1. Türk Medeni Kanunu madde 6 gereğince; kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Açığa atılan imzanın sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu iddia eden, bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu iddia senede karşı bir iddia olduğundan dolayı (taraflar kardeş olsa dahi) ancak yazılı belge ile ispat edilebilecektir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.06.2023 tarihli ve 2022/5402 E., 2023/1787 K. sayılı ilamı).
3. Hukuk Dairesi 2023/2863 E. , 2024/49 K.
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/726 E., 2022/2084 K.
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bozova 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2019/676 E., 2020/449 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı; davalının kendisinden tarım işleri için 150.000,00 TL borç para istediğini, davalı ile önceden de kısa süreli borç alışverişlerinin olması nedeniyle ürün satış döneminde alacağını tahsil edebileceği düşüncesiyle iyi niyetli olarak kendisine elden 150.000,00 TL verdiğini, verdiği miktarın yüksek olması nedeniyle aralarında bir borç senedinin düzenlendiğini, bu senede göre davalının borcunu 09.07.2019 tarihinde ödemesi gerekirken ödemediğini, bunun üzerine Bozova İcra Müdürlüğünün 2019/331 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığını, davalı tarafından bu takibe itiraz edildiğini, icra takibinin durdurmasıyla birlikte davalının müvekkili hakkında sahtecilik yaptığı iddiasıyla Bozova Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, bu soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına ve borçlu aleyhine alacağın %20'sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili; müvekkilinin Şanlıurfa İli, .....,İlçesi, ...... Mahallesinde çiftçilik yaptığını, Gaziantep İlinde ikamet ettiğini ve çiftçi olduğu için yılın sadece hasat zamanı köye gelip hasadını yaptıktan sonra tekrardan Gaziantep'teki ikametine döndüğünü, davalının 2019 yılı Nisan ayında davacı yandan tarımsal ihtiyaçları için 3 aylık vade ile ödemek üzere 150.000,00 TL borç para almış olmasının asılsız olduğunu, müvekkili ile davacı tarafın yaklaşık 10-15 yıldır konuşmadıklarını, tarafların birbiriyle anlaşamadıklarını, Bozova Cumhuriyet Başsavcılığında da tarafların soruşturma dosyalarının bulunduğunu, müvekkilinin icra takibine konu borç senedine hiçbir şekilde imza atmadığını ve borç senedinden haberinin olmadığını, müvekkilinin yaklaşık 10 sene önce amcasının oğlu ...tarafından sigortalı olarak gösterilmesi için ...tarafından müvekkilinden boş kağıda imzası istendiğini, müvekkilinin...'nın bu talebine karşı boş kağıda imza attığını, müvekkilinin boş kağıda imza attıktan sonra ...ile aralarında olumsuz olaylar gerçekleştiğinden dolayı sigortalı olarak gösterilme işi de olumsuzlukla sonuçlandığını, boş kağıtta bulunan müvekkiline ait imzanın şu an müvekkilinin aleyhine kullanıldığını savunarak davanın reddine, davacı aleyhine %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bilirkişi incelemesinde imzanın davalının eli ürünü çıktığı, dolayısıyla takibe konu adi senetteki imza davalı borçlu tarafından açıkça inkar edilmediğinden, davalının davacıya borçlu olduğunu gösteren "adi senet" niteliğinde olduğu, ispat yükü davacı alacaklıya değil, davalı borçluya ait olduğu, takip konusu borç ikrarını içeren senetten dolayı borçlu bulunmadığını ya da boş belgeye attığı imzanın söz konusu senette kullanıldığını ispat etmekle yükümlü olduğu, borçlunun borca yönelik itirazlarını aynı nitelikte belgelerle kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, Bozova İcra Müdürlüğünün 2019/331 E. sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın %20'si olan 30.000,00 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davalı vekili; müvekkilinin davacı yan ile yaklaşık 10-15 yıldır konuşmadığını, ailevi sorunlardan dolayı aralarında iletişiminin olmadığını, müvekkilinin tarımsal amaç için 150.000,00 TL almasının mümkün olmadığını, bu kadar yüksek miktarda harcama yapacağı taşınmazı olmadığını, davacının Şanlıurfa İli, Bozova İlçesi, Akmağara Mahallesinde müvekkiline ait taşınmazlara zorla el attığını ve ağaç dahi diktiğini, bu sebeplerden dolayı da müvekkili ile davacı arasında tartışmalar meydana geldiğini, Bozova Cumhuriyet Başsavcılığında soruşturma da başlatıldığını, davacı ile müvekkili arasında bu kadar sorun ve tartışmalar mevcutken müvekkilinin davacıdan 150.000,00 TL meblağlı borç para almış olmasının da belirtilen sebeplerden dolayı hayatın olağan akışında aykırı olduğunu, müvekkilinin icra takibine konu borç senedine hiçbir şekilde imza atmadığını, borç senedinden dahi haberi olmadığını, müvekkilinin yaklaşık 10 sene önce amcasının oğlu ...tarafından sigortalı olarak gösterilmesi için ...tarafından müvekkilinden boş kağıda imzasının istendiğini, müvekkilinin sigorta işlemleri için ...'nın bu talebine karşı boş kağıda imza attığını, müvekkilinin boş kağıda imza attıktan sonra ...ile aralarında olumsuz olaylar gerçekleştiğinden dolayı sigortalı olarak gösterilme işinin de olumsuzlukla sonuçlandığını, boş kağıtta bulunan müvekkiline ait imzanın şu an müvekkilinin aleyhine kullanıldığını, ...'nın davacının eniştesi olduğunu, Adli Tıp Kurumundan alınacak bir rapor ile yazılarda kullanılan kalemlerin farklı olduğunun ve imza ayrı kalemden yazı ayrı kalemden yazıldığının anlaşılacağını, ayrıca yine Adli Tıp Kurumundan yapılacak bir inceleme ile yazılan yazıların deforme olmadığının ve imzanın deforme olduğunun anlaşılacağını, mahkemenin eksik inceleme yaptığını ileri sürerek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı vekili 04.11.2021 tarihli ek dilekçesinde; kararın gerekçesinin yeterli olmadığını, icra ve savcılık dosyalarının gerektiği şekilde incelenmediğini, davalının davacı ve eniştesi ...ile yıllardır husumetli olduğunu, senetteki alacak verecek ilişkisinde bulunmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, dava konusu belgenin yıllar önce sağlık güvencesinden yararlanmak için davacının eniştesi...'ya teslim ettiği imzalı boş kağıt üzerine doldurulduğunu, davacının müvekkilinin eşine ait olan taşınmaza el atması üzerine başlatılan soruşturma sonucu hakkında açılan davada cezalandırılmasına karar verildiğini, davacının dava konusu icra takibini de şikayetten hemen sonra başlattığını, hileli bir şekilde takip başlatıldığını, mahkemece imza incelemesi yapılmadığını beyan etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı taraf başka bir sebepten dolayı boş kağıda imza attığını, imzanın davacı tarafından kötüye kullanılarak, imzalanan boş kağıdın doldurulduğunu ileri sürmüş ise de, bu iddianın yazılı delille ispat edilemediği, davalının şikayeti üzerine davacı hakkında özel belgede sahtecilik suçundan başlatılan ceza soruşturmasında alınan raporda imzanın davalı eli ürünü olduğunun tespit edildiği, anılan soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, boşa atılan imzanın sorumluluğunun da imzayı atan kişide olduğu, Mahkemece kurulan hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı, süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili; 04.11.2021 tarihli ek dilekçesinde bildirdiği sebepleri tekrarlayarak ve sosyal-ekonomik durum araştırılması yapıldığında da bu para alacağının müvekkil tarafından almasını gerektirecek bir durumun olmamasının, alacaklının bunu ödeyebilecek bir maddi durumunun olmamasının söz konusu işlemin muvazaalı olduğunu kanıtlayacağını da ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ödünç ilişkisinden kaynaklı alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 200 üncü maddesi.
2. Aynı Kanun’un 201 inci maddesi.
3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6 ıncı maddesi.
4. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 09.05.2023 tarihli ve 2022/8267 E., 2023/1362 K. sayılı ilamı.
5. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 26.06.2014 tarihli ve 2014/2082 E., 2014/10459 K sayılı ilamı ile 09.04.2013 tarihli ve 2013/4853 E., 2013/5996 K. sayılı ilamı.
3. Değerlendirme
1. Türk Medeni Kanunu madde 6 gereğince; kural olarak herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Açığa atılan imzanın sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu iddia eden, bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Bu iddia senede karşı bir iddia olduğundan dolayı (taraflar kardeş olsa dahi) ancak yazılı belge ile ispat edilebilecektir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 06.06.2023 tarihli ve 2022/5402 E., 2023/1787 K. sayılı ilamı).
2. Dava dosyasının incelenmesinde; 03.04.2019 düzenleme tarihli borç ikrarını içeren borç senedine dayalı olarak davalı hakkında icra takibi başlatıldığı, davalının 15.08.2019 tarihli icra takibine itirazında "...hakkımda açılmış olan takipte belirtilen borç ile benim bir ilgim yoktur. Dosyada borcun kaynağı gösterilen senet altındaki imza bana aittir fakat atmış olduğum imza başka bir evraka ait olup kopya edilerek sanki karşı tarafa imzalamış olduğum bir senet varmış gibi yapıştırılmıştır. Dolayısıyla hakkımda başlatılmış olan ilamsız takibe süresi içersinde tüm borç ve ferilerine itiraz ediyorum. Ayrıca hakkımda usulsüzce işlem yapmış olan alacaklı kişi hakkındaki yasal haklarımı saklı tutmak kaydıyla tüm borç ve ferilerine itiraz ederek hakkımda açılmış olan takibin durdurulmasını talep ederim." şeklinde itirazda bulunduğu, imzanın kendisine ait olduğunu kabul ettiği, daha sonra 19.08.2019 tarihli şikayeti üzerine açılan Bozova Cumhuriyet Başsavcılığının 2019/779 soruşturma no.lu soruşturma dosyasında 06.09.2019 tarihli Van Jandarma Kriminal Laboratuvarından alınan raporda imzanın davalının eli ürünü olduğu tespit edildiği, davalının sahtecilik konusundaki şikayeti hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, ayrıca aleyhine bu sebeple açılan Bozova Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2020 tarihli ve 2020/77 E., 2020/200 K. sayılı kararıyla iftira nedeniyle mahkumiyet kararı verildiği ve kararın istinaf incelemesinden geçerek 30.12.2022 tarihinde kesinleştiği, açığa atılan imzanın aksinin yasal delillerle ispat yükünün davalıda olduğu, davalının iddiasını yasal delillere ispat edemediği, istinafta ileri sürülmeyen hususların temyizde dikkate alınamayacağı anlaşıldığından davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Davalı vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.