılma sonucunda imzalanıp imzalanmadığı, irade fesadı hâllerinin bulunup bulunmadığı ve ispatı hususlarına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun ilgili hükümleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 37 ila 39 uncu maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.