YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İdari ve adli yargının görev alanlarının nasıl belirleneceği hakkında açıklayıcı örnek Kr

Karar

 

Danıştay 13. Daire Başkanlığı         2023/3425 E.  ,  2023/5834 K.

 

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

ONÜÇÜNCÜ DAİRE

 

Esas No:2023/3425

 

Karar No:2023/5834

 

 

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... İnşaat Gıda Hayvancılık Medikal Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.

 

VEKİLİ : Av. …

 

KARŞI TARAF (DAVALI) : … Valiliği (E- Tebligat)

 

VEKİLİ : Av. …

 

İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava konusu istem: Balıkesir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile davacı şirket arasında 26/07/2021 tarihinde imzalanan sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmesi sonucunda oluştuğu ileri sürülen (SGK pirimi: 156,048,00-TL, binada kullanılan bir yıllık elektrik ücreti: 16,798,00-TL, teminat mektubu: 6,701,00-TL, su gideri: 1.386,00-TL, Av. Masrafı: 1.303,00-TL, tek taraflı fesih nedeniyle ihale bedelinin % 5 karşılığı: 153.000,00-TL, Damga vergisi: 29.008,00-TL, Karar pulu: 17.411,40-TL, Kamu İhale Kurumu Payı: 1.530,00-TL, Müteahhit karı % 25-% 10 = % 15 karşılığı 459.000,00-TL olmak üzere) 842.177,00-TL maddi zararın sözleşmenin imzalandığı 26/07/2021 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirket ile 26/07/2021 tarihinde yapılan sözleşmenin 22/08/2022 tarihinde feshedildiği, fesih yazısının 25/08/2022 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, davacı tarafından sözleşmenin davalı idareden kaynaklı sebeplerle feshedildiğinden bahisle 04/10/2022 tarihinde kayda giren dilekçe ile tazminat isteminde bulunulduğu, davacı şirketin bu isteminin davalı idarenin … tarih ve E-… sayılı işlemiyle cevaplandığı ve davacıya 03/11/2022 tarihinde tebliğ edildiği anlaşıldığından, davacı ile yapılan sözleşmenin 22/08/2022 tarihinde feshedilmesi işleminden kaynaklı uğranıldığı ileri sürülen zararı öğrenme tarihinin en geç 03/11/2022 tarihi olarak kabul edilmesi ve bu tarihten itibaren işleyecek 60 günlük dava açma süresi içerisinde yani en geç 02/01/2023 tarihinde dava açılması gerektiğinden, bu süre geçirildikten sonra 16/01/2023 tarihinde açılan işbu davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

 

Belirtilen gerekçelerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.

 

Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: … Bölge İdare Mahkemesi ... İdarî Dava Dairesi'nce; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

 

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, gerekçeli karar hakkının ihlâl edildiği, zararın tazmini için yapılan başvuruya davalı idarece verilen 28/10/2022 tarihli cevabi yazıda Bakanlığa görüş sorulduğunun bildirildiği, davalı idareden kesin yanıtlı bir cevabın beklenildiği, cevabın gelmemesi üzerine 16/01/2023 tarihinde dava açıldığı, 2577 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca idareden kesin cevap gelmediğinde ilgilinin bu cevabı bekleme süresinde dava açma süresi işlemeyeceği ancak bekleme süresinin dört ayı geçemeyeceği, dolayısıyla dava açma süresi geçmemesine rağmen işin esasına girilmeden davanın süre yönünden reddedilmesinin adil yargılanma hakkının ihlâli olduğu ileri sürülmektedir.

 

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Bölge İdare Mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

 

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

 

İNCELEME VE GEREKÇE:

 

USUL YÖNÜNDEN:

 

MADDİ OLAY :

 

Balıkesir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 21. maddesinin (b) bendi uyarınca 06/07/2021 tarihinde gerçekleştirilen "Balıkesir Burhaniye Atatürk Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Güçlendirme İşi" ihalesi 3.060.000,00-TL bedel ile davacı şirket üzerinde bırakılmış, anılan ihaleye ilişkin sözleşme 26/07/2021 tarihinde imzalanmış ve 08/09/2021 tarihinde yer teslimi yapılmıştır.

 

Davacı şirketin itirazı üzerine davalı idarece yeniden deprem etüdü yaptırılmış, bu etüt raporunda binanın yıkımı önerilmiş, bu rapor Milli Eğitim Bakanlığı İnşaat ve Emlak Genel Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazıları ile onaylanmış, … tarih ve … sayılı Valilik Makamı onayı ile yıkım oluru alınmış, … tarih ve … sayılı Olur ile davacı şirketle imzalanan sözleşme fesh edilerek, işin tasfiye edilmesine karar verilmiş, 25/08/2022 tarihinde fesih yazısı davacı şirkete tebliğ edilmiş, davacı şirket tarafından maddi ve manevi tazminat hakları saklı kalmak kaydıyla müspet ve menfi zararlarının ödenmesi istemiyle 04/10/2022 tarihli dilekçe ile davalı idareye başvuruda bulunulmuş, davalı idare tarafından … tarih ve … sayılı yazı ile verilen cevapta bir kısım ödemelerin yapıldığı, diğer istekler hakkında görüş sorulduğu belirtilmiştir.

 

Bunun üzerine davacı şirket tarafından 04/10/2022 tarihli dilekçe ekinde sunduğu belgelerle oluşan SGK pirimi: 156,048,00-TL, binada kullanılan bir yıllık elektrik ücreti: 16,798,00-TL, teminat mektubu: 6,701,00-TL, su gideri: 1.386,00-TL, Av. Masrafı: 1.303,00-TL, tek taraflı fesih nedeniyle ihale bedelinin % 5 karşılığı: 153.000,00-TL, Damga vergisi: 29.008,00-TL, Karar pulu: 17.411,40-TL, Kamu İhale Kurumu Payı: 1.530,00-TL, Müteahhit karı % 25-% 10 =% 15 karşılığı 459.000,00-TL olmak üzere toplamda 842.177,00-TL maddi zararının sözleşmenin yapıldığı 26/07/2021 tarihi itibarıyla yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.

 

İLGİLİ MEVZUAT:

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kapsam ve nitelik" başlıklı 1. maddesinin ilk fıkrasında, "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanunda gösterilen usûllere tâbidir."; "Görevli olmayan yerlere başvurma" başlıklı 9. maddesinde, "1. Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği hâlde, adli yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi hâlinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir. 2. Adli yargı yerlerine açılan ve görevsizlik sebebiyle reddedilen davalarda, görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra birinci fıkrada yazılı otuz günlük süre geçirilmiş olsa dahi, idari dava açılması için öngörülen süre henüz dolmamış ise bu süre içinde idari dava açılabilir."; "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlıklı 14. maddesinin 3. fıkrasının (a) bendinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden ilk incelemeye tâbi tutulacağı; "İlk inceleme üzerine verilecek karar" başlıklı 15. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde ise, "adlî yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği" kuralları yer almaktadır.

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

 

Tam yargı davaları 2577 sayılı Kanun'da tanımlanmakla birlikte, davaların nasıl yürütüleceği ve sonuçlandırılacağı, idarenin işlem ve eyleminden doğan zararların nasıl hesaplanacağı ve hüküm altına alınacağı Kanun'da düzenlenmemektedir. Bu bakımdan, idari yargı hukukun birçok alanında olduğu gibi, tam yargı davalarına ilişkin öğreti de yargı kararları ve özellikle Danıştay içtihatlarıyla geliştirilmektedir.

 

Görev, bir davanın konusu itibarıyla hangi mahkeme tarafından görüleceğinin belirlenmesine ilişkindir. 2577 sayılı Kanun’un 14 ve 15. maddeleri uyarınca görev ve yetki ilk inceleme aşamasında gözetilecek hususlardan olup, adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine, idari yargının görevli olduğu konularda ise görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesine karar verilir.

 

Uyuşmazlığın çözümünde görevli yargı merciini belirten herhangi bir özel kural bulunmamaktadır. Bu nedenle, davanın idarî bir dava olup olmadığının tespit edilmesi gerekmektedir. Bu hususta, adlî-idarî yargı görev ayrımının kıstaslarının araştırılması önem arz etmektedir. Zira, söz konusu kıstasların neler olduğu mer'i mevzuatımızda düzenlenmemiştir. Ancak, doktrinde kabul edilen bazı kıstaslar mevcuttur. Bu kıstaslardan biri de, maddî olaya uygulanacak kanunun niteliğidir. Eğer uyuşmazlık konusu olaya uygulanması gereken kanun, kamu hizmetlerinin ihdas ve yürütülmesi ile ilgiliyse davanın idarî yargının görevinde olduğu anlaşılmaktadır (Aydın H. Tuncay, Orhan Özdeş, Recep Başpınar, Yüzyıl Boyunca Danıştay, 1968, Ankara, s. 652).

 

Gerek öğretide gerekse yargı kararlarında idarenin idari fonksiyonuna girdiği kabul edilen işlem ve eylemleri ile sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıkların idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği ifade edilmektedir. Ancak idarenin her tür işlem ve eyleminden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargının görev alanına girdiği de söylenemeyecektir. İdarenin kimi eylem ve işlemlerinin yargısal denetimi, kanun koyucunun açık düzenlemesi sonucu adli yargıya tâbi kılınabilir. Mahkemenin önüne gelen bir davada esas incelemesi yapıp karar verebilmesi için, o davaya bakma konusunda görevli ve yetkili olması gerekmektedir. Başka bir ifadeyle mahkemeler, görevine girmeyen konuda karar veremeyeceği gibi, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan da kaçınamaz (Anayasa, m. 36). Bir uyuşmazlık açısından hangi mahkemenin görevli olacağı hususu kamu düzenindendir ve bu husus kanunla belirlenir.

 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığı altında idari dava türleri; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar şeklinde düzenlenmiştir. Bu bakımdan idari yargının görev alanını belirleme açısından kanun koyucu; idari işlem, idari eylem ve idari sözleşme gibi daha teknik ve somut kavramlara kanunda yer vermiştir. Uyuşmazlık Mahkemesi, özellikle idarenin gerçekleştirdiği işlem ve eylemler açısından idari yargının görevli olduğuna karar verebilmek için söz konusu işlem veya eylemde kamu gücünün ya da kamusal bir ayrıcalığın kullanılıp kullanılmadığını araştırmakta; diğer bir ifadeyle idari işlem yahut idari bir eylem olup olmadığına dikkat etmekte ve buna göre yargı yolunu belirlemektedir.

 

Uyuşmazlık Mahkemesi, önüne gelen uyuşmazlıklar ile ilgili olarak görevli yargı yolunu belirlerken, söz konusu idari işlemi gerçekleştiren kurumun hukuki statüsünün yanı sıra, işlemin kamu gücüne dayanıp dayanmadığını esas olarak araştırmaktadır. Uyuşmazlık Mahkemesi, önüne gelen uyuşmazlık açısından idarenin kamu gücüne dayalı, tek taraflı bir idari işleminin bulunması durumunda, uyuşmazlığın idari yargı düzeninde görüleceğine ilişkin pek çok kararlar vermiş, bu noktada idari işlem kavramını yargı düzenini belirleme açısından bir ölçüt olarak benimsemiştir. Mahkeme, söz konusu kavramı; “kamu idarelerinin kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemler” şeklinde tanımlamış; bu bakımdan idari işlemin unsurlarına ilişkin öğreti ile benzer bir tanıma yer vermiştir. Mahkeme’nin vurguladığı bu tanım neticesinde idarenin re’sen, kamu gücünü kullanarak ve tek taraflı bir işlem tesis etmesi yeterli olup, bu bakımdan işlemin muhatabı olan kişinin herhangi bir açıklamada bulunması da gerekmemektedir.

 

Uyuşmazlık Mahkemesi, kamu idare ve kurumlarının, hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemleri idari işlem; görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmalarını ise idari eylem olarak tanımlamaktadır (Uyuşmazlık Mahkemesi, E:…, K:…, Karar Tarihi: …).

 

Türk idare hukukunda ve içtihatlarda genel kabul gören görüş, "kamu ihale sözleşmesinin imzalanması" aşamasına kadar olan iş ve işlemler bakımından idari yargının; kamu ihale sözleşmesi imzalandıktan sonra (sözleşmenin uygulanması aşamasında, idarenin sözleşmenin tarafı olarak hareket ederek yaptığı iş ve işlemler bakımından) adli yargının görevli olduğu yönündedir.

 

Yargıtay …. Hukuk Dairesi, E:… ve K:… sayılı kararıyla; “Kural olarak Devlet ihalelerinde eser sözleşmesinin yapılması aşamasına kadar ortaya çıkan uyuşmazlıkların giderilmesinde görevli yargı yolu idari yargı, sözleşmenin imzalanmasından sonra, uygulanmasına ilişkin doğan uyuşmazlıkların çözüm yeri ise adli yargıdır. Yargı yolunun caiz olması 6100 sayılı HMK 'nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartlarından olup, taraflarca ileri sürülmese dahi, mahkemece resen nazara alınabilecektir.

 

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun … gün ve … sayılı kararı, Dairemizin yerleşik uygulama ve içtihatları ile Uyuşmazlık Mahkemesi'nin … tarih ve … sayılı kararlarına göre kamu kurumlarının taraf olduğu eser sözleşmesinden doğan davalarda feshin sözleşmeden önce veya sonraki sebeplere göre yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeksizin sözleşmenin imzalanmasından önce ortaya çıkacak ihtilâflarda idari yargı görevlidir.” değerlendirmelerine yer vermek suretiyle sözleşmenin imzalanmasından sonra çıkan ihtilaflarda adli yargının görevli olduğuna hükmetmiştir.

 

Bu doğrultuda; Yargıtay ... Hukuk Dairesi, E:… sayılı kararıyla, kamu ihale sözleşmesinin imzalanmasından sonra idare mahkemesi kararıyla sözleşmenin feshedilmesi üzerine açılan tazminat davasını görev alanı içinde değerlendirmiş, davacının talebi doğrultusunda ana sözleşme ve ek sözleşme için 17.055,45-TL kamu ihale kurum payı, 162.151,83-TL noter harcı ve damga vergisi, 72.962,14-TL karar pulu bedeli olmak üzere toplam 252.169,42-TL'nin davalı idare tarafından davacıya ödenmesi yönündeki kararı onamıştır.

 

Aktarılan mevzuat ve yargı kararları çerçevesinde; idari yargı mercileri tarafından verilen kararlar üzerine ihaleye ilişkin sözleşme imzalanması gerekmekle birlikte, hukuki ve fiili imkânsızlık nedeniyle sözleşme imzalanamamış olmasından kaynaklı tam yargı davalarında idari yargının; imzalanmış sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle açılan tazminat davalarında ise adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

 

Dosyanın incelenmesinden, Balıkesir Valiliği İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile davacı şirket arasında 26/07/2021 tarihinde imzalanan sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiği, bunun üzerine davacı şirketin 04/10/2022 tarihli dilekçe ekinde sunduğu belgelerle oluşan SGK pirimi: 156,048,00-TL, binada kullanılan bir yıllık elektrik ücreti: 16,798,00-TL, teminat mektubu: 6,701,00-TL, su gideri: 1.386,00-TL, Av. Masrafı: 1.303,00-TL, tek taraflı fesih nedeniyle ihale bedelinin % 5 karşılığı: 153.000,00-TL, Damga vergisi: 29.008,00-TL, Karar pulu: 17.411,40-TL, Kamu İhale Kurumu Payı: 1.530,00-TL, Müteahhit karı % 25-% 10 =% 15 karşılığı 459.000,00-TL olmak üzere toplamda 842.177,00-TL maddi zararının sözleşmenin imzalandığı 26/07/2021 tarihi itibarıyla yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

 

Bu itibarla, bakılan davanın imzalanmış sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle açıldığı anlaşıldığından, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adlî yargının görevli olduğu hususu gözetilerek davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı nedeniyle reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında usul hükümlerine uygunluk görülmemiştir.

 

KARAR SONUCU :

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;

 

2. Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca BOZULMASINA,

 

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi'ne gönderilmesine, 14/12/2023 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

 


Bu sayfa 91 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor