Çocukla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası cumartesi günü saat 11.00'den aynı gün saat 16.00'ya kadar, dini bayramların ikinci günü 11.00'den aynı gün saat 16.00'ya kadar, babalar günü saat 11.00'den aynı gün saat 16.00'ya kadar kişisel ilişki tesisinin yetersiz olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında çocuğun yaşı, eğitim durumu, seyahat kolaylığı gözetilerek her ayın 1 inci ve 3 üncü hafta sonu Cumartesi günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'a kadar, dini bayramların 2 nci günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'a kadar, babalar günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'e kadar yatılı olmayacak şekilde yanına almak, görmek, gözetmek suretiyle kişisel ilişki kurulmasının doğru olduğu hk.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
Esas Numarası: 2022/9867
Karar Numarası: 2024/1277
Karar Tarihi: 28.02.2024
SAYISI : 2021/683 E., 2022/1357 K.
DAVA TARİHİ : 18.07.2019
KARAR : İstinaf başvurusununu esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 20. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/649 E., 2021/452 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı kadın vekili tarafından süresinde sunulan temyize cevap dilekçesi ile istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 28.02.2024 gününde temyize cevap dilekçesi ile duruşma talep eden davacı ... vekili Avukat Zeynep Tok ile karşı taraf temyiz eden davalı ... vekili Avukat Damla Ceylan geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava, cevaba cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2017 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, uyuşturucu madde bağımlısı olduğunu, hastalıklarını kadından gizlediğini, kıskanç olduğunu, ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, suç işlediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, hakaret ettiğini, iftira attığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, tehdit ettiğini, ortak konuttan kovduğunu, cevap dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına 200.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminat, kadına ait olan erkeğin uhdesinde bulunan 7 adet bilezik, 38 adet çeyrek altın ve 1.750,00 TL paranın kadına iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, ortak konutu terk ettiğini, erkeğin ortak çocuk ile görüşmesine izin vermediğini, iftira attığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, ortak konutun kilidini değiştirdiği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadını sokağa attığı, fiziksel ve ekonomik şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında her ayın birinci ve üçüncü haftası cumartesi günü saat 11.00'den aynı gün saat 16.00'ya kadar, dini bayramların ikinci günü 11.00'den aynı gün saat 16.00'ya kadar, babalar günü saat 11.00'den aynı gün saat 16.00'ya kadar kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 300,00 TL tedbir nafakası, karar tarihinden karar kesinleşinceye kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra aylık 500,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminat ile davacı kadının fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının bulunmadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince tazminata ve nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, kişisel ilişki düzenlemesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, ortak çocuğun yaşı, anne ilgi ve sevgisine ihtiyacının olması, fiili durum dikkate alındığında velâyet ve kişisel ilişkiye dair yapılan düzenlemede, ortak çocuk yararına tedbir nafakası ve iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve miktarlarında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî, manevî tazminata hükmolunması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete göre çok olup olmadığı, kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 inci ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci maddesi ve 51 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle her ne kadar davalı erkeğe güven sarsıcı davranışta bulunduğu vakıası kusur olarak yüklenmişse de tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde bu vakıanın ispatlanamadığının ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin ancak yine de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yüksek yararı, yaşı ve anne ve babalık duygusunun tatmini ve infaz edilebilir nitelikte olması hususları birlikte değerlendirilerek çocuğun kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir.
Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır.
Somut uyuşmazlıkta çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, gelinen aşamada babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında yatılı olmayacak şekilde ancak daha uzun süreli olarak kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanunu’nun 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kişisel ilişki düzenlemesi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA, davalı erkek vekilinin kişisel ilişkinin süresi ve şekline yönelik temyiz itirazının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının
(3) numaralı bendinin hükümden tamamen çıkarılmasına yerine "velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında çocuğun yaşı, eğitim durumu, seyahat kolaylığı gözetilerek her ayın 1 inci ve 3 üncü hafta sonu Cumartesi günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'a kadar, dini bayramların 2 nci günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'a kadar, babalar günü sabah saat 09.00'dan aynı gün akşam saat 18.00'e kadar yatılı olmayacak şekilde yanına almak, görmek, gözetmek suretiyle kişisel ilişki kurulmasına" cümlesinin yazılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.