YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Babalık davasında çocuğa kayyım atanması halinde, atama yapıldığı tarihten itibaren çocuğun temsil hakkının kayyıma geçtiği hk.

Karar Özeti

3.İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli kararı ile hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.04.2022 tarihli kararıyla annenin açtığı davada, evlilik dışı ilişkisinden doğan çocuğun babasının belirlenmesini, davalı ile çocuk arasında soybağının hükümle kurulmasını istediğine göre, davanın vekâletsiz tasarruf hükümleri çerçevesinde, çocuk adına ve onu temsilen de açıldığının kabulünün gerektiği, dava sırasında çocuğa kayyım tayin edildiğinden o andan itibaren çocuğu temsil yetkisinin kayyıma geçtiği, ananın başlangıçta çocuk adına da açtığı davaya kayyımın katılmasıyla çocuk yönünden de devam edildiği, bu durumda çocuğu temsilen davaya katılan kayyımın yürüttüğü davanın esasının incelenmesi gerekirken, hak düşürücü süre yönünden reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Karar

 

YARGITAY

 

2. HUKUK DAİRESİ

 

Esas Numarası: 2023/8166

 

Karar Numarası: 2024/1660

 

Karar Tarihi: 12.03.2024

 

SAYISI : 2023/1013 E., 2023/1126 K.

 

DAVA TARİHİ : 28.06.2018

 

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

 

İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 1. Aile Mahkemesi

 

SAYISI : 2022/8 E., 2023/11 K.

 

Taraflar arasındaki babalık davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

 

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacının tüm, davalının diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

 

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

 

 I. DAVA

 

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının birlikteliğinden ... isimli çocuklarının dünyaya geldiğini, davalının müvekkilini evlenecekleri konusunda sürekli oyaladığını, eşinden boşanır boşanmaz müvekkiline resmi nikah kıyacağı konusunda vaatlerde bulunarak müvekkilinden üç ay süre istediğini ve eşinden boşandıktan sonra çocuğun haklarını vereceğini beyan ettiğini, ancak eşinden boşandıktan sonra sözünde durmadığını, türlü bahanelerle müvekkilini kandırmaya devam ettiğini ve babalık davası açmaması konusunda da ikna etmeye çalışarak dava açmasına engel olduğun iddia ederek babalığın hükmen tespitine, çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 304 üncü maddesi gereğince 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep etmiş, 07.09.2022 tarihli ıslah dilekçesiyle aylık 10.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakalarına, nafakaya her yıl ÜFE TÜFE oranında artırılarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine, dava dilekçesi ile talep edilen maddî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

 

II. CEVAP

 

Davalı vekili cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

1.İlk Derece Mahkemesinin 20.02.2020 tarihli kararı ile hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 13.07.2020 tarihli kararıyla davacının gecikmeyi haklı kılan sebebin varlığını ispatı için gösterdiği delillerin toplanarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

2.İlk Derece Mahkemesinin 25.12.2020 tarihli kararı ile hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 09.06.2021 tarihli kararıyla anne tarafından açılan babalık davalarında çocuğa kayyım atanması gerektiği, çocuğa kayyım atanmadan karar verilmesinin doğru olmadığı ayrıca çocuğa kayyım tayin ettirildiği taktirde o andan itibaren çocuğu temsil yetkisinin kayyıma geçeceği gözetilerek hak düşürücü süre hususunun da bu kapsamda değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

3.İlk Derece Mahkemesinin 13.01.2022 tarihli kararı ile hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 11.04.2022 tarihli kararıyla annenin açtığı davada, evlilik dışı ilişkisinden doğan çocuğun babasının belirlenmesini, davalı ile çocuk arasında soybağının hükümle kurulmasını istediğine göre, davanın vekâletsiz tasarruf hükümleri çerçevesinde, çocuk adına ve onu temsilen de açıldığının kabulünün gerektiği, dava sırasında çocuğa kayyım tayin edildiğinden o andan itibaren çocuğu temsil yetkisinin kayyıma geçtiği, ananın başlangıçta çocuk adına da açtığı davaya kayyımın katılmasıyla çocuk yönünden de devam edildiği, bu durumda çocuğu temsilen davaya katılan kayyımın yürüttüğü davanın esasının incelenmesi gerekirken, hak düşürücü süre yönünden reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

 

4.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu çocuk hakkında düzenlenen DNA raporuna göre, çocuğun babasının davalı olduğunun tespit edildiği, tarafların sosyal ekonomik durumları, çocuğun yaşı, ihtiyaçları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak çocuk yararına tedbir nafakası ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiği, bilirkişi raporu dikkate alınarak ananın mali haklarının kısmen kabulü gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, ...'ın babasının ... olduğunun tespitine, çocuk yararına 08.09.2022 tarihinden itibaren aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının kararın kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, her yıl ÜFE oranında artırılmasına, nafakaya muaccel oldukları tarihler itibariyle yasal faiz uygulanmasına, 4721 sayılı Kanun'un 304 üncü maddesi gereğince dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte 25.118,70 TL maddî tazminata karar verilmiştir.

 

IV. İSTİNAF

 

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

 

B. İstinaf Sebepleri

 

1.Davacı vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; nafaka ve tazminat miktarı yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

2.Davalı vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

C. Gerekçe ve Sonuç

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuk için ön görülen 21.922,50 TL nin doğumdan dava tarihine kadar çocuğun iaşesi için yapılan hesaplamanın ananın mali hakları kapsamında olmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerden usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının maddî tazminata ilişkin bölümünün kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3.852,40 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı erkekten alınıp davacı kadına ödenmesine, davacının tüm, davalının diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

 

V. TEMYİZ

 

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

 

B. Temyiz Sebepleri

 

1.Davacı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; nafaka ve tazminat miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

2.Davalı vekili, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tüm yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

 

C. Gerekçe

 

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Dava, babalığın hükmen tespiti istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı, Adli Tıp Kurumu raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.

 

2. İlgili Hukuk

 

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 182 nci, 301 inci, 302 nci, 303 üncü, 304 üncü, 333 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri; Anayasa Mahkemesi'nin 27.10.2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı, Anayasa Mahkemesi'nin 15.03.2012 tarihli ve 2011/116 Esas, 2012/39 Karar sayılı kararı.

 

3. Değerlendirme

 

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

 

2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 20.12.2016 doğumlu Fatma Alara'nın ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

 

VI. KARAR

 

Açıklanan sebeplerle;

 

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının iştirak nafakası miktarı yönünden BOZULMASINA,

 

2.Davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

 

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine,

 

İstek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine,

 

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

 

12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


Bu sayfa 240 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor