İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince verilen kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, ziraat mühendisi, jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi ve biyolog bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda yer alan tespitler, projenin uygulanacağı sahanın tarım arazileri ile su havzalarına yakınlığı ve tarımsal coğrafya bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sondaj yöntemiyle jeotermal kaynak arama faaliyeti projesinin önemli çevresel etkilerinin olacağı, Alaşehir İlçesinin ve projenin uygulanacağı sahanın tarımsal potansiyeli ile projenin olası çevresel etkileri dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporuyla ortaya konulan risk ve etkiler sebebiyle proje tanıtım dosyasında (PTD) yeterli değerlendirmenin yapılmadığı, proje alanı ile çevresinin tarımsal arazilerde, hatta bir kısmının Büyük Ova Koruma Alanında yer almasına rağmen PTD'yi hazırlayan uzmanlar arasında ziraat mühendisi olmamasının eksiklik olduğu, proje alanı her ne kadar tarımsal ekosistemleri içerse de etki alanı ve çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, ancak PTD'de ortaya konulan hem flora hem de fauna listesinin yeterli veri içermediği, bu veriler ışığında da korunacak türlerin var olup olmadığı, endemik ve nadir taksonların olup olmadığı ve varsa bunlarla ilgili ne gibi tedbirler alınması gerekeceği hususlarının PTD'de karşılığının bulamadığı, PTD'yi hazırlayan kişiler arasında (hidro)jeoloji ve jeofizik alanlarında uzmanların yer almaması nedeniyle bu disiplinler açısından yapılan değerlendirmelerin yeterli olmadığı ve dolayısıyla Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelere, ÇED uygulanmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hazırlanan PDT'nin, projenin nitelikleri ve uygulanacağı yerin özellikleri itibarıyla projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri ile bu etkilere karşı alınacak önlemlerin neler olduğunun, muhtemel olumsuz etkilerinin -alınacak önlemler sonucu- ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının belirlenebilmesi, Yönetmelik Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceleme yapılabilmesi için yeterli olmadığı ve yeterli olmayan PTD dikkate alınmak suretiyle projede, çevre açısından sakınca görülmediğine ilişkin tesis edilen dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2023/12699 E. , 2023/5419 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2023/12699
Karar No : 2023/5419
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Valiliği
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ... Odası Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Manisa İli, Alaşehir İlçesi, Kemaliye ve Toygar Köylerinde ... Enerji Üretim A.Ş. tarafından yapılması planlanan "Jeotermal Kaynak Arama Kuyusu Açılması (4 Adet Sondaj Kuyusu Açılması)" projesi ile ilgili olarak Manisa Valiliği Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünce verilen ... tarih ve ... sayılı "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir" kararının iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İdare Mahkemesince verilen kararda; uyuşmazlığın çözümü amacıyla çevre mühendisi, ziraat mühendisi, jeoloji mühendisi, jeofizik mühendisi ve biyolog bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetiyle yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda yer alan tespitler, projenin uygulanacağı sahanın tarım arazileri ile su havzalarına yakınlığı ve tarımsal coğrafya bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sondaj yöntemiyle jeotermal kaynak arama faaliyeti projesinin önemli çevresel etkilerinin olacağı, Alaşehir İlçesinin ve projenin uygulanacağı sahanın tarımsal potansiyeli ile projenin olası çevresel etkileri dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporuyla ortaya konulan risk ve etkiler sebebiyle proje tanıtım dosyasında (PTD) yeterli değerlendirmenin yapılmadığı, proje alanı ile çevresinin tarımsal arazilerde, hatta bir kısmının Büyük Ova Koruma Alanında yer almasına rağmen PTD'yi hazırlayan uzmanlar arasında ziraat mühendisi olmamasının eksiklik olduğu, proje alanı her ne kadar tarımsal ekosistemleri içerse de etki alanı ve çevresinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği, ancak PTD'de ortaya konulan hem flora hem de fauna listesinin yeterli veri içermediği, bu veriler ışığında da korunacak türlerin var olup olmadığı, endemik ve nadir taksonların olup olmadığı ve varsa bunlarla ilgili ne gibi tedbirler alınması gerekeceği hususlarının PTD'de karşılığının bulamadığı, PTD'yi hazırlayan kişiler arasında (hidro)jeoloji ve jeofizik alanlarında uzmanların yer almaması nedeniyle bu disiplinler açısından yapılan değerlendirmelerin yeterli olmadığı ve dolayısıyla Seçme Eleme Kriterlerine Tabi Projelere, ÇED uygulanmasının gerekli olup olmadığının belirlenmesi amacıyla hazırlanan PDT'nin, projenin nitelikleri ve uygulanacağı yerin özellikleri itibarıyla projenin çevre üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri ile bu etkilere karşı alınacak önlemlerin neler olduğunun, muhtemel olumsuz etkilerinin -alınacak önlemler sonucu- ilgili mevzuat ve bilimsel esaslara göre kabul edilebilir düzeylerde olup olmadığının belirlenebilmesi, Yönetmelik Ek-4’te yer alan kriterler çerçevesinde inceleme yapılabilmesi için yeterli olmadığı ve yeterli olmayan PTD dikkate alınmak suretiyle projede, çevre açısından sakınca görülmediğine ilişkin tesis edilen dava konusu "ÇED Gerekli Değildir" işleminde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, hukuka aykırı bulunan dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ÇED Gerekli Değildir kararının, nihai bir izin veya ruhsat niteliğinde olmadığı, nitekim ilgili mevzuatlar çerçevesinde gerekli izinler alınmadıkça faaliyete başlanamayacağı, proje alanı Büyük Ova Koruma Alanı içerisinde olsa da, PTD'de tarım dışı kullanım izni alınacağının taahhüt edildiği, PTD'nin ÇED Yönetmeliğinde öngörülen formatına uygun hazırlandığı, proje nedeniyle çevreye kimyevi atık bırakılmadığı, projeden kaynaklı muhtemel buharın tarım alanları üzerindeki olumsuz etkisinin bilirkişilerce bilimsel olarak ortaya konulamadığı, ilgili kurumların olumlu görüşünün bulunduğu, sonuç olarak dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu, Mahkeme kararının bozulması suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi ile dava konusu işlemin dayanağı PTD'nin yetersiz olduğu yönündeki bilirkişi raporunun hükme esas alınması suretiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararının onanması gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan İdare Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20/A-2-(i) maddesi uyarınca, kesin olarak, 12/10/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.