YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Kadının balkondan bağırarak eşiyle sorunlarını anlatması, muska büyü yaptırmasının; erkeğin kadına uyguladığı şiddet ve konutun ihtiyaçlarını sağlamaması davranışlarına göre daha az kusur olduğu hk.

Karar Özeti

 

1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; kadının, taraflar arasında yaşanan tartışmalardan sonra ortak konutun balkonuna çıktığı ve bağırarak taraflar arasında yaşanan sorunları anlattığı, muska, büyü yaptırdığı, okunmuş sular yaptırdığı, bunları yemeklerin içerisine koyduğu, ortak çocuğun bu sebeple kadının yaptığı yemekleri yemek istemediği, başkalarına ait eşyaları haber vermeden alıp ortak konuta getirdiği, yine dışarıda bulduğu eşyaları eve getirdiği erkeğin ise sürekli olarak kadına "lan lun" demek suretiyle herkesin içerisinde kadını azarladığı terslediği, birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı, gerçekleşen bu durumu karşısında yine de boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Karar

 

YARGITAY

 

2. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2022/10045

 

Karar Numarası: 2024/1279

 

Karar Tarihi: 28.02.2024

 

...

 

SAYISI : 2022/1037 E., 2022/1701 K.

 

DAVA TARİHİ : 20.04.2018- 02.07.2018

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

 

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 2. Aile Mahkemesi

 

SAYISI : 2021/292 E., 2022/58 K.

 

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

 

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-karşı davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönler hakkında yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş, incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

 

Belli edilen 28.02.2024 gününde duruşmalı temyiz eden davacı- davalı ... ile vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı- davacı ... vekili Avukat Ahmet Furkan Sorucu geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Avukat ... söz aldı: Temyiz dilekçemizi tekrar ediyoruz ayrıca mahkemenin verdiği boşanma kararını kabul ediyoruz, biz de boşanmak istiyoruz, karşı yanın açtığı boşanma hükmünü temyiz etmiyoruz dedi. Temyizimiz sadece tazminat, kusur ve nafaka yönündendir dedi. Beyanı okundu imzası alındı. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

I. DAVA

 

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 1983 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olduğunu, kadının, fiziksel şiddet uyguladığını, ortak konutu çöp ev haline getirdiğini, psikolojik rahatsızlığı olduğunu, küçük düşürücü davranışlar sergilediğini, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığını, hırsızlık yaptığını, büyü yaptığını, hakaret ve beddua ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap, karşı dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin ve ailesinin kadına sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, iftira attığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL yoksulluk nafakası, 5.000,00 TL maddî tazminat, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

 

İlk Derece Mahkemesinin 18.09.2020 tarih 2018/325 Esas ve 2020/421 Karar sayılı kararı ile kadının, erkeğin iş yerine gidip camlara vurup bağırdığı bu suretle erkeği iş yerinde küçük duruma düşürdüğü, ufak tartışmalarda balkona çıkıp yüksek sesle duyulacak bir şekilde bağırdığı, olup biteni anlattığı, büyü işleri ile uğraştığı, muska yaptırdığı, yaptığı yemeklere okunmuş sular koyduğu bu nedenle ortak çocuk Ahmet'in evde yemek yiyemediği, tarafların oturduğu evin altındaki derneğin gardrobunun kaybolduğu daha sonra da bu gardrobun tarafların evinin önüne kadın tarafından getirildiğinin tespit edildiği, giyim mağazasından bedelini ödemeyerek eşyalar aldığı, dışarıda bulduğu halı kilim gibi malzemeleri eve kullanmak için getirdiği, misafirliğe gittiği evlerde ufak tefek eşyaları haber vermeden aldığı, erkeğin bu durumlar nedeniyle küçük düştüğü, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadını "...lan lun..." demek suretiyle azarladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, bu hususun tüm dosya kapsamında ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkat alınarak tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkeğin tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

 

B Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı

 

1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

 

2. Bölge Adliye Mahkemesi’nin 08.04.2021 tarih ve 2020/1424 Esas, 2021/607 Karar sayılı kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde kadının psikolojik rahatsızlığı bulunduğu yönünde iddiaların bulunduğu, ancak İlk Derece Mahkemesince bu hususta herhangi bir araştırma yapılmadığı, dava ve taraf ehliyetinin kamu düzenine ilişkin olduğu, bu doğrultuda İlk Derece Mahkemesince Sosyal Güvenlik Kurumuna müzekkere yazılarak kadının kullandığı ilaçların listelerinin ve varsa psikolojik tedavi gördüğü hastane bilgilerinin istenmesi, hastane bilgileri geldikten sonra ilgili hastanelerden tedavi evraklarında istenerek dava dosyası ile birlikte kadının heyet raporu için tam teşekküllü bir hastaneye sevk edilerek psikolojik rahatsızlığının ve akıl hastalığının olup olmadığı, varsa türü ve ağırlık derecesi, evlilik birliğini sürdürmesine engel teşkil edip etmediği, iyileşmesinin mümkün olup olmayacağı ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 405 inci maddesi hükmü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 56 ncı maddesi hükmü uyarınca vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması,vasi tayini gerekiyor ise, mahkemesine ihbarda bulunulması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi, vasi atanması halinde 6100 sayılı Kanun'un 54 üncü maddesi hükmü gereğince kanuni temsilciye kesin süre verilerek 4721 sayılı Kanun'un 462 nci maddesi uyarınca vasinin vesayeti altındaki kişi adına dava açması için vesayet makamından husumete izin kararı alması gerektiği belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin bu aşamada diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin gerekçede belirtilen hususlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olmak üzere karar verilmiştir.

 

C.İlk Derece Mahkemesi’nin Son Kararı

 

İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının, erkeğin iş yerine gidip camlara vurup bağırdığı bu suretle erkeği iş yerinde küçük duruma düşürdüğü, ufak tartışmalarda balkona çıkıp yüksek sesle duyulacak bir şekilde bağırdığı, olup biteni anlattığı, büyü işleri ile uğraştığı, muska yaptırdığı, yaptığı yemeklere okunmuş sular koyduğu bu nedenle ortak çocuk Ahmet'in evde yemek yiyemediği, tarafların oturduğu evin altındaki derneğin gardrobunun kaybolduğu daha sonra da bu gardrobun tarafların evinin önüne kadın tarafından getirildiğinin tespit edildiği, giyim mağazasından bedelini ödemeyerek eşyalar aldığı, dışarıda bulduğu halı kilim gibi malzemeleri eve kullanmak için getirdiği, misafirliğe gittiği evlerde ufak tefek eşyaları haber vermeden aldığı, erkeğin bu durumlar nedeniyle küçük düştüğü, erkeğin annesine fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğin ise kadını "...lan..." demek suretiyle azarladığı ve fiziksel şiddet uyguladığı, her ne kadar tanıklar Hürü ve Nurşen'in alınan beyanlarında erkek tarafından kadına fiziksel şiddet uygulandığı belirtilmişse de bu olaylardan sonra evlilik birliğinin devam ettiği, kadının bu davranışları affettiği, bu sebeple erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkat alınarak tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, erkeğin tazminat talebi bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 500,00 TL tedbir nafakası, karar tarihi itibariyle aylık 600,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

 

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

B. İstinaf Sebepleri

 

Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kusursuz olan kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin ise hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında tedbir nafakası miktarının az olduğu belirtilerek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tedbir nafakası miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

C. Gerekçe ve Sonuç

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen kusurlu davranışların istinaf edilmeyerek kesinleştiği, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde erkeğin kadına sürekli olarak fiziksel şiddet uyguladığının sabit olduğu, aynı zamanda erkeğin birlik görevini de ihmal ettiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından kadına yüklenen kusurlu davranışların ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin yerinde olduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından ilk kararı ile kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının kadın tarafından istinaf edilmediği, erkek yararına usulü kazanılmış hak oluştuğu, bu sebeple kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının az kusurlu olduğu, dikkate alındığında kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadının tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; davalı-karşı davacı kadın vekilinin kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, İlk Derece Mahkemesinin kusura ilişkin karar gerekçesinin yukarıda belirtildiği düzeltilmesine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 5.000,00 TL maddî tazminat, 50.000,00 TL manevî tazminata, davalı-karşı davacı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.

 

 

V. TEMYİZ

 

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz Sebepleri

 

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kadın yararına yoksulluk nafakası, maddî tazminat ve manevî tazminat takdirinin hatalı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

 

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin kısmen kabul kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

 

C. Gerekçe

 

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

 

2. İlgili Hukuk

 

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci maddesi ve 51 inci maddesi.

 

3. Değerlendirme

 

1.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; kadının, taraflar arasında yaşanan tartışmalardan sonra ortak konutun balkonuna çıktığı ve bağırarak taraflar arasında yaşanan sorunları anlattığı, muska, büyü yaptırdığı, okunmuş sular yaptırdığı, bunları yemeklerin içerisine koyduğu, ortak çocuğun bu sebeple kadının yaptığı yemekleri yemek istemediği, başkalarına ait eşyaları haber vermeden alıp ortak konuta getirdiği, yine dışarıda bulduğu eşyaları eve getirdiği erkeğin ise sürekli olarak kadına "lan lun" demek suretiyle herkesin içerisinde kadını azarladığı terslediği, birden fazla kez fiziksel şiddet uyguladığı, ortak konutun ihtiyaçlarını karşılamadığı, gerçekleşen bu durumu karşısında yine de boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığına nazaran, davalı-karşı davacı kadın yararına hükmolunan manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

 

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

VI. KARAR

 

Açıklanan sebeplerle;

 

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat ve yoksulluk nafakasının miktarları yönlerinden kadın yararına BOZULMASINA,

 

2. Davacı-karşı davalı erkek vekilinin tüm, davalı-karşı davacı kadın vekilinin ise sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

 

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Nurşen'e iadesine,

 

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Mümtaz'a yükletilmesine,

 

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin Mümtaz'dan alınarak Nurşen'e verilmesine,

 

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

 

28.02.2024 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.

 

K A R Ş I O Y

 

Boşanma davalarında, manevî tazminatın amacının, boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, bozulan ruhsal dengesini telafi etmek, manevî değerlerindeki eksilmeyi karşılamaktır. Onun için, kişilik haklarını ihlal eden fiille, tazminat miktarı arasında makul bir oranın bulunması gerekir. Bir tarafın zenginleşmesine yol açacak sonuçlar doğurur miktarda manevî tazminat takdiri, müesseseyi amacından saptırır. Hâkim, tazminat miktarını saptarken, bir yandan kişilik hakları zedelenen tarafın, ekonomik ve sosyal durumunu ve boşanmada kusuru bulunup bulunmadığını ve varsa kusur derecesini, fiilin ağırlığını; öbür yandan da, kişilik haklarına saldırıda bulunanın kusur derecesini, ekonomik ve sosyal durumunu göz önünde bulundurmak zorundadır. Açıklanan ilkeler gözetildiğinde davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat miktarı, ölçülülük ilkesine uygun olduğu ve temyiz edilen hükmün davalı-karşı davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat yönünden de onanmasına karar verilmesi gerekirken, değerli çoğunluğun manevî tazminat ile ilgili bozma görüşüne katılmıyoruz.

 


Bu sayfa 270 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor