YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, cinsel istismar vb gibi ağır suçların yağma ile birlikte işlenmesi halinde, değer azlığı indirimi yapılmaması gerektiği hk.

Karar Özeti

Bunun gibi kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, cinsel istismar gibi ağır suçların yağma ile birlikte işlenmesi hallerinde değer azlığı indiriminin yapılmaması hukuka, vicdana ve adalete de uygun olacaktır.



Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, Gerekçe bölümünün 1 numaralı paragrafına belirtilen bozma nedenlerine göre, sanığın, katılan'a yönelik öldürmeye teşebbüs suçu işleyerek üzerindeki tüm parası olan 20,00 TL’yi silahla yaşamı tehlikeye sokacak şekilde yaralamak suretiyle almış olduğu anlaşılmakla, kasten öldürmeye teşebbüs suçunun yağma ile birlikte işlenmesi hallerinde değer azlığı indiriminin yapılmasının hukuka, vicdana ve adalete de uygun olamayacağından sanık hakkında nitelikli yağma suçundan değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca indirim yapılması hukuka aykırılık bulunmuştur.

 

Karar

6. Ceza Dairesi         2021/24473 E.  ,  2023/11264 K.




İNCELENEN KARARIN

 

MAHKEMESİ :Ceza Dairesi

 

SAYISI : 2018/2762 E., 2019/228 K.

 

SUÇTAN ZARAR GÖREN : ...

 

SUÇLAR : Nitelikli yağma, nitelikli yaralama

 

HÜKÜMLER : İstinaf başvurusunun esastan reddi, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak mahkûmiyet

 

TEMYİZ EDENLER :Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, katılan ... vekili, sanık müdafii

 

TEBLİĞNAME GÖRÜŞÜ :Temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanması, bozma
 

 

İlk Derece Mahkemesince verilen hükümlere yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararların; 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçelerinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz istemlerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmiştir.
 

 

Katılan vekilinin duruşmalı inceleme talebinin, 7079 sayılı Kanun’un 94 üncü maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanun’un 299 uncu maddesinin birinci fıkrası gereği takdîren reddine karar verilmekle, gereği düşünüldü:
 

 

I. HUKUKÎ SÜREÇ

 

1. ... Cumhuriyet Başsavcılığının, 22.09.2017 tarihli ve 2017/22939 soruşturma sayılı iddianamesi ile sanık hakkında nitelikli yağma ve nitelikli yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a), (d), (h) bentleri, 149 uncu maddesinin ikinci fıkrası yollaması ile 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (b) ve (e) bentleri, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 53 üncü maddesi uyarınca cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmıştır.
 

 

2. ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.12.2017 tarihli ve 2017/551 Esas, 2017/717 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında nitelikli yağma suçundan 5271 sayılı Kanun'un 223 üncü maddesinin (e) bendi uyarınca beraat; nitelikli yaralama suçundan 86 ncı maddesinin birinci fıkrası, aynı maddenin üçüncü fıkrasının (e) bendi, 87 nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası, 53 üncü maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkrası uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmalarına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
 

 

3. ... Bölge Adliye Mahkemesinin, 14. Ceza Dairesinin, 04.02.2019 ttarihli ve 2018/2762 Esas, 2019/228 Karar sayılı kararıyla sanık hakkında İlk Derece Mahkemesince kurulan hükümlere yönelik sanık müdafiinin ve katılan vekilinin istinaf başvurularının 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin ikinci fıkrasının (e) bendi uyarınca kabulüne karar verilerek, duruşma açılarak yapılan yargılama neticesinde, nitelikli yaralama suçundan kurulan hüküm bakımından 5271 sayılı Kanun’un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi uyarınca esastan reddine; nitelikli yağma suçundan kurulan hüküm bakımından İlk Derece Mahkemesinin beraat hükümünün kaldırılmasına sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 149 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 150 nci maddesinin ikinci fıkrası, 168 inci maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü cümlesi, 62 nci maddesinin birinci fıkrası ve 53 üncü maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkraları uyarınca 3 yıl 8 ay 13 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir.
 

 

4. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan, 29.11.2021 tarihli ve 2019/34202 sayılı, nitelikli yağma suçu bakımından temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün onanmasına, nitelikli yaralama suçu bakımından bozma görüşlü Tebliğname ile Daireye tevdii edilmiştir.

 

II. TEMYİZ SEBEPLERİ

 

A. Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının Temyiz Sebepleri

 

1. Sanık hakkında adam öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerektiğine,

 

2. Nitelikli yağma suçundan sanık hakkında değer azlığı hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,

 

3. Nitelikli yağma suçundan sanık hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine,
 

 

B. Katılan Vekilinin Temyiz Sebepleri

 

1. Adam öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerekirken yaralama suçundan hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğuna,

 

2. Temel ceza uygulanırken alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğine,

 

3. Lehe indirim sebeplerinin uygulanmaması gerektiğine,
 

 

C. Sanık Müdafinin Temyiz Sebepleri

 

1. Kasten Yaralama Suçu Yönünden

 

a. Sanığın kendisine yapılan saldırıyı orantılı olarak def etmesi davranışı nedeni ile yaralamaya sebebiyet verdiği,

 

b. Sanığa verilen ceza artırım gerekçelerinin kararda gösterilmediği,

 

c. Tahrik hükümlerinin gözetilmediği,

 

2. Nitelikli Yağma Suçu Yönünden

 

a. Sanığın savunmasının gözetilmemesi,

 

b. Mağdurun çelişkili beyanları ile hüküm oluşturulması,

 

c. Yerel mahkeme kararındaki beraat gerekçelerinin gözetilmemesi,
 

 

İlişkindir.


III. OLAY VE OLGULAR

 

A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü

 

1. Olay günü saat 20.00 sıralarında katılan, tanık yeğeni N. Ş. ve kimliği belirlenemyen iki küçük çocuk ile birlikte yaya olarak çarşıya gittikleri sırada sokakta sanık ile karşılaştıkları, sanığın katılandan sigara istediği, katılanın kabul etmemesi üzerine aralarında sözlü tartışma olduğu, sanığın, katılanın burnuna yumruk attığı, mağdur kaçmaya çalışırken üzerindeki bıçağı çıkarıp katılanın gögüs kısmına vurduğu, katılan yere düşüncede yine gögüs bölgesinden ve kalçasına bıçak vurarak onu yaraladığı anlaşılmıştır.

 

Her ne kadar katılan kolluk aşamasındaki ifadesinde üzerinde bulunan 20,00 TL para alındığı, mahkeme aşamasındaki ifadesinde ise üzerindeki 20,00 TL para ile cep telefonunun düşmüş olabileceği beyanlarında bulunmuş ise de, sanığın nitelikli yağma suçunu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin, yeterli ve inandırıcı delil elde edilmediğinden anılan suçtan ilk derece mahkemesince beraat kararı verildiği anlaşılmıştır.
 

 

2. Katılan kendi yaptığı araştırmalar sonucu olayın sanık tarafından gerçekleştirildiği bilgisine ulaşılıp polise bildirmesi üzerine kolluk şube kayıtlarından sanığın fotoğraflarının gösterilmesi üzerine katılanın, sanığı teşhis ettiğine ilişkin 20.05.2017 tarihli Fotoğraf Teşhis Tutanağı dosya içeriğinde vardır.
 

 

3. ... Adli Tıp Şube Müdürlüğünce düzenlenen katılanın ikisi göğüse, biri kalça sağ arka kısma olmak üzere kişide 3 adet delici kesici alet yaralanması olduğu, göğüse isabet eden iki adet delici kesici aletin ayrı ayrı ve birlikte yaşamını tehlikeye soktuğu ve yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte olmadığına ilişkin Adli Muayene Raporu dosya içerisinde mevcuttur.
 

 

4. Tanık N. Ş.'nin kolluk beyanında katılanın iddiaların destekleyen beyanları dava dosyasında mevcuttur.


5. Katılanın aşamalarda özde değişmeyen tutarlı beyanlarda bulunduğu görülmüştür.

 


6. Sanık, "Katılanın yanında 2-3 kişi olduğu halde durup dururken yumruk attığını, tekme ve taş ile vurduğunu, kendisininde savunmak amacı ile üzerinde taşıdığı çakı bıçağını rastgele savurduğunu ve vurup kaçtığını, üzerinden bir şey almadığını" belirterek tevil yollu ikrarda bulunmuştur.
 

 

7. Katılanın zararlarına karşılık 20,00 TL paranın PTT aracılığı ile yatırıldığına ilişkin makbuz dosya içerisinde mevcuttur.
 

 

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü

 

İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından nitelikli yaralama suçundan bir isabetsizlik görülmediği, nitelikli yağma suçundan ise İlk Derece Mahkemesince kabul edilen Olay ve Olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından sanığın katılanı nitelikli yaralama suçu işledikten sonra üzerinde bulunan 20,00 TL parayı alarak nitelikli yağma suçu işlediği belirtilerek ilk derece mahkemesinin kararı isabetli görülmeyerek kaldırılıp sanık hakkında nitelikli yağma suçundan mahkûmiyet hükmü kurulmuştur.


IV. GEREKÇE

 

A. Nitelikle Yaralama Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

 

Sanığın eylemini öldürmeye elverişli bıçak ile gerçekleştirmiş olması, katılan yere düştükten sonra bıçakladığı, dosyada bulunan adlî tıp raporuna göre katılanın vücudunda üç adet kesici delici alet yarasının bulunması, göğüse isabet eden iki adet delici kesici aletin ayrı ayrı ve birlikte yaşamı tehlikeye sokan ve yaralanmasının basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunun belirtilmesi, mağdurun üzerinden parayı aldıktan sonra sanığın olay yerinden kaçtığının anlaşılmasının karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Kanun'un 81 inci maddesi birinci fıkrası ve 35 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kasten öldürmeye teşebbüs suçundan hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde nitelikli yaralama suçundan hüküm kurulması hukuka aykırılık bulunmuştur.
 

 

B. Nitelikle Yağma Suçundan Kurulan Hüküm Yönünden

 

Yağma suçları 5237 sayılı Kanun'un 148, 149 ile 150 nci maddelerinde düzenlenmiştir. Yağma, başkasının zilyetliğindeki taşınabilir malı zilyedinin rızası olmadan faydalanmak amacıyla cebir ve tehdit ile yarar sağlamak maksadıyla alınmasıdır. 5237 sayılı Kanun'un 148 inci maddesinin birinci fıkrasında yağma suçunun temel şekli, ikinci fıkrasında senet yağması, üçüncü fıkrasında cebir karinesine yer verilmiştir. 5237 sayılı Kanun'un 149 uncu maddesinde yağma suçunun nitelikli halleri düzenlenmiştir. 5237 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinde hukuki ilişkiye dayanan alacağın tahsili amaçlı yağma ile değer azlığı yaptırıma bağlanmıştır.
 

 

Zilyedin rızası olmadan başkasına ait taşınır bir malı kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak maksadıyla olduğu yerden alınması hırsızlık suçunu oluşturur.
 

 

Yağma suçu, hırsızlığın zor kullanılmak suretiyle gerçekleştirilme halidir.
 

 

Cebir veya tehdit, ''yaşam hakkı, vücut dokunulmazlığı, cinsel dokunulmazlık ve malvarlığı hakkı'' şeklindeki hukuki değerlere yönelik olmalıdır.
 

 

Yağma icrai kuvvetle işlenebilen bir suç tipidir. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişinin malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkarmamasına elverişli olması gerekir.
 

 

Cebir-şiddet, mağduru, men ederek ve zorlayarak, failin istediği davranışa sokacak fiillerdir.

 


Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; katılanın aşamalardaki özde değişmeyen tutarlı beyanları, katılanın beyanlarıyla uyumlu tanık N.Ş’nin beyanı, adli muayene raporu, sanığın tevil yollu ikrarları karşısında, suçun kesin delillerle sanık tarafından Olay ve Olgular bölümünün (1) numaralı paragrafında belirtildiği şekilde işlendiğinin saptandığı, eksik veya araştırılacak bir delil kalmadığı anlaşıldığından, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır.
 

 

Ancak;

 

5237 sayılı Kanun'un “Daha az cezayı gerektiren hâl” başlıklı 150 nci maddesinin ikinci fıkrasında; “Yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilir.” denilmektedir.
 

 

Maddenin gerekçesinde ise; “Maddenin ikinci fıkrasında, yağma suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle, verilecek cezada indirim yapılması gerektiği kabul edilmiştir.” açıklamasına yer verilmiştir.
 

 

5237 sayılı Kanun'un 145 inci maddesiyle "Daha az ceza verilmesini gerektiren bir nitelikli hâl olarak “Değer azlığı”, hırsızlık suçu bakımından da suçun işleniş şekli ve özellikleri de göz önünde bulundurularak, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” ibaresi ilâvesiyle hüküm altına alınmış bir husustur.
 

 

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun (YCGK) 15.12.2009 tarihli, 6/242-291 Esas ve Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun'un 145 inci maddesi veya 150 nci maddesinin ikinci fıkrasında ve gerekçelerinde “Daha çoğunu alabilme olanağı varken yalnızca gereksinimi kadar ve değer olarak az olan şeyi alma” koşulu yoktur. Elbette değerin az olmasına ilaveten, daha çoğunu alma olanağı varken daha azı alınmış ise; bu maddeler sanık lehine uygulanmalıdır. Ancak; her iki maddenin, yalnızca bu tanımlamayla sınırlandırılması da olanaklı değildir.
 

 

5237 sayılı Kanun'un 145 inci maddesi veya 150 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca faile verilen cezada indirim yapılabilmesi için malın değerinin az olması kural olarak yeterli olup, suç ve cezada kanunilik ilkesi ile aleyhe kıyas ve yorum yasağı gereği, kanunda bulunmayan başka bir koşul ihdas edilemez.
 

 

Hâkim indirim oranını aynı sayılı Kanun'un 3 üncü maddesinde öngörüldüğü üzere İşlenilen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde saptamalıdır.
 

 

5237 sayılı Kanun'un 145 inci maddesi ve 150 nci maddesinin ikinci fıkrasının uygulanmasında hâkime geniş bir takdir yetkisi tanınmış olup, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 5271 sayılı Kanun'un 34, 223, 230 ve 289 uncu maddeleri uyarınca sözü edilen yetki kullanılırken, keyfiliğe kaçmadan, her somut olaya uygun, yasal ve yeterli gerekçe göstermek suretiyle açıklanmalı ve uygulama yapılmalıdır.
 

 

Öte yandan hâkim, 5237 sayılı Kanun'un 145 inci maddesi veya 150 nci maddesinin ikinci fıkrasıyla, kendisine tanınan takdir yetkisini kullanırken, evrensel ceza hukuku prensiplerinden olan ve ceza kanunlarımızın hazırlanmasında esas alınan, kanunilik, belirlilik, orantılılık ve ölçülülük ilkeleri, kıyas ve aleyhe yorum yasağı ile mükerrer değerlendirme yasağına uygun bir değerlendirme yapmak zorundadır.

 

 

Bu açıklamalardan değer az ise, verilecek cezadan mutlaka indirim yapılmalıdır gibi bir anlam da çıkartılmamalıdır. Diğer bir anlatımla indirim yapıp yapmama hususu her somut olayda özenle değerlendirilmelidir.
 

 

Nitekim YCGK'nın dairemizce benimsenen içtihatları uyarınca; rögar kapağı, plaka, sürücü belgesi, kimlik belgesi ve bankamatik kartı gibi eşyaların hırsızlık suçuna konu olması halinde, ortaya çıkan tehlike veya bunların yeniden çıkartılması için sarf edilecek emek ve mesai ve benzerleri de gözetilerek değer azlığı indirimi yapılmamalıdır.
 

 

Bunun gibi kasten öldürme, kasten öldürmeye teşebbüs, cinsel istismar gibi ağır suçların yağma ile birlikte işlenmesi hallerinde değer azlığı indiriminin yapılmaması hukuka, vicdana ve adalete de uygun olacaktır.

 

Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, Gerekçe bölümünün 1 numaralı paragrafına belirtilen bozma nedenlerine göre, sanığın, katılan'a yönelik öldürmeye teşebbüs suçu işleyerek üzerindeki tüm parası olan 20,00 TL’yi silahla yaşamı tehlikeye sokacak şekilde yaralamak suretiyle almış olduğu anlaşılmakla, kasten öldürmeye teşebbüs suçunun yağma ile birlikte işlenmesi hallerinde değer azlığı indiriminin yapılmasının hukuka, vicdana ve adalete de uygun olamayacağından sanık hakkında nitelikli yağma suçundan değer azlığı nedeniyle 5237 sayılı Kanun'un 150 nci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca indirim yapılması hukuka aykırılık bulunmuştur.
 

 

V. KARAR

 

Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısı, katılan vekili, sanık müdafiine öne sürülen temyiz sebepleri ile re’sen incelenmesi gereken konular yönünden temyiz istemleri yerinde görüldüğünden ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesinin, 04.02.2019 tarihli ve 2018/2762 Esas, 2019/228 Karar sayılı kararının 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin ikinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye kısmen aykırı olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
 

 

Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca ... 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 14. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine,
 

 

06.06.2023 tarihinde karar verildi.

 


Bu sayfa 186 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor