Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 6325 ... Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 ... Kanun) ilgili hükümlerinde ihtiyari ve dava şartı arabuluculuk görüşmelerine ilişkin usul ve esasların belirlendiği, arabuluculuk görüşmelerinin davalıya ait işyerinde yapıldığı anlaşılmakla birlikte mevzuatta arabuluculuk görüşmelerinin yapılacağı yer ile ilgili sınırlayıcı bir hüküm bulunmadığı, arabulucunun tarafsızlığına ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, 09.05.2019 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanak içeriğinden arabulucu tarafından arabuluculuk ile ilgili tarafların bilmesi gereken hususların taraflara aktarıldığının anlaşıldığı, mevcut arabuluculuk anlaşma belgesinin geçerli olduğu, dosya kapsamında dinlenen tanıkların davacı ile menfaat birliği içinde oldukları gibi tanık A.T'nin arabuluculuk görüşmesi ile ilgili herhangi bir beyanının olmadığı, davacının iradesinin hata, hile, cebir gibi nedenlerle fesada uğratılmasına ilişkin herhangi bir ispat delilinin bulunmadığı, kaldı ki davacının beyanından paraya ihtiyacı olduğu için anlaşma belgesini imzaladığının anlaşıldığı, tanık R.D'nin de işsizlik ücreti alabilmek için imza attıklarını beyan ettiği, arabuluculuk belgesinin imzalanmasında iradenin fesada uğratılması hususu söz konusu olmadığı için davacının, alacaklarına bir an önce kavuşmak yönündeki saikinin, anlaşma belgesinin geçerliliğini etkilemeyeceği, varlığı ispat edilemeyen yakacak yardımı hariç dava konusu edilen tüm alacak kalemlerinin arabuluculuk anlaşma belgesinde belirtili olduğu, 6325 ... Kanun'un 3 üncü maddesinde tarafların arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbest olduklarının açıkça belirtildiği, buna rağmen attığı imzanın sonuçlarını bilen, Belediye Başkanı'nın danışmanı sıfatıyla çalıştığını beyan eden davacı işçinin alacağına bir an önce kavuşmak ve işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek amacıyla hareket ettiği anlaşılmakla 6325 ... Kanun'un 18 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan düzenleme karşısında istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 ... Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
9. Hukuk Dairesi 2024/451 E. , 2024/3774 K.
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2380 E., 2023/2028 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. ... Mahkemesi
SAYISI : 2019/762 E., 2021/68 K.
Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildi.
Davacı vekilince temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmiş ise de 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 ... Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin miktardan reddi ile incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 01.05.2014 - 09.05.2019 tarihleri arasında, davalı Belediyeye ait işyerinde kesintisiz olarak çalıştığını, davalı işyerinde danışman olarak görev yaptığını, kayden davacı Şirket işçisi olarak görülmekle birlikte aslen davalı Kurum bünyesinde istihdam edildiğini, davalılar arasındaki asıl işveren ilişkisinin muvazaalı olduğunu, 2019 yerel seçimleri sonucu değişen siyasi partinin siyasi nedenlerle haksız ve gerekçesiz olarak ... sözleşmesini feshettiğini, ihtiyari arabuluculuk yöntemi ile davacının iradesinin fesada uğratıldığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçerli olmadığını, davacının sadece kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücreti alacağının ödendiğini, ödenen tutarlarda fazlaya ilişkin haklarının saklı olduğunu, bunlar dışında kalan alacaklarının ise ödenmediğini, ihtiyari arabuluculuğun geçersizliğinin tespiti ile öncelikle kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin ücretlerinin yeniden hesaplanarak bakiye kısımlarının belirlenmesi gerektiğini, davacıya yol, yemek ve yakacak yardımı ile yılda iki kere olmak üzere ilave tediye alacağı verilmediğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ayrımcılık tazminatı, yemek parası, yol parası, yakacak parası, ilave tediye, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ... ... ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının ... sözleşmesinin feshi sırasında davacı ile müzakere edilen ve karşılıklı mutabakat sonucu düzenlenen ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçerli olduğunu, irade fesadı iddialarının doğru olmadığını, davacının alacaklarını tahsil ettiğini, kaldı ki müvekkili davalı İdare ile davacı arasında imzalanmış bir ... sözleşmesi bulunmadığını, davacının davalı Şirket işçisi olduğunu, çalışma süresi boyunca hizmet alım ihalelerine dayalı olarak çalıştığını, bu nedenle de müvekkili İdarenin taraf olarak gösterilerek sorumlu tutulamayacağını, muvazaa iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının iddia ettiği gibi ayrımcılık tazminatına hak doğuracak bir uygulama yapılmadığı gibi siyasi olarak ayrımcılık da yapılmadığını, davaya konu edilen alacak kalemlerinin davacının işvereni Şirket tarafından ödendiğini, Şirket işçisi olan davacının ilave tediye ücreti talebinde bulunamayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
2. Davalı ... Bel. İmar .... ve Tur. Hiz. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. (Kemalpaşa Bel İmar Şirketi) vekili cevap dilekçesinde; davacı ile düzenlenmiş olan ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçerli olduğunu, davacının iradesinin fesada uğratılmadığını, davalı işverenliğin 5393 ... Belediye Kanunu (5393 ... Kanun) kapsamında kurulmuş belediye iktisadi teşebbüsü olduğunu, 696 ... Kanun Hükmünde Kararname (696 asyılı KHK) ile işverenliğin Belediyede istihdam edilecek sözleşmeli işçiler konusunda yetkili hâle geldiğini, Kemalpaşa Belediyesinin yapmış olduğu ihaleler kapsamında Belediye Başkanlığı tarafından talep edilen işçileri temin etmek ve istenen yerlere göndermekle yükümlü olduğunu, davalı İdare ile aralarında muvazaalı bir hukuki ilişki bulunmadığını, ihtiyari arabuluculuk tutanağında davacının hak kazandığı işçilik alacaklarının ayrıntılı biçimde belirtilerek karşılığı tutarların kendisine ödendiğini, davacının ödenmeyen herhangi bir alacağı bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık ücretli izin alacaklarının zamanaşımına uğramadığı, ücret alacakları yönünden 25.11.2014 tarihinden önceki döneme ilişkin hesaplama yapılmadığı, davacının 01.05.2014–09.05.2019 tarihleri arasında kesintisiz olarak toplam hizmet süresinin 5 yıl 8 gün olduğu, ... sözleşmesinin kıdem ve ihbar tazminatı ödenecek şekilde sona ermesi hususunda ihtilaf bulunmayıp davacıya ödenmiş olan kıdem ve ihbar tazminatı miktarlarına mahsuben bakiye alacak talebi olduğu, davacı işten çıkarıldıktan sonra taraflar arasında 09.05.2019 tarihinde arabuluculuk sözleşmesi düzenlendiği, incelenmesinde tarafların karşılıklı rızaları ile ... sözleşmesini feshettikleri, davacının davalılar nezdindeki çalışmalarına ilişkin olarak kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ücret alacağı ödenmesi hususunda anlaşmaya vardıkları, bu kalem alacaklar haricinde tarafların birbirinden başkaca her hangi bir ad altında alacaklarının kalmadığını beyan ettikleri ve anlaşma belgesinin taraflarca imzalandığı, dava konusu ihtiyari arabulucuk belgesindeki bedelin davacının banka hesabına ödendiği, davacı tarafından ihtiyari arabuluculuk tutanağının geçersizliği iddia edilmiş olsa da yapılan ödemelerin banka kanalı ile ödenmesi, tarafların dava konusu alacaklar hususunda sözleşme ile anlaşmaya varmaları, benzer dosyalarda işçilerinin ihtiyari arabuluculukta anlaşma sağlamayarak bir kısmının çalışmaya devam ettiği veya dava açmayı tercih ettiklerinin anlaşıldığı, ispat yükü üzerinde olan davacının ihtiyari arabuluculuk tutanağının hata, hile gibi nedenlerle iradesi fesada uğratılarak imzaladığını ispat edemediği, davacının işvereni olan Şirketin genel bütçe kapsamındaki kamu idarelerine ait olan bir sermaye şirketi statüsünde olmadığı ve 3659 ... Bankalar ve Devlet Müesseseleri Memurları Aylıklarının Tevhid ve Teadülü Hakkında Kanun kapsamında yer alan kurum veya kuruluş statüsünde de bulunmadığı belirtilerek ilave tediye ödenmesine imkân bulunmadığı ve ayrıca ihtiyari arabuluculuk nedeni ile ilave tediye ücret talebinin reddine karar verildiği, davacı işçinin işveren tarafından ayrımcılık yapıldığı iddiasını ispat edemediği, dosya içeriğinin incelenmesinde davacının yol yardımına hak kazandığını, söz konusu yol yardımının ne kadar olduğunu gösterir herhangi bir yazılı belgenin, sözleşmenin, hesaplama kaleminin, denetime elverişli bir kaydın bulunmadığı anlaşılarak yol parası alacağının esastan ve ihtiyari arabuluculuk tutanağı nedeni ile reddine karar verildiği, davacının ücret hesap pusulalarında “yemek” adı altında aylık 130,00 TL tahakkukların yer aldığı ve davacının aylık net ücretinin tespitinde söz konusu tutarın da dâhil olduğu anlaşılarak yemek parasının esastan ve ihtiyari arabuluculuk tutanağı nedeni ile reddine karar verildiği, talep konusu yakacak yardımının ne kadar olduğunu gösterir herhangi bir yazılı belgenin, sözleşmenin, hesaplama kaleminin, denetime elverişli bir kaydın bulunmadığı, aksine davacının ücret hesap pusulalarında “yakacak” adı altında aylık 30,00 TL tahakkukların yer aldığı ve davacının aylık net ücretinin tespitinde söz konusu tutarın da dâhil olduğu anlaşıldığından yakacak yardımına ilişkin talebin de esastan ve ihtiyari arabuluculuk tutanağı nedeni ile reddine karar verildiği açıklanarak davanın reddine dair hüküm tesis edilmiştir
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvurusunda; usulüne uygun bir arabuluculuk başvurusunun olmadığını, davalı ... binasının içinde ondan fazla işçiye aynı anda toplu bir şekilde ihtiyari arabuluculuk belgelerinin imzalatıldığını, arabuluculuk belgelerine 6098 ... ... Borçlar Kanunu'nun 420 nci maddesine aykırı şekilde ibra etkisi kazandırılmaya çalışıldığını, tazminat ve alacaklarla ilgili delil oluşturma ve dava açma yasağı oluşturma yönünde çaba içine girildiğinin sabit olduğunu, somut olayda davacının ... sözleşmesinin işveren tarafından sonlandırıldığını ve davacıya makul menfaat sağlanmadığını, ikale koşullarının da somut olayda gerçekleşmediğini, davacıya henüz işverenin baskısı altındayken arabuluculuk tutanağının imzalatıldığını, davacının hiçbir şekilde arabulucuya başvurmadığını, çalışanların ekonomik kaygıları ile tehdit edildiklerini, yapılan ihtiyari arabuluculuk sürecinin kamu düzenine ve mevzuata açıkça aykırı olup arabuluculuğun konuluş amacına ve ruhuna uymadığını, arabuluculuk görüşmelerinin baştan itibaren sakat ve geçersiz olduğunu, davacının siyasi düşüncesi nedeniyle ayrımcılığa uğradığını, işçinin, bir ihlalin varlığı ihtimalini güçlü bir biçimde gösteren durumu ortaya koyduğunu, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 6325 ... Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 ... Kanun) ilgili hükümlerinde ihtiyari ve dava şartı arabuluculuk görüşmelerine ilişkin usul ve esasların belirlendiği, arabuluculuk görüşmelerinin davalıya ait işyerinde yapıldığı anlaşılmakla birlikte mevzuatta arabuluculuk görüşmelerinin yapılacağı yer ile ilgili sınırlayıcı bir hüküm bulunmadığı, arabulucunun tarafsızlığına ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, 09.05.2019 tarihli ihtiyari arabuluculuk tutanak içeriğinden arabulucu tarafından arabuluculuk ile ilgili tarafların bilmesi gereken hususların taraflara aktarıldığının anlaşıldığı, mevcut arabuluculuk anlaşma belgesinin geçerli olduğu, dosya kapsamında dinlenen tanıkların davacı ile menfaat birliği içinde oldukları gibi tanık A.T'nin arabuluculuk görüşmesi ile ilgili herhangi bir beyanının olmadığı, davacının iradesinin hata, hile, cebir gibi nedenlerle fesada uğratılmasına ilişkin herhangi bir ispat delilinin bulunmadığı, kaldı ki davacının beyanından paraya ihtiyacı olduğu için anlaşma belgesini imzaladığının anlaşıldığı, tanık R.D'nin de işsizlik ücreti alabilmek için imza attıklarını beyan ettiği, arabuluculuk belgesinin imzalanmasında iradenin fesada uğratılması hususu söz konusu olmadığı için davacının, alacaklarına bir an önce kavuşmak yönündeki saikinin, anlaşma belgesinin geçerliliğini etkilemeyeceği, varlığı ispat edilemeyen yakacak yardımı hariç dava konusu edilen tüm alacak kalemlerinin arabuluculuk anlaşma belgesinde belirtili olduğu, 6325 ... Kanun'un 3 üncü maddesinde tarafların arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbest olduklarının açıkça belirtildiği, buna rağmen attığı imzanın sonuçlarını bilen, Belediye Başkanı'nın danışmanı sıfatıyla çalıştığını beyan eden davacı işçinin alacağına bir an önce kavuşmak ve işsizlik ödeneğinden yararlanabilmek amacıyla hareket ettiği anlaşılmakla 6325 ... Kanun'un 18 inci maddesinin beşinci fıkrasında yer alan düzenleme karşısında istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, İlk Derece Mahkemesince davanın reddine kararı verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun 6100 ... Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz başvurusunda bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar ederek arabuluculuk görüşmelerinde müvekkilinin iradesinin fesada uğratıldığını ve usulüne uygun bir süreç izlenmediğini belirtmiş ve inceleme sırasında resen gözetilmesi gereken diğer nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozularak ortadan kaldırılması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ihtiyari arabuluculuk anlaşma belgesinin geçerli olup olmadığı ve buna göre talep edilen alacakların dava konusu edilip edilemeyeceğine, yakacak yardımı alacağının ispatına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 ... Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 6325 ... Kanun'un "Taraflarla görüşme ve iletişim kurulması" başlıklı 8 inci maddesine göre arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir.
3. 6325 ... Kanun'un "Görevin özenle ve tarafsız biçimde yerine getirilmesi" kenar başlıklı 9 uncu maddesi şu şekildedir:
"(1) Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.
(2) Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen taraflar, arabulucudan birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir yahut üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir.
(3) Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür.
(4) Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez."
4. 6325 ... Kanun'un "Tarafların aydınlatılması" kenar başlıklı 11 inci maddesi şöyledir:
"(1) Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür."
5. 6325 ... Kanun'un "Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi" kenar başlıklı 15 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.
2) Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
3) Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür."
6. 6325 ... Kanun'un "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 17 nci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
" ...
(2) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.
(4) Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri, ikinci fıkraya göre düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir."
7. 6325 ... Kanun'un "Tarafların anlaşması" kenar başlıklı 18 inci maddesinin ilgili kısımları şu şekildedir:
"(1) Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
(2) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
...
(5) (Ek: 12/10/2017-7036/24 md.) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz."
8. 02.....2018 tarihli ve 30439 ... Resmî Gazete'de yayımlanan Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) 5, 10, 11, 13, 17, 20 ve 21 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 ... Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 ... Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.