YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Arabuluculuk belgeleri işçiye imzalatıldıktan sonra arabulucu ile kısa bir görüşme yapılmış olmasının, arabuluculuk sürecinin usule uygun yürütülmediği anlamına geldiği ve bu nedenle tutanağın geçersizliği hk

Karar Özeti

 

2. Yargılama sırasında dinlenen davalı tanıklarından Ö.L.T., davacının performansından dolayı işten çıkarıldığını, personele arabuluculuk evraklarını kendisinin imzalattığını, davacıya da kendisinin imzalattığını, arabuluculuk görüşmesinde kendisinin bulunmadığını ama davacının 5 sayfalık bir evraka kendi rızası ile imza attığını, önce evrakları imzalatıp sonra arabulucu ile görüştürdüklerini, çoğunlukla arabulucu A.B. ile çalıştıklarını, davacı vekilinin sorusuna cevaben, tanık M. Bey'in davacının alacakları ile ne kadar kıdem ve ihbar tazminatı alacağını hazırladığını, kendi görevinin sadece evrakları imzalatmak olduğunu, tanık M. Bey'in alacakları belirleyip A. Bey'e gönderdiğini, A. Bey'in de tutanakları hazırlayıp kendilerine gönderdiğini, sürekli uyguladıkları sistemin bu yönde olduğunu ve davacıya özel uygulama bulunmadığını beyan etmiştir.

 

3. Diğer davalı tanığı M.K. ise davacı vekilinin sorusuna cevaben arabuluculuk görüşmesinde kendisi, davacı ve arabulucu olduğunu, arabulucu ile davacıyı telefonda görüştürdüğünü, önce görüşme mi yaptığını yoksa tutanağı mı imzaladığını hatırlamadığını, arabuluculuk tutanağının e-posta yoluyla geldiğini, imzadan önce mi sonra mı geldiğini hatırlamadığını, arabulucu ile görüşme telekonferansla yapıldığı için o anda bir örnek alınıp davacıya vermenin mümkün olmadığını, arabuluculuk görüşmesinin kendi odasında kapı kapalı iken yapıldığını, çoğunlukla arabulucu olarak A.B. ile çalıştıklarını beyan etmiştir.

 

4. ... 23. İdare Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 2022/865 Esas, 2022/2552 sayılı kararında uyuşmazlığa konu olayda, davacı ile işvereni arasında düzenlenen arabuluculuk anlaşma belgesinin iptali istemiyle ... 11. ... Mahkemesinde 2021/407 Esas sayılı davanın açıldığı, söz konusu dava kapsamında davalı tanığı olarak ifadesine başvurulan Ö.L.T.'nin davacının performansından dolayı işten çıkarıldığını, personele arabuluculuk tutanaklarını kendisinin imzalattığını, davacıya da kendisinin imzalattığını, önce arabuluculuk tutanaklarını imzalatıp sonra arabulucu ile görüştürdüğünü ifade ettiği görüldüğünden, arabululucu A.B.nin 6325 sayılı Kanun ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince, 27.02.2019 tarihinde davacı ile işvereni arasında telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen ihtiyari arabuluculuk faaliyetinin başında arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında davacıyı gerektiği gibi aydınlatması gerekirken bunu yapmadığı, görevini özenle ve tarafsız bir biçimde yerine getirmediği, bu nedenle 6325 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası ile ilgili Yönetmelik gereğince arabulucu hakkında işlem yapılması gerekirken adı geçen arabulucu hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına şeklinde verilen kararın hukuka uygun bulunmadığına karar verilmiştir.

Karar

 

9. Hukuk Dairesi         2022/16066 E.  ,  2023/875 K.

 

 

İNCELENEN KARARIN

 

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi

 

SAYISI : 2022/3334 E., 2022/3493 K.

 

DAVA TARİHİ : 24.04.2019

 

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

 

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 11. ... Mahkemesi

 

SAYISI : 2021/407 E., 2022/591 K.

 

Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine yargılama yapan İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

 

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

 

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya ait işyerinde 21.05.2009 tarihinde ... makineleri bakım ve onarım personeli olarak işe başladığını, dönemsel olarak işten çıkarılıp işe geri alındığını, son olarak 27.02.2019 tarihinde öğleye kadar çalıştığını, öğle saatlerinde kendisine 26.02.2019 tarihi itibarıyla ... sözleşmesinin feshedildiğinin ancak tekrar işe alınacağının davalı işveren personel müdürü H.A. tarafından sözlü olarak bildirildiğini ve aynı gün saat 13.00-14.00 civarında da önüne maddi haklarını aldığına dair çıkış evrakı imzalaması gerektiği yine H.A. ve M.K. tarafından söylenerek okumasına fırsat verilmeden bir çok evrakın imzalatıldığını, aynı şekilde M.K.'ye ait cam bölmeli odada adı geçen şahıs tarafından maddi haklarını aldığı ve izinlerini kullandığı konusunda arabulucu ile telefonda görüştürülerek arabulucunun kendisine bilgi vermeksizin haklarını alıp almadığının sorulduğunu, "Aldım." demesinin üzerine görüşmenin sonlandırıldığını, arabuluculuğa dair tüm evrakın bilgilendirilmeden, arabulucu ile görüştürülmeden, oldu bittiye getirilerek imzalatıldığını ileri sürerek ihtiyari arabuluculuk süreci usulüne uygun olarak tamamlanmadığından ve irade sakatlığı nedeniyle yok hükmünde olduğunun tespitine ve iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

 

1.Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, arabuluculuk görevini kötüye kullandığına ve işverenle birlikte hareket ettiğine yönelik iddiaların kabul edilemez olduğunu, arabuluculuk tutanağında anlaşılan hususlar hakkında dava açılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

 

2. Davalı Şirket vekili cevap dilekçesinde; kanuna göre arabuluculuk tutanağında anlaşılan hususlar hakkında dava açılamayacağını, telefonla görüşme yapılmasının geçersizlik sonucunu doğurmayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

1.İlk Derece Mahkemesinin 03.07.2020 tarihli kararıyla davacı ile davalı Şirket arasında imzalanan 27.02.2019 tarihli arabuluculuk anlaşma belgesinin, sözleşmenin tarafları bakımından bir özel hukuk sözleşmesi olduğu; arabulucuların, arabuluculuk anlaşma belgesinin, bir başka ifadeyle taraflar arasındaki özel hukuk ilişkisinin tarafı olmadığı, davacı ... ile davalı ... arasında 27.02.2019 tarihinde işe iade tazminatlarını da içeren bir ihtiyari arabuluculuk tutanağı imzalandığı, söz konusu imzanın davacıya ait olduğu, imzanın inkar edilmediği gerekçesiyle davanın ... yönünden husumetten, diğer davalı yönünden esastan reddine karar verilmiştir.

 

2. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 10.03.2021 tarihli kararıyla uyuşmazlık konusu ihtiyari arabulucuk tutanağının, davacı işçi tarafından iradesi sakatlanarak imzalanıp imzalanmadığı hususunda taraf delilleri toplanmadan karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

3. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararı sonrasında Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından yürütülen soruşturma sonucunda 11.02.2022 tarihli E.70188868-663.02-2021/33-300/6439 sayılı kararına göre davalı ... hakkında "...arabulucudan alınan savunmanın aksine delil bulunmadığı nazara alındığında soyut iddia dışında delil elde edilememiştir. Bu itibarla... işlem yapılmasına yer olmadığına" karar verildiği ve tüm dosya kapsamından davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

 

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

B. İstinaf Sebepleri

 

Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; kararın gerekçesiz olduğunu, tanık beyanlarının değerlendirilmediğini, Adalet Bakanlığı kararı hakkında dava açıldığından kesin olmadığını ileri sürerek davanın kabulününe karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

 

C. Gerekçe ve Sonuç

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kaldırma kararı sonrasında dinlenen davacı tanığının, arabuluculuk görüşmelerine ilişkin görgüye dayalı bilgisi bulunmadığı, davalı tanıklarının ise ilgili anlaşma tutanağının işçi tarafından kendi rızası ile düzenlenip imzalandığı yönünde beyanda bulundukları, Adalet Bakanlığ Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından aynı hususta yürütülen soruşturma sonucunda, soyut iddia dışında delil elde edilemediğinin bildirildiği, uyuşmazlık konusu arabuluculuk tutanağının, davacı işçi tarafından iradesi sakatlanarak imzalandığının ispatlanamamış olması karşısında davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

 

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz Sebepleri

 

1.Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; Mahkeme kararında tatmin edici gerekçenin bulunmadığını, işe iade hakkından doğmadan feragat edilemeyeceğini, aynı tutanakta hem fesih hem de feragat yapıldığını, aynı Dairece daha önce ... güvencesine yönelik arabuluculuk tutanağında belirtilen "İşe iade davası dahil olmak üzere herhangi bir hak talebinde bulunulamayacağı hususunda anlaşmışlardır." şeklindeki ifadelerin işe iade konusunda bir sonuca varıldığını göstermeyeceği kabul edildiği hâlde uygulamanın değiştirildiğini, davacının imzasının arabuluculuk görüşmesinden önce alındığını, bu hususun davalı tanık beyanından da anlaşıldığını, maddi haklarını aldığı ve yıllık izinini kullandığı konusunda arabulucuyla görüştüğünü, işe iadeye yönelik bir konuda görüşmediklerini, işverence tekrar işe çağırılacağı söylenerek ... sözleşmesinin sona erdirildiğini, daha öncesinde de sürekli giriş çıkışlar yapıldığını, arabuluculuk görüşmesi yapılmadan tutanak düzenlenip imzalanmayacağı hâlde davalı tanık beyanlarında dahi önce evrak imzalatılıp sonrasında arabulucu ile görüştürüldüğünün belirtildiğini, arabuluculuk faaliyeti adı altında ibra yapıldığını, arabuluculuk tutanağında işe iade tazminatı olmadığı hâlde Mahkeme kararında yer alan işe iade tazminatlarını içerdiği ibaresinin hatalı olduğunu, arabuluculuk görüşmesinin, işverence işyerinde arabulucu telefonla görüntülü aranarak gerçekleştirildiğini, sürecin kanuna uygun işletilmediğini, arabuluculuk müzakerelerinden sonra tutanak hazırlanıp imzalanması gerekirken önce imza attırılıp sonra arabulucu ile görüştürüldüğünü, ayrıca davalı tanığı bizzat kendi telefonundan arabulucuyu aradığını iddia ettiği hâlde Vodafone tarafından böyle bir görüşme kaydına rastlanmadığının belirtildiğini, ayrıca Adalet Bakanlığının şikâyet üzerine verdiği karara karşı da itiraz edildiği hâlde kesinleşmeyen kararın gerekçeye yazıldığını, arabuluculuk tutanağının, arabuluculuk görüşmeleri sonucunda hazırlanmadığından geçersiz olduğunu belirterek kararı temyiz etmiştir.

 

2. Davacı vekili temyiz aşamasında ... 23. İdare Mahkemesinin kararını sunmuştur.

 

C. Gerekçe

 

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, arabuluculuk sürecinin kanuna uygun şekilde yürütülüp yürütülmediğine ve buna göre dava konusu ihtiyari arabuluculuk tutanağının iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir.

 

2. İlgili Hukuk

 

1.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) "Amaç ve kapsam" kenar başlıklı 1 inci maddesinin ikinci fıkrasının ilgili bölümü şöyledir:

 

" Bu Kanun, yabancılık unsuru taşıyanlar da dâhil olmak üzere ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri ... veya işlemlerden doğan özel hukuk uyuşmazlıklarının çözümlenmesinde uygulanır. ..."

 

2. 6325 sayılı Kanun'un "Tanımlar" kenar başlıklı 2 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:

 

"(b) Arabuluculuk: Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların ... üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde ... önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık ... yöntemini,

...

 

 

ifade eder"

 

3. 6325 sayılı Kanun'un "İradi olma ve eşitlik" kenar başlıklı 3 üncü maddesi şöyledir:

 

"(1) Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. (Ek cümle:6/12/2018-7155/22 md.) Şu kadar ki dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin 18/A maddesi hükmü saklıdır.

 

(2) Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler."

 

4. 6325 sayılı Kanun'un 9 uncu maddesinin birinci fıkrasına göre arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.

 

5. 6325 sayılı Kanun'un 11 inci maddesinin birinci fıkrasında arabulucunun, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlü olduğu düzenlenmiştir.

 

6. 6325 sayılı Kanun'un "Arabulucuya başvuru" kenar başlıklı 13 üncü maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 

" Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir."

 

7. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

 

3. Değerlendirme

 

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2. Somut olayda davacı vekili tarafından, işverence arabulucu ile görüştürülmeden birçok belge imzalatıldığı, işe iade konusunda herhangi bir bilgilendirme yapılmadığı hâlde telefonla arabulucu ile görüştürülüp "Haklarını aldın mı?" şeklindeki soruya aldığını ifade ettiği ve bunun üzerine görüşmenin sona erdirildiği, arabuluculuk sürecinin usulüne uygun yürütülmediği ileri sürülmüş; davalı tarafça davacının arabuluculuk tutanaklarını rızasıyla imzaladığı savunulmuştur.

 

2. Yargılama sırasında dinlenen davalı tanıklarından Ö.L.T., davacının performansından dolayı işten çıkarıldığını, personele arabuluculuk evraklarını kendisinin imzalattığını, davacıya da kendisinin imzalattığını, arabuluculuk görüşmesinde kendisinin bulunmadığını ama davacının 5 sayfalık bir evraka kendi rızası ile imza attığını, önce evrakları imzalatıp sonra arabulucu ile görüştürdüklerini, çoğunlukla arabulucu A.B. ile çalıştıklarını, davacı vekilinin sorusuna cevaben, tanık M. Bey'in davacının alacakları ile ne kadar kıdem ve ihbar tazminatı alacağını hazırladığını, kendi görevinin sadece evrakları imzalatmak olduğunu, tanık M. Bey'in alacakları belirleyip A. Bey'e gönderdiğini, A. Bey'in de tutanakları hazırlayıp kendilerine gönderdiğini, sürekli uyguladıkları sistemin bu yönde olduğunu ve davacıya özel uygulama bulunmadığını beyan etmiştir.

 

3. Diğer davalı tanığı M.K. ise davacı vekilinin sorusuna cevaben arabuluculuk görüşmesinde kendisi, davacı ve arabulucu olduğunu, arabulucu ile davacıyı telefonda görüştürdüğünü, önce görüşme mi yaptığını yoksa tutanağı mı imzaladığını hatırlamadığını, arabuluculuk tutanağının e-posta yoluyla geldiğini, imzadan önce mi sonra mı geldiğini hatırlamadığını, arabulucu ile görüşme telekonferansla yapıldığı için o anda bir örnek alınıp davacıya vermenin mümkün olmadığını, arabuluculuk görüşmesinin kendi odasında kapı kapalı iken yapıldığını, çoğunlukla arabulucu olarak A.B. ile çalıştıklarını beyan etmiştir.

 

4. ... 23. İdare Mahkemesinin 22.12.2022 tarihli ve 2022/865 Esas, 2022/2552 sayılı kararında uyuşmazlığa konu olayda, davacı ile işvereni arasında düzenlenen arabuluculuk anlaşma belgesinin iptali istemiyle ... 11. ... Mahkemesinde 2021/407 Esas sayılı davanın açıldığı, söz konusu dava kapsamında davalı tanığı olarak ifadesine başvurulan Ö.L.T.'nin davacının performansından dolayı işten çıkarıldığını, personele arabuluculuk tutanaklarını kendisinin imzalattığını, davacıya da kendisinin imzalattığını, önce arabuluculuk tutanaklarını imzalatıp sonra arabulucu ile görüştürdüğünü ifade ettiği görüldüğünden, arabululucu A.B.nin 6325 sayılı Kanun ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince, 27.02.2019 tarihinde davacı ile işvereni arasında telekonferans yöntemiyle gerçekleştirilen ihtiyari arabuluculuk faaliyetinin başında arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında davacıyı gerektiği gibi aydınlatması gerekirken bunu yapmadığı, görevini özenle ve tarafsız bir biçimde yerine getirmediği, bu nedenle 6325 sayılı Kanun'un 21 inci maddesinin ikinci fıkrası ile ilgili Yönetmelik gereğince arabulucu hakkında işlem yapılması gerekirken adı geçen arabulucu hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına şeklinde verilen kararın hukuka uygun bulunmadığına karar verilmiştir.

 

5. Dosya kapsamından arabuluculuk sürecinin 6325 sayılı Kanun ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği gereğince belirlenen şekilde işletilmediği, tutanağın imzasından sonra arabulucu ile görüştürüldüğünden bu tutanağın arabuluculuk tutanağı vasfını haiz olmadığı anlaşıldığından iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi isabetsiz olmuştur.

 

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

 

2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

 

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,

 

Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

 

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 100 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor