İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması hâlinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlâl ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlâl etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makûl bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
Danıştay 13. Daire Başkanlığı 2023/3282 E. , 2023/6246 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2023/3282
Karar No:2023/6246
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR): 1- …2- … 3- …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı (E-Tebligat)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: ... Köprüsü'nün riskli yapı olduğu tespit edildiğinden bahisle, işin maliyetinin yıkım sonrası ortaya çıkacak hurda ve geriye dönüşümü mümkün malzemelerin bedelinden karşılanmak üzere, yıkılarak enkazının kaldırılması işine ilişkin 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca kapalı teklif usûlü ile gerçekleştirilen 18/07/2023 tarihli ihalenin, ihalenin onaylanmasına ilişkin … tarih ve … sayılı Zonguldak Belediye Başkanlığı işleminin ve 21/08/2023 tarihinde imzalanan "Zonguldak Belediyesi ... Köprüsünün Enkazının da Kaldırılmak Sureti ile Hurda Karşılığı Yıkımı İşine İlişkin Sözleşme"sinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; davacıların bulundukları dükkanlardan tahliyesine ve köprünün yıkımına ilişkin işlemlere karşı davalar açıldığından ihalede kiracıların menfaatlerini ilgilendiren alanlara ilişkin hak arama özgürlüğünün kullanıldığı, ihalenin ilanından itibaren ihalenin yapılmasına kadar hiç bir işleme dava açılmadığı, ihale sürecinin ise işin yüklenici firma ile yıkımın nasıl yapılacağına ve yıkım maliyetinin nasıl karşılanacağına ilişkin olduğu, dolayısıyla ihaleye katılan veya katılabilecek kişilerden olmayan davacıların dava konusu işlemle arasında kişisel, güncel ve meşru bir menfaati bulunmadığı anlaşıldığından davacıların bakılan davayı açma ehliyetinin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacılar tarafından, muhammen bedelin düşük belirlendiği, ... Köprüsü'nün bulunduğu bölgeyi düzenleyen imar planlarının henüz kesinleşmediği, yıkım kararının kesinleşmesi beklenilmeden ihaleye çıkıldığı, menfaat kavramının dar yorumlanmaması gerektiği, hurda çeliğin ... A.Ş. tarafından değerlendirilmesi gerekirken özel sektöre ihale edilmemesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'UN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
... Köprüsü'nün riskli yapı olduğu tespit edildiğinden bahisle, işin maliyetinin yıkım sonrası ortaya çıkacak hurda ve geriye dönüşümü mümkün malzemelerin bedelinden karşılanmak üzere, yıkılarak enkazının kaldırılması işi ihalesi, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu uyarınca kapalı teklif usûlü ile 18/07/2023 tarihinde yapılmış; ihale, ita amirince … tarih ve … sayılı işlem ile onaylanmış; ihale uhdesinde kalan şirket ile 21/08/2023 tarihinde "Zonguldak Belediyesi ... Köprüsünün Enkazının da Kaldırılmak Sureti ile Hurda Karşılığı Yıkımı İşine İlişkin Sözleşme" imzalanmıştır.
Bunun üzerine anılan işlemlerin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın "Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü" başlıklı 11. maddesinde, Anayasa hükümlerinin, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kuralları olduğu; "Hak arama hürriyeti" başlıklı 36. maddesinde, herkesin, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, iptal davaları, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinde yer alan ve iptal davasının subjektif ehliyet koşulu olan "menfaat ihlâli" kavramı doktrin ve içtihatlarda dava konusu işlemle davacı
arasında kurulan kişisel, meşru, güncel bir menfaat ilişkisi olarak tanımlanmaktadır. Sözü edilen menfaat ilişkisinin varlığı ve sınırları her olayda yargı yerince ihtilâfın niteliğine göre belirlenmektedir.
Yargısal denetim amacıyla her idari işleme karşı herkes tarafından iptal davası açılmasının idari işlemlerde istikrarsızlığa neden olmaması ve idarenin işleyişinin bu yüzden olumsuz etkilenmemesi için, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması koşuluna ihtiyaç vardır.
İptal davası açılabilmesi için gerekli olan menfaat ilişkisi kişisel, meşru, güncel bir menfaatin bulunması hâlinde gerçekleşecektir. Başka bir anlatımla, iptal davasına konu olan işlemin davacının menfaatini ihlâl ettiğinden söz edilebilmesi için, davacıyı etkilemesi, yani davacının kişisel menfaatini ihlâl etmesi, işlem ile davacı arasında ciddi ve makûl bir ilişkinin bulunması gerekmektedir.
“Meşru menfaat” ilgisinden kasıt, kişi ile işlem arasında hukuken kabul edilebilir, başka anlatımla, dinlenilebilir, korunmaya değer bir ilginin varlığı iken; “kişisel menfaat” ilgisiyle, işlemin, kişinin hukukunu etkilemesi, kişi bakımından hukuk aleminde sonuç doğurması kastedilmektedir.
İdare Mahkemesi'nce alınan 29/09/2023 tarihli ara kararına, Zonguldak Belediyesi tarafından verilen cevapta, davacılardan ... ve ...'nın dava konusu edilen ihale ile yıkılacak olan ... Köprüsü altında yer alan dükkanlarda fuzuli şagil olarak faaliyet gösterdiği belirtilmiştir.
Bu durumda, ihale konusu yıkım işleminin davacıların faaliyet gösterdiği dükkanlara ilişkin olduğu, nitekim söz konusu dükkanların tahliye edilmesine yönelik davacılar hakkında işlem tesis edildiği anlaşıldığından, davacıların bu davayı açmakta menfaatinin bulunduğunun kabulü gerekmektedir.
Diğer taraftan, davalı idare tarafından, ...'ın ise dükkanın iadesine ilişkin 02/01/2020 tarihli dilekçesine kadar anılan dükkanlarda faaliyet gösterdiği ancak hâlihazırda herhangi bir faaliyetinin bulunmadığı ileri sürüldüğünden, bu iddia araştırılarak anılan davacı yönünden davayı açma menfaatine ilişkin ayrıca bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, ... tarafından verilen 19/10/2023 tarihli ve ... ve diğerleri tarafından verilen 25/10/2023 tarihli müdahale talepli dilekçeler hakkında, bozma kararı üzerine İdare Mahkemesi'nce bir karar verileceği açıktır.
Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Kullanılmayan …-TL temyiz aşamasındaki yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacılara iadesine,
4. Fazladan yatırılan, …-TL harcın müdahile isteminde bulunan ...'na; …TL harcın ... ve adı geçen kişiyle birlikte müdahale isteminde bulunan kişilere iadesine,
5. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
6. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 25/12/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.