9. Hukuk Dairesi 2023/10503 E. , 2023/17832 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/989 E., 2023/923 K.
DAVA TARİHİ : 27.07.2020
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile davanın kabulü
SAYISI : 2021/1020 E., 2022/755 K.
Taraflar arasındaki ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesinin 23.02.2021 tarihli ve 2020/388 Esas, 2021/302 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesinin 08.07.2021 tarihli ve 2021/1525 Esas, 2021/1823 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden inceleme yapılarak bir karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işverenin ...'teki işyerinde 11.07.2018-28.07.2019 tarihleri arasında kalıp ustası olarak çalıştığını, davacının işten çıkartılmasından bir gün sonra 29.07.2019 tarihinde müvekkili veya davalı Şirket tarafından herhangi bir arabuluculuk başvurusu olmamasına rağmen davalının yurt dışındaki şantiyesinin muhasebe bölümünde müvekkiline çeşitli baskı ve zorlamalar ile ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağı imzalattırılarak iradesinin fesada uğratıldığını, her ne kadar ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağında arabuluculuk görüşmesinin telefon/bilgisayar aracılığı ile görüntülü görüşme ile yapıldığı yazılmış ise de yapılan ihtiyari arabuluculuk görüşmesinin öneminden ve hukuki boyutundan müvekkiline bahsedilmediğini, sadece alacağı miktarın söylendiğini, arabuluculuk tutanaklarını okumasına dahi izin verilmeden tutanakların müvekkiline imzalattırıldığını, yapılan bu ihtiyari arabuluculuk anlaşmasının hiçbir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını ileri sürerek 29.07.2019 tarihli ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı ile müvekkili işveren arasında yasaya uygun şekilde ihtiyari arabuluculuk görüşmeleri gerçekleştirilerek uzlaşmaya varıldığını, tarafların serbest ve ortak iradeleri ile anlaştıklarını, davacı tarafın tamamen kötüniyetli olarak işbu anlaşmanın iptaline karar verilmesini istediğini, irade fesadına dayalı iddiaların somut ve kesin delillerle ortaya konulması gerektiğini, davacının somut herhangi bir delile dayanmaksızın salt soyut iddialarla açtığı davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının davalı işverene ait yurt dışı inşaat şantiyelerinde kalıpçı ustası olarak çalıştığı, ... sözleşmesinin işveren tarafından 28.07.2019 tarihinde sonlandırıldığı, davacının celp edilen polnet kayıtlarından 31.07.2019 tarihinde ...'ye giriş yaptığının tespit edildiği, arabulucu tarafından aynı tarihte davalı işveren bünyesinde çalışan başka işçilerle de arabuluculuk görüşmesinin yapıldığı, bazılarının anlaşmayla bazılarının da anlaşamamayla sonuçlandığı, görüşme yapılan yerin davalıya ait olup olmadığının bilinmediği, arabuluculuk tutanağının sahte olduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir delil bulunmadığı, iradeyi fesada uğratan hâllerden birinin olduğuna dair ispat yükünün davacı tarafından yerine getirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili; müvekkilinin iradesi fesada uğratılarak arabuluculuk tutanağı imzalatıldığı hususu, tanık beyanı ile ispat edilmesine rağmen aksi yönde karar verilmesinin hatalı olduğunu, ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının davalı Şirket tarafından müvekkile olduğu gibi binlerce işçiye de çeşitli baskı ve zorlamalar ile imzalattırıldığını, müvekkilinin imzalamış olduğu belgelerin hukuki anlam ve mahiyetinin ne olduğuna dair kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini, işverenin arabuluculuk sürecinin ilke ve amaçlarına aykırı olarak arabuluculuğu bir ibraname aracı olarak kullandığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tanık beyanı, arabulucu tarafından gönderilen yazı, davacının yurda giriş tarihi, arabuluculuk görüşmesinin gerçekleştiği yer ve zaman, özellikle çalışmanın yurt dışında ... ülkesinde kapalı bir şantiyede geçmesi, davacı işçinin işveren karşısında yabancı ülkede olmanın getirdiği tedirginlik ve güvensizlikten dolayı çok daha zayıf konumda olması, kalıpçı ustası olan davacının ancak işverenin sağlayacağı imkân ile uçak bileti alma ve yurda dönme imkanının bulunması, her ne kadar tanığın ifadesinin özellikle davacıya sadır olmasa da işyerinde yaşanan genel uygulamayı ispatlar nitelikte olması, işçiye de bu uygulama dışında bir muamele yapılmasını gerektiren somut bir neden ortaya konulamaması olguları bir kül hâlinde değerlendirildiğinde davacının serbest iradesi ile değil işverenin baskısı altında arabuluculuk görüşmesini gerçekleştirdiği ve tutanağı imzaladığı anlaşılmakla, davanın kabul edilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; arabuluculuk son tutanağı sahteliği ispatlanıncaya kadar geçerli ilâm niteliğindeki belgelerden olup davacı tarafından sahtelik konusunda bir iddiada bulunulmadığını, arabuluculuk anlaşma belgesinin iptalini gerektirir bir durumun mevcut olmadığını, her iki tarafın da açık, serbest iradeyle ve eşitlik ilkesine uygun olarak tarafsız ve yetkili arabulucu huzurunda görüşmelere katıldığını, kendilerine arabuluculuk sürecine dair gerekli bilgilendirmeler yapıldığını, irade fesadı iddiasının ispatlanmadığını, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamayacağına ilişkin hükmün hukuki yarar dava şartının özel bir görünümü olduğunu, davacı tanıklarının davacının arabuluculuk sürecine dair görgüye dayalı bilgi sahibi olmadığı da göz önüne alındığında davanın ispatlanmadığını, davanın hak düşürücü süre içinde de açılmadığını belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; arabuluculuk sürecinin kanuna uygun şekilde yürütülüp yürütülmediği ve buna göre dava konusu ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağının iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 3, 8, 9, 11, 13, 14, 15, 16, 17 ve 18 inci maddeleri.
3. 02...2018 tarihli ve 30439 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin 5, 10, 11, 13, 17, 20 ve 21 nci maddeleri.
4. 6098 sayılı ... Borçlar Kanunu'nun 30 ila 39 uncu maddeleri.
5. Dairemizin 28.02.2023 tarihli ve 2023/130 Esas, 2023/3068 Karar sayılı; 29.05.2023 tarihli ve 2023/2710 Esas, 2023/8014 Karar sayılı ilâmları.
3. Değerlendirme
1.Arabuluculuk anlaşma tutanağının iptali istemine ilişkin bir davada, arabuluculuk faaliyetinin hiç yapılmadığı veya usulüne uygun yapılmadığı ya da irade fesadı iddiası ileri sürüldüğünde her durumda ispat yükü davacıya aittir.
2. Somut uyuşmazlıkta davacı vekili tarafından, müvekkilinin ... sözleşmesinin davalı tarafından feshedilmesinden bir gün sonra baskı ve zorlama ile müvekkiline ihtiyari arabuluculuk anlaşma tutanağı imzalatıldığı, bu süreçte iradesinin fesada uğratıldığı, arabuluculuk görüşmesinin önemi ve hukuki boyutu hakkında bilgilendirme yapılmadığı ileri sürülmüş; davalı tarafından ise davacının serbest iradesi ile arabuluculuk tutanaklarını imzaladığı savunulmuştur.
3. Dosya dinlenilen davacı ... soyut ve genel nitelikte beyanlarda bulunmuş olup davacının arabuluculuk görüşmelerine ve iddialarına ilişkin somut tanık anlatımı bulunmamaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile davacı tanık beyanı ve ilâmın İlgili Hukuk kısmının (5) numaralı paragrafında belirtilen Daire kararları birlikte değerlendirildiğinde; davacının ihtiyari arabuluculuk tutanağına yönelik irade fesadı iddiasını usulüne uygun olarak ispat edemediği anlaşılmıştır.
4. Ayrıca davacının arabuluculuk faaliyeti sırasında arabuluculuğun esasları, süreci ve hukuki sonuçları konusunda bilgilendirildiği, dosyada mevcut arabuluculuk ilk oturum açılış tutanağı, anlaşma tutanağı, arabuluculuk son tutanağı ve arabulucu tarafından İlk Derece Mahkemesine gönderilen cevabi yazıdan anlaşılmaktadır. Bu durumun aksi de davacı tarafından ispat edilememiştir. O hâlde, Bölge Adliye Mahkemesince ispatlanamayan davanın reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.