4.Tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede, davacı tarafından Şirketin isteği üzerine arabuluculuk talebiyle arabulucuya saat 14.22'de e-posta gönderildiği, bu e-postaya istinaden düzenlenen arabuluculuk anlaşma tutanağında görüşmenin 14.30'da başladığı ve yine 14.30'da bittiğinin belirtildiği, görüşmenin Şirket merkezinde yapıldığı tutanak ile sabit olup düzenlenen tutanağın yukarıda İlgili Hukuk kısmında yer alan 6325 sayılı Kanun hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Gerek dosya kapsamındaki belgeler gerekse davacı ve davalı tanıklarının anlatımları dikkate alındığında, arabulucunun seçiminden arabuluculuk görüşmesinin sonunda düzenlenen anlaşma tutanağına kadar geçen süreç Kanun'da yer alan düzenlemelere uygun değildir.
9. Hukuk Dairesi 2022/17651 E. , 2023/1140 K.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 50. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1901 E., 2022/1600 K.
DAVA TARİHİ : 05.04.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 3. ... Mahkemesi
SAYISI : 2021/133 E., 2022/65 K.
Taraflar arasındaki arabuluculuk tutanağının iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı işveren nezdinde 19 yıldır çeşitli pozisyonlarda çalıştığını, davalı Şirketin 2021 yılı başında almış olduğu tasarruf yapma kararı doğrultusunda toplamda 10 kişiden oluşan grup müdürlüğü pozisyonunu 6 kişiye indirme kararı aldığını, görevden alınan 4 kişiden birinin Şirket içerisinde başka bir pozisyona kaydırılırken müvekkilinin de içinde yer aldığı diğer 3 kişinin ... sözleşmelerinin sonlandırıldığını, müvekkilinin 01.01.2021 tarihinde ilgili konuları istişare etmek adına davalı Şirketin ...'da bulunan genel müdürlüğüne çağrıldığını, görüşmede müvekkilinin ücretsiz izne çıkarılması ve başka şehirlere gönderilmesi gibi hususların tekrar dile getirildiğini ancak müvekkilinin üzerinde kurulan baskı neticesinde en azından haklarını almak maksadıyla kendisine söylenenleri harfiyen yerine getirmek zorunda kaldığını ve insan kaynakları departmanında görevli F.M.'nin müvekkiline bir kısım evrak imzalattığını, anılan evraka ilişkin hiçbir nüshanın müvekkiline verilmediğini, akabinde müvekkiline bir arabulucu e-posta adresi verilerek söylenenleri e-posta olarak atmasının istendiğini, müvekkilinin e-postayı göndermesini takiben 1-2 dakika içerisinde e-postanın arabulucuya ulaştığı bilgisinin geldiğini ve müvekkilinin hemen yan taraftaki toplantı odasına götürüldüğünü, odada davalı Şirket avukatı ile arabulucunun önlerinde evrak hazır bir şekilde beklediğini gördüğünü, müvekkiline arabuluculuğa ilişkin hiçbir bilgilendirme yapılmayarak önceden hazırlanmış evrakta nerelere imza atması gerektiğinin gösterildiğini, yapılan arabuluculuk görüşmesinin hukuka aykırı olduğunu ve müvekkilinin haklarının gasp edildiğini, anlaşma tutanağından da açıkça anlaşılacağı üzere aslında arabuluculuk görüşmesi yapılmayıp müvekkilinden ibraname alınmak istendiğini, zira tutanağın içerisinde müvekkili ile alakalı olan olmayan bütün kalemlerin yazıldığını ve davalı tarafın menfaatlerinin korunmak istendiğini, ayrıca yapılan görüşmenin tarafsız olmayan bir ortamda, müvekkilinin hâlihazırda davalı Şirketin işçisiyken, baskı altındayken ve haklarını özellilkle kıdem tazminatını alamama korkusu altındayken gerçekleştirildiğini beyanla; ... Anadolu Arabuluculuk Bürosunun 2021/8914 numaralı ihtiyari arabuluculuk görüşmesi neticesinde tutulan anlaşma tutanağının ve ilgili arabuluculuk görüşmesine ilişkin imza altına alınan diğer evrakın geçersizliğinin tespiti ile iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; ... sözleşmesinin davacı tarafından feshedildiğini ve davacı ile müvekkili Şirketin anlaşmaya varması üzerine ihtiyari arabuluculuk görüşmesi sürecine geçilerek süreç hakkında davacıya gerekli tüm bilgilerin verilmiş olduğunu, bu sebeple dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını, davacıya herhangi bir belgenin zorla imzalatılmasının söz konusu olmadığını, arabuluculuk görüşmesi her ne kadar müvekkili Şirket ofisinde yapılmışsa da son derece rahat ve barışçıl bir atmosferde tamamlandığını ve bir baskı ortamı olmadığını, davacının iradesinin fesada uğratıldığı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, davacının arabuluculuk tutanaklarını kendi hür idaresi doğrultusunda imzaladığını, işbu davayı açarak da hakkını kötüye kullandığını, dürüstlük kuralına aykırı davrandığını ve gizliliği ihlal ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; ispat yükü üzerinde olan davacı tarafça irade fesadı iddiası ortaya konulamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacının işten ayrıldıktan sonra başka bir Şirkette çalışmış olmasının ret gerekçesi yapılamayacağını, işten çıkarıldıktan sonra çalışmak zorunda olduğundan daha düşük şartlarda işe başladığını, işbu durumun arabuluculuk sürecinin usul ve kanuna aykırı olması ile hiçbir alakası bulunmadığını, davacının pozisyon ve tecrübesinin yüksek olmasının hukuki bir müessese olan arabuluculuk sürecine ilişkin önceden bilgi sahibi olduğu anlamına gelmeyeceğini, ihtiyari arabuluculuk görüşmelerinin usul ve kanuna aykırı yapıldığını, davalı Şirket nezdinde arabuluculuk görüşmesi gerçekleştiren tanıkların açık bir şekilde arabuluculuk evrakının toplantıdan önce, arabulucu kendileri ile hiçbir görüşme yapmadan hazırlandığını ifade ettiklerini, davalı Şirket tanığı F.Z'nin ifadesinde "Davacıyla Şenol Bey arasında görüşme yapıldığı sırada biz evrakları hazırlamaya başlamıştık, ve görüşmelere ara ara ben de katıldım'' şeklinde beyanda bulunduğunu, F.Z.'nin, davalı Şirket çalışanlarından birisi olup davacının imzaladığı arabuluculuk tutanaklarını hazırlamasının kanunda ve uygulamada nasıl bir yeri olduğunu anlayamadıklarını, bu hususun dahi aslında göstermelik, hukuki alt yapıdan yoksun bir arabuluculuk görüşmesi yapıldığını ... başına ispat etmekte olduğunu, dosya kapsamındaki delillerden ve tanık beyanlarından da anlaşıldığı üzere arabulucu tarafından herhangi bir bilgilendirme yapılmaması, evrakın önceden hazırlanmasının da arabulucunun tarafsızlığını ortadan kaldırmış olduğunu, davacının aydınlatılmadığının sabit olduğunu, davacının başka bir şehirden günübirlik Şirket merkezine müdürü ile görüşmeye gittiğini, arabuluculuk görüşmesi yapılacağına dair hiçbir fikri bulunmadığını, davacı hâlihazırda Şirketin hâlen çalışanıyken Şirket merkezinde müdürünün yanında haklarını alabileceğinden şüphe ve endişe duyarken kendisine bir arabuluculuk e-postası göndermesinin söylendiğini, ilgili e-postayı dahi Şirket e-postasından atmış olduğunu, arabulucuyu seçme noktasında iradesini rahatça kullanamadığını, arabuluculuk görüşmesi yapmadığını, sadece haklarını alabilmek adına Şirketin baskısı altındayken önüne koyulan evrakı imzalamış olduğunu, sayfalarca uzunluğunda olan evrakın hazırlanması değil okunup anlaşılması dahi saatler alacakken arabuluculuk görüşmesinin çok kısa bir sürede tamamlandığını, 14.22'de e-posta düzenlendiğini, arabulucu atanıp sürecin tamamlandığı saatin ise 14.30 olduğunu, davacının, davalı Şirketin merkezinde, ücretsiz izne çıkarılma ve haklarını alamama tehdidi altındayken, arabuluculuk görüşmelerinde orada bulunmaması gereken insanlar varken ve evrak daha önce yine hazırlamaması gereken insanlar tarafından hazırlanmışken, önüne koyulan evrakı çok büyük bir baskı altındayken imzaladığını, bu noktada davacının mesleki kıdemi, daha sonra başka bir ... bulması gibi hususlar dikkate alınarak karar verilmesinin kabul edilebilir olmadığını belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı tarafça davacının iradesinin fesada uğratıldığı, arabulucu tarafından gerekli bilgilendirmenin yapılmadığı ileri sürülmüş ise de incelenen arabuluculuk evrakından davacıya arabuluculuk sürecine ilişkin gerekli bilgilendirmelerin yapıldığı, bu tespitlere göre anlaşma iradesinin fesada uğratıldığı iddiası ile arabuluculuk son tutanağının iptali gerektiğinin dosya kapsamındaki delillerle ispatlanamadığı anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin bu doğrultudaki kabulünün dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan ihtiyari arabuluculuk (anlaşma) tutanağının iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1.6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.
2. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun (6325 sayılı Kanun) "Taraflarla görüşme ve iletişim kurulması" başlıklı 8 inci maddesine göre arabulucu, tarafların her biri ile ayrı ayrı veya birlikte görüşebilir ve iletişim kurabilir.
3. 6325 sayılı Kanun'un "Görevin özenle ve tarafsız biçimde yerine getirilmesi" kenar başlıklı 9 uncu maddesi şu şekildedir:
"(1) Arabulucu görevini özenle, tarafsız bir biçimde ve şahsen yerine getirir.
(2) Arabulucu olarak görevlendirilen kimse, tarafsızlığından şüphe edilmesini gerektirecek önemli hâl ve şartların varlığı hâlinde, bu hususta tarafları bilgilendirmekle yükümlüdür. Bu açıklamaya rağmen taraflar, arabulucudan birlikte talep ederlerse, arabulucu bu görevi üstlenebilir yahut üstlenmiş olduğu görevi sürdürebilir.
(3) Arabulucu, taraflar arasında eşitliği gözetmekle yükümlüdür.
(4) Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez."
4. 6325 sayılı Kanun'un "Tarafların aydınlatılması" kenar başlıklı 11 inci maddesi şöyledir:
"(1) Arabulucu, arabuluculuk faaliyetinin başında, tarafları arabuluculuğun esasları, süreci ve sonuçları hakkında gerektiği gibi aydınlatmakla yükümlüdür.
"
5. 6325 sayılı Kanun'un 14 üncü maddesine göre başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.
6. 6325 sayılı Kanun'un "Arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesi" kenar başlıklı 15 nci maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"(1) Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya davet eder.
2) Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe kararlaştırabilirler.
3) Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk faaliyetini yürütür. "
7. 6325 sayılı Kanun'un "Arabuluculuğun sona ermesi" kenar başlıklı 17 nci maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
" ...
(2) Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaştıkları, anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandığı bir tutanak ile belgelendirilir. Arabulucu tarafından düzenlenecek bu belge, arabulucu, taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanır. Belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.
(3) Arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen tutanağa, faaliyetin sonuçlanması dışında hangi hususların yazılacağına taraflar karar verir. Arabulucu, bu tutanak ve sonuçları konusunda taraflara gerekli açıklamaları yapar ve taraflar hazır değilse her türlü iletişim vasıtasını kullanarak hazır bulunmayan tarafları bilgilendirir.
(4) Arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi hâlinde, arabulucu, bu faaliyete ilişkin kendisine yapılan bildirimi, tevdi edilen ve elinde bulunan belgeleri, ikinci fıkraya göre düzenlenen tutanağı beş yıl süre ile saklamak zorundadır. Arabulucu, arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlediği son tutanağın bir örneğini arabuluculuk faaliyetinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde Genel Müdürlüğe gönderir."
8. 6325 sayılı Kanun'un "Tarafların anlaşması" kenar başlıklı 18 inci maddesinin ilgili kısımları şu şekildedir:
"(1) Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
(2) Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer sulh hukuk mahkemesinden talep edilebilir. Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır.
...
(5) (Ek: 12/10/2017-7036/24 md.) Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz."
3. Değerlendirme
1.Somut uyuşmazlıkta, davacının 12.01.2021 tarihinde saat 14.22'de arabulucu İ.A'ya gönderdiği e-posta içeriğinde "CarrefourSA tarafından 12 ocak tarihinde görev değişikliği teklifinde bulunuldu, ... bu değişikliği kabul etmemem sebebiyle işveren ile arabuluculuk görüşmesi yapmayı ve arabulucu olarak sizinle ilerlemeyi talep ediyorum." şeklinde talepte bulunduğu, 12.01.2021 tarihli arabuluculuk ilk oturum tutanağında arabuluculuk görüşmesinin Şirket adresinde saat 14.30'da başladığının ve aynı saatte sona erdiğinin belirtildiği tespit edilmektedir. Arabuluculuk anlaşma tutanağında ise yapılan görüşme sonucunda davacıya kıdem tazminatı, yıllık izin, 1 aylık ikramiye ve 15 günlük ücreti olmak üzere net 183.793,99 TL ödeneceği kararlaştırılmıştır.
2. Davacı tanıklarından K.Ö., davalı Şirket ile yaptığı görüşme neticesinde 2022 organizasyonunda kendisine yer verilemediğini, bu nedenle işten çıkartılacağı ve arabuluculuk anlaşma tutanağını imzalamaması hâlinde ücretsiz izne çıkartılacağının söylendiğini, bu nedenle standart olarak kullanılan paketi alıp çıkmak istediğini, paket içeriğinde 6 ücret tutarında ödeme olduğu için teklifi kabul ettiğini, davacının arabuluculuk görüşme sürecini bilmediğini beyan etmiştir. Diğer davacı tanığı H.Ç ise davacının arabuluculuk görüşmelerine katılmadığını, 14.01.2021 tarihinde genel müdür yardımcısının kendisini arayarak 2021 yılı planlamasına dair görüşme isteğini belirterek ertesi gün saat 10.00'da yanında olmasını istediğini, genel müdür yardımcısının yanına gittiğinde insan kaynakları müdürünün de odaya geldiğini, görüşmede yeni bir yapılanmaya, yalınlaşmaya gittiklerini, bu kapsamda bir kısım çalışanın ... sözleşmesine son vereceklerini, kendisinin de bu çalışanlar arasında olduğunu belirttiğini, bu durum üzerine kendisinin de tüm tazminat ve işçilik alacaklarının ödenmesi karşılığında ayrılabileceğini ilettiğini, genel müdür yardımcısının arabulucunun Şirkette olduğunu işlemleri hemen gerçekleştirebileceklerini söylediğini, daha sonra arabulucunun yanına giderek insan kaynakları çalışanları ve Şirket avukatının olduğu bir ortamda daha önceden hazırlandığı anlaşılan evrakı imzalamak suretiyle anlaşma sağladığını ve bu şekilde işyerinden ayrıldığını ifade etmiştir.
3. Dinlenen davalı tanığı ve davalı Şirket genel müdür yardımcısı olan Ş.A, davacı ile 2020 yılının Kasım ayında yaptığı görüşmede, davacının kendisine Şok marketten teklif geldiğini, bulunduğu bölgenin planlama doğrultusunda kapatılacağını bildiğinden bu teklifi değerlendirmek istediğini, Şok market genel müdürü arkadaşı olduğundan arayarak davacı için referans olduğunu, davacının geçişin 2020 yılının Aralık ayında yapılmasını istediğini ancak Şirket yönünden yılın en yoğun dönemi olduğu için davacının da onayını alarak 2021 yılı Ocak ayı içerisinde ... sözleşmesinin sonlandırılması hususunda mutabakata vardıklarını, davacının Şok markete geçiş sürecinin 2020 yılının Aralık ayı içerisinde kesinlik kazandığını, hatta çalışma arkadaşlarıyla vedalaşması için bir toplantı da organize edildiğini, 2021 yılının Ocak ayı içerisinde davacıyı daha önce sözleştikleri şekilde Şirket merkezine çağırdıklarını, davacıya ödenecek tazminat ve diğer hakların insan kaynakları birimi tarafından belirlendiğini, kendisinin davacıyla ne kadar ödeme yapılacağı hususunda konuşmadığını, daha sonra davacının arabulucunun yanına geçerek görüşmeye başladığını, kendisinin görüşmelere katılmadığını, görüşme bittiğinde davacının kendisine teşekkür ederek helallik istediğini, kendisi dışında genel müdürle de görüştüğünü, arabuluculuk görüşmelerinin 14.00-14.30'a kadar sürdüğünü, kendisinin 16.30'da toplantısı olduğunu, toplantıya kadar davacıyla konuştuklarını, davacının odasında arabulucuya e-posta atıp atmadığını hatırlamadığını, ancak davacının zaten Şirkete ... sözleşmesini sonlandırmak ve kendi zimmetinde bulunan eşyaları teslim etmek üzere geldiğini beyan etmiştir. Diğer davalı tanığı F.Z. ise davacının amiri olan genel müdür yardımcısı ile davacı arasında arabuluculuk süreci öncesinde görüşmeler yapıldığını, bu görüşmelerle ilgili bilgisinin olmadığını, daha sonra arabuluculuk sürecine geçildiğini, pandemi dolayısıyla en uygun yerin Şirket merkezi olacağını düşünerek görüşmeleri şirket binasında yaptıklarını, arabuluculuk görüşmelerinde Şirket avukatının da olduğunu, kendisinin ara ara görüşmeye katıldığını, işi dolayısıyla çıkması gereken durumlar olduğunu ancak görüşme başında arabulucunun süreçle ilgili davacıyı bilgilendirdiği aşamada hazır bulunduğunu, arabulucunun bilgilendirme tutanağını sözlü olarak okuduğunu ve davacıya bir itirazı olup olmadığını, aklına takılan bir soru olup olmadığını sorduğunu, davacının konuyu bildiğini, alacakları üzerinde konuşulduğundan bir itirazı olmadığını beyan ettiğini, davacıya evrakı incelemek üzere süre verildiğini, arabuluculuk sürecinin yaklaşık 1,5 saat kadar sürdüğünü, onay alınıp imza aşamasına geçildiğinde toplantı salonundan ayrıldığını, arabuluculuk tutanaklarının daha önceden hazır olmadığını hatırladığını, arabulucu geldikten ve toplantı yaptıktan sonra evrak basım aşamasının olduğunu, davacıyla genel müdür yardımcısı arasında görüşme yapıldığı sırada evrakı hazırlamaya başladıklarını ifade etmiştir.
4.Tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirmede, davacı tarafından Şirketin isteği üzerine arabuluculuk talebiyle arabulucuya saat 14.22'de e-posta gönderildiği, bu e-postaya istinaden düzenlenen arabuluculuk anlaşma tutanağında görüşmenin 14.30'da başladığı ve yine 14.30'da bittiğinin belirtildiği, görüşmenin Şirket merkezinde yapıldığı tutanak ile sabit olup düzenlenen tutanağın yukarıda İlgili Hukuk kısmında yer alan 6325 sayılı Kanun hükümlerine uygun olmadığı anlaşılmaktadır. Gerek dosya kapsamındaki belgeler gerekse davacı ve davalı tanıklarının anlatımları dikkate alındığında, arabulucunun seçiminden arabuluculuk görüşmesinin sonunda düzenlenen anlaşma tutanağına kadar geçen süreç Kanun'da yer alan düzenlemelere uygun değildir.
5. ... sözleşmesi devam ederken davalı işveren tarafından tüm belgeler düzenlendikten sonra davalı işverenin talebi ile arabulucu ile görüşme yapıldığı, arabuluculuk görüşmesi, düzenlenen tutanağın içeriği ve süreç hakkında davacının yeterli şekilde aydınlatıldığının ortaya konulamadığı anlaşılmaktadır. Hâl böyle olunca davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacı tarafa iadesine,
Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.