Takibe ve davaya dayanak yapılan 05.11.2012 tanzim tarihli adi nitelikli tahliye taahhütnamesi sözleşme tarihinden sonra düzenlenmiş olup taahhütname içeriğinde kiracısı olduğum taşınmaz ibaresi bulunmaktadır. Davalı kiracı itirazında taahhütnamedeki imzasını inkar etmemiş, kira ilişkisine karşı çıkmamıştır. Davalının icra takibinde tahliye edilecek taşınmazın adresinin bulunmadığına yönelik itirazının da olmadığı gözönünde bulundurularak, geçerli tahliye taahhüdüne dayanarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen red kararı doğru değildir.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi 2015/13230 E. , 2016/7104 K.
İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, tahliye taahhütnamesine dayalı icra takibine yapılan itirazın kaldırılması ve tahliye istemlerine ilişkindir. Mahkemece taahhüdün geçersiz olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı alacaklı, 01.10.2012 başlangıç tarihli yazılı kira sözleşmesine dayanarak davalı hakkında 08.10.2014 tarihinde başlattığı icra takibinde 05.11.2012 keşide ve 30.09.2014 tarihli tahliye taahhütnamesine dayanarak davalının tahliyesini istemiştir. Ödeme emrinin tebliği üzerine, davalı borçlu süresinde takibe itiraz etmiştir. Davacı dava dilekçesinde itirazın kaldırılması ve davalının tahliyesini talep etmiş, mahkemece; tahliye taahhütnamesinde tahliye edilecek yerin adresinin yer almadığı, bu nedenle taahhüdün geçerli olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Takibe ve davaya dayanak yapılan 05.11.2012 tanzim tarihli adi nitelikli tahliye taahhütnamesi sözleşme tarihinden sonra düzenlenmiş olup taahhütname içeriğinde kiracısı olduğum taşınmaz ibaresi bulunmaktadır. Davalı kiracı itirazında taahhütnamedeki imzasını inkar etmemiş, kira ilişkisine karşı çıkmamıştır. Davalının icra takibinde tahliye edilecek taşınmazın adresinin bulunmadığına yönelik itirazının da olmadığı gözönünde bulundurularak, geçerli tahliye taahhüdüne dayanarak açılan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile verilen red kararı doğru değildir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 ve İİK.nın 366.maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 30/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.