YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

İmar kirliliğine neden olma suçunun Türk vatandaşlığına alınmada engel olmayacağı hk.

Karar Özeti

Yukarıda yer verilen 5901 sayılı Kanun maddeleri gerekçeleriyle birlikte dikkate alındığında; Türk vatandaşlığına alınma talebiyle başvuruda bulunacak kişilerin milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmaması noktasında, kişilerce işlenen suçların değerlendirilmesi aşamasında, kanun koyucunun iradesinin, devletin varlığına ve işleyişine yönelik olarak kamu düzenini ciddi düzeyde bozan suçları işleyenlerin Türk vatandaşı olmasının engellenmesi yönünde olduğu anlaşılmaktadır.

 

Uyuşmalıkta, davacının "İmar kirliliğine neden olmak" suçundan dolayı yargılandığı davada ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla, davacının da açık ikrarıyla, ilgili belediyeden ruhsat almaksızın inşaat yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olduğu, suç tarihinden sonra da suça konu bina inşaatını imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmediği, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184. maddesinin 1. fıkrası kapsamında, davacının, kişiliği, suçun işleniş şekli, kastının oluşumu ve yoğunluğu, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan Kanun'un 62. maddesi uyarınca bu cezanın takdiren 1/6 oranında indirilerek 10 ay hapis cezasına hükmedildiği, söz konusu hapis cezasının süresi, davacının sabıkasız kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duymuş olduğu pişmanlık göz önüne alınarak Kanun'un 51. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca davacının takdiren 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği görülmektedir.


Bu durumda, davacı hakkında yapılan yargılama sonucu işlediği sabit görülen imar kirliliğine neden olmak suçunun niteliği ve yukarıda bahsedilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, anılan suç davacının Türk vatandaşı olmasına engel teşkil edecek mahiyette olmayıp, bu nedenle davacının milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunduğundan bahisle Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 25/10/2021 tarih ve E:2021/2016, K:2021/2025 sayılı kararı da bu yöndedir.
Öte yandan, davacının aile birliği içerisinde yaşadığı ve evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmadığı hususlarının da gerek tahkikat sonucu düzenlenen inceleme ve araştırma formu, gerekse de davacı ile yapılan mülakatta yer verilen değerlendirmelerden anlaşıldığı, dolayısıyla davacının 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi, 1. fıkrası, (a) ve (b) bentlerinde yer alan şartları da taşıdığı görülmektedir.


Bu haliyle, davacının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Karar

 

 

 

 

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2021/3093 E.  ,  2022/289 K.

 

T.C.

 

D A N I Ş T A Y

 

ONUNCU DAİRE

 

Esas No : 2021/3093

 

Karar No : 2022/289

 

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

 

VEKİLİ : Av. ...

 

KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı

 

VEKİLİ : ...

 

İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

 

YARGILAMA SÜRECİ :

 

Dava konusu istem: Bulgaristan vatandaşı olan davacı tarafından, aslen Bulgaristan uyruklu olup 18/05/2009 tarihinde Türk vatandaşlığına kabul edilen eşi dolayısıyla evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma istemli başvurusunun 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi, 1. fıkrası, (c) bendi uyarınca reddedilmesine ilişkin İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı kararının iptali istenilmektedir.

 

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince; Dairemizin ... tarihli ve E:..., K:... sayılı bozma kararına uyulmak suretiyle, 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesi, 1. fıkrası, (c) bendinde, Türk vatandaşlığına alınabilmek için öngörülen millî güvenlik, kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunmaması koşulu ile anılan Kanun'a dayanılarak çıkarılan Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesi, 5. fıkrasında yer alan ertelenmiş olsa da 6 aydan fazla hapis cezası alanların Türk vatandaşlığına alınamayacağı yolundaki düzenleme karşısında, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla "İmar kirliliğine neden olmak" suçundan 10 ay hapis cezasıyla cezalandırılan ve hükmolunan bu hapis cezası 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 321. maddesi uyarınca ertelenen davacının Türk vatandaşlığına alınmaması yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.

 

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, Türk Vatandaşlığı Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 72. maddesi, 5. fıkrasında yer alan düzenlemenin, 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinde vatandaşlığa alınmada aranan kriteri daraltan ve anılan Kanun maddesinde sayılan engel halleri amacı dışında ve gerekçesine aykırı genişleten bir düzenleme olduğu, diğer taraftan, Bulgaristan'dan muhacir olarak geldiği ve Türk örf ve adetlerine sahip, bakılan dava öncesinde de oturma izni ile uzun süre Türkiye'de yaşamış bir kişi olduğu, hakkında yapılan soruşturma neticesinde, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek durumu olduğu yönünde tespitin bulunmadığı, ayrıca ertelenen ve zamanaşımına uğrayan imar kirliliği suçunun 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine aykırı olmadığı belirtilerek, dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı, bu sebeple idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

 

KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının temyiz talebinde ileri sürdüğü hususların hukuken geçerlilik arz etmediği, ileri sürülen iddiaların önceki savunmalarında ve idare mahkemesi kararında tamamen karşılandığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

 

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...

 

DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

 

TÜRK MİLLETİ ADINA

 

Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden davacının yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

 

MADDİ OLAY :

 

Bulgaristan uyruklu olan davacı, aslen Bulgaristan uyruklu olan ... isimli kişi ile 03/11/1974 tarihinde evlenmiş, bilahare eşi mülga 403 sayılı Türk vatandaşlığı Kanunu'nun 7. maddesi uyarınca 18/09/2009 tarihli ve 2009/15008 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığına kabul edilmiştir. Davacı, bu evliliği dolayısıyla 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi uyarınca evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemiyle davalı idareye başvuruda bulunmuştur.

 

Söz konusu başvuru üzerine yapılan tahkikat sonucu düzenlenen 30/05/2013 tarihli "Vatandaşlık Tahkikat Formu"nda, davacının 09/01/2007 tarihinde, ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin E:... , K:... sayılı kararıyla "İmar kirliliğine neden olmak" suçundan denetim süresine tabi tutulduğu tespitine yer verilmiştir. Anılan karara göre davacı, ilgili belediyeden ruhsat almaksızın inşaat yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olma suçunun sabit olduğu gerekçesiyle 10 ay hapis cezasına mahkum edilmiş, ancak bu karar 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 51. maddesi uyarınca ertelenmiş, aynı madde kapsamında (1) yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verilmiştir.

 

Ayrıca dosya içerisinde yer alan "Bir Türkle Evlenme Nedeniyle Türk Vatandaşlığını Kazanmak İsteyen Yabancı Uyruklu Şahıslara İlişkin Ön İnceleme - Araştırma Formu"nda, davacının evlilik birlikteliğinin devam ettiği, eşi ile aynı çatı altında ikamet ettikleri, komşuluk münasebetlerinin olduğu, komşuları tarafından evli olarak bilindikleri, evliliğin formalite evlilik olmadığı tespitlerine yer verilmiştir.

 

Öte yandan, vatandaşlık başvurusunun değerlendirilmesi kapsamında Vatandaşlık İnceleme ve Araştırma Komisyonu tarafından davacı ile 19/06/2013 tarihinde yapılan mülakat sonucunda, davacının aile birliği içinde yaşadığı, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmadığı, kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin olmadığı değerlendirildikten ve davacının "İmar kirliliğine neden olmak" suçundan denetim süresine tabi tutulduğu da göz önünde bulundurulduktan sonra davacının 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesinde aranan şartları taşıdığı, Türk vatandaşlığını kazanma hususundaki kararın ise Bakanlığın takdirinde olduğu kanaatine varılmıştır.

 

Daha sonra davacının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanma istemli başvurusu İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü'nün ... tarih ve ... sayılı kararıyla 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca reddedilmiş, bu işlemin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.

 

İLGİLİ MEVZUAT:

 

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun "Türk vatandaşlığının kazanılması halleri" başlıklı 5. maddesinde, "Türk vatandaşlığı, doğumla veya sonradan kazanılır." hükmü; "Sonradan kazanılan vatandaşlık" başlıklı 9. maddesinde, "Sonradan kazanılan Türk vatandaşlığı, yetkili makam kararı veya evlat edinilme ya da seçme hakkının kullanılması ile gerçekleşir." hükmü; "Yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığının kazanılması" başlıklı 10. maddesinde, "Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen bir yabancı, bu Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde yetkili makam kararı ile Türk vatandaşlığını kazanabilir. Ancak, aranan şartları taşımak vatandaşlığın kazanılmasında kişiye mutlak bir hak sağlamaz." hükmü; "Başvuru için aranan şartlar" başlıklı 11. maddesinde, "Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancılarda; (a) Kendi millî kanununa, vatansız ise Türk kanunlarına göre ergin ve ayırt etme gücüne sahip olmak, (b) Başvuru tarihinden geriye doğru Türkiye'de kesintisiz beş yıl ikamet etmek, (c) Türkiye'de yerleşmeye karar verdiğini davranışları ile teyit etmek, (ç) Genel sağlık bakımından tehlike teşkil eden bir hastalığı bulunmamak, (d) İyi ahlak sahibi olmak, (e) Yeteri kadar Türkçe konuşabilmek, (f) Türkiye'de kendisinin ve bakmakla yükümlü olduğu kimselerin geçimini sağlayacak gelire veya mesleğe sahip olmak, (g) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak, şartları aranır." hükmü; "Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılması" başlıklı 16. maddesinde, "(1) Bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmaz. Ancak bir Türk vatandaşı ile en az üç yıldan beri evli olan ve evliliği devam eden yabancılar Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilir. Başvuru sahiplerinde; (a) Aile birliği içinde yaşama, (b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama, (c) Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmama, şartları aranır. (2) Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde birinci fıkranın (a) bendindeki şart aranmaz. (3) Evlenme ile Türk vatandaşlığını kazanan yabancılar evlenmenin butlanına karar verilmesi halinde evlenmede iyiniyetli iseler Türk vatandaşlığını muhafaza ederler." hükmü yer almış; dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan haliyle "Yönetmelik" başlıklı 46. maddesinde, bu Kanun'un uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği belirlenmiştir.

 

5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun 46. maddesine dayanılarak hazırlanan ve 06/04/2010 tarih ve 27544 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Vatandaşlığı Kanunu'nun Uygulanmasına ilişkin Yönetmeliğin "Türk vatandaşlığının evlenme yoluyla kazanılmasında il emniyet müdürlüğünce yapılacak soruşturmaya ilişkin usul ve esaslar" başlıklı 28. maddesinde, "(1) İl emniyet müdürlüğünce evlenme yoluyla Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancının; (a) Aile birliği içinde yaşayıp yaşamadığı, (b) Evlilik birliği ile bağdaşmayacak şekilde fuhuş yapmak ve fuhuşa aracılık etmek gibi davranışlarının olup olmadığı, (c) Türk vatandaşlığını kazanmasında millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmadığı, hususları araştırılır ve oluşan olumlu veya olumsuz kanaat soruşturma formuna açık bir şekilde yazılır. Soruşturma formuna soruşturmaya ilişkin tutanaklar da eklenir. (2) Soruşturması tamamlanan yabancının dosyası il müdürlüğüne iade edilir. Dosya gerekli inceleme ve araştırma yapılmak üzere il müdürlüğünce komisyona gönderilir." düzenlemesine yer verilmiş; "Araştırma, soruşturma ve geçerlilik süresi" başlıklı 72. maddesinde, "(1) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancı hakkında yerleşim yerinin bulunduğu güvenlik birimlerince soruşturma, Millî İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı ile Emniyet Genel Müdürlüğünce de arşiv araştırması yapılır. Komisyon tarafından gerekli görülmesi halinde kamu görevlileri aracılığı ile soruşturma yaptırılabilir. (2) Türk vatandaşlığını kazanmak isteyen yabancı hakkında 28 inci madde uyarınca yerleşim yerinin bulunduğu güvenlik birimlerince yapılan soruşturma sonucunda evliliğin Türk vatandaşlığını kazanmak amacıyla yapılıp yapılmadığına dair olumlu veya olumsuz bir kanaate varılamaması halinde Türk vatandaşı eşin yakınlarının ifadelerine de başvurulmak suretiyle kanaat oluşuncaya kadar periyodik olarak soruşturma işlemine devam edilir. (3) Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının usulleri ilgili kurumlarla birlikte Bakanlıkça belirlenir. (4) Türk vatandaşlığını kazanmak veya kaybetmek isteyen kişi hakkında yapılan araştırma ve soruşturma bir yıl geçerlidir, ancak gerekli görülen hallerde bu süre beklenmeksizin yeniden araştırma ve soruşturma yaptırılabilir. (5) İlgili kurumlarca yapılan araştırma sonucunda Anayasa ile kurulu devlet düzenini yıkma yolunda faaliyette bulunduğu, bu faaliyetlerde bulunanlarla işbirliği yaptığı veya bunları maddi olarak desteklediği, Türkiye Cumhuriyetinin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğüne karşı yurt içinde veya dışında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlarla ilgili faaliyetlerde bulunduğu, isyan, casusluk ve vatana ihanet suçlarına katıldığı, silah ve uyuşturucu madde kaçakçılığı, insan kaçakçılığı ve insan ticareti yaptığı veya bunlarla ilişki içerisinde bulunduğu tespit edilenler ile taksirli suçlar hariç olmak üzere ertelenmiş, zamanaşımına uğramış, hükmün açıklanması geriye bırakılmış, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa dahi, altı aydan fazla hapis cezası alanlar Türk vatandaşlığını kazanamaz." kuralı düzenlenmiştir.

 

Anılan Yönetmelik hükmünün dayanağı olan ve yukarıda metnine yer verilen 5901 sayılı Kanun'un 11. maddesi, 1. fıkrası, (g) bendinin gerekçesi; "Maddenin (g) bendine göre; milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartı aranmaktadır. Bu şartın konulması ile milli güvenlik bakımından tehlike teşkil eden ve milli menfaatler ve ülke bütünlüğü aleyhine faaliyet gösterenlerle bu faaliyetleri destekleyenlerin, bu gibi kişi veya kuruluşlarla ilişki içerisinde bulunanların ve herhangi bir isyan, sabotaj, casusluk, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, evrakta sahtecilik gibi kamu düzenini bozan faaliyetlerde bulunanların Türk vatandaşlığını kazanmaları engellenmektedir." şeklinde; 16. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinin gerekçesi; "Madde ile; evlenme yoluyla Türk vatandaşlığının kazanılmasına ilişkin şartlar ve esaslar belirlenmiştir. Buna göre; bir Türk vatandaşı ile evlenme doğrudan Türk vatandaşlığını kazandırmayacaktır. Ancak yabancı üç yıldan beri bir Türk vatandaşı ile evli ise ve evlilik devam ediyorsa Türk vatandaşlığını kazanmak üzere başvuruda bulunabilecektir. Başvuranlarda; aile birliği içinde yaşamak, evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmamak, milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir hali bulunmamak şartları aranacaktır. Başvurudan sonra Türk vatandaşı eşin ölümü nedeniyle evliliğin sona ermesi halinde diğer şartların taşınması kaydıyla Türk vatandaşlığı kazanılabilecektir. Ayrıca yabancıya, vatandaşlık kazandıran evliliğin butlanına karar verilmesi halinde akitte hüsnüniyetli olan kadın ya da erkek Türk vatandaşlığını muhafaza etmeye devam edecektir." şeklinde olup; 5901 sayılı Kanun'un 11. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinin gerekçesinde yer alan isyan, sabotaj, casusluk, silah ve uyuşturucu kaçakçılığı, evrakta sahtecilik gibi kamu düzenini bozduğu belirtilen suçların, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, devlet sırlarına karşı suçlar, devletin güvenliğine karşı suçlar, kamu güvenine karşı suçlar bölümlerinin içerisinde bulunduğu görülmüştür.

 

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

 

Yukarıda yer verilen 5901 sayılı Kanun maddeleri gerekçeleriyle birlikte dikkate alındığında; Türk vatandaşlığına alınma talebiyle başvuruda bulunacak kişilerin milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek bir halinin bulunup bulunmaması noktasında, kişilerce işlenen suçların değerlendirilmesi aşamasında, kanun koyucunun iradesinin, devletin varlığına ve işleyişine yönelik olarak kamu düzenini ciddi düzeyde bozan suçları işleyenlerin Türk vatandaşı olmasının engellenmesi yönünde olduğu anlaşılmaktadır.

 

Uyuşmalıkta, davacının "İmar kirliliğine neden olmak" suçundan dolayı yargılandığı davada ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla, davacının da açık ikrarıyla, ilgili belediyeden ruhsat almaksızın inşaat yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olduğu, suç tarihinden sonra da suça konu bina inşaatını imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmediği, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği sabit olduğundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 184. maddesinin 1. fıkrası kapsamında, davacının, kişiliği, suçun işleniş şekli, kastının oluşumu ve yoğunluğu, suçun konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığı dikkate alınarak 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, anılan Kanun'un 62. maddesi uyarınca bu cezanın takdiren 1/6 oranında indirilerek 10 ay hapis cezasına hükmedildiği, söz konusu hapis cezasının süresi, davacının sabıkasız kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duymuş olduğu pişmanlık göz önüne alınarak Kanun'un 51. maddesi uyarınca cezanın ertelenmesine ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca davacının takdiren 1 yıl denetim süresine tabi tutulmasına karar verildiği görülmektedir.

 

Bu durumda, davacı hakkında yapılan yargılama sonucu işlediği sabit görülen imar kirliliğine neden olmak suçunun niteliği ve yukarıda bahsedilen hususlar birlikte değerlendirildiğinde, anılan suç davacının Türk vatandaşı olmasına engel teşkil edecek mahiyette olmayıp, bu nedenle davacının milli güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunduğundan bahisle Türk vatandaşlığına alınma talebiyle yaptığı başvurunun reddedilmesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

 

Nitekim, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nun 25/10/2021 tarih ve E:2021/2016, K:2021/2025 sayılı kararı da bu yöndedir.

 

Öte yandan, davacının aile birliği içerisinde yaşadığı ve evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmadığı hususlarının da gerek tahkikat sonucu düzenlenen inceleme ve araştırma formu, gerekse de davacı ile yapılan mülakatta yer verilen değerlendirmelerden anlaşıldığı, dolayısıyla davacının 5901 sayılı Kanun'un 16. maddesi, 1. fıkrası, (a) ve (b) bentlerinde yer alan şartları da taşıdığı görülmektedir.

 

Bu haliyle, davacının evlenme yoluyla Türk vatandaşlığına alınma istemiyle yapmış olduğu başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

 

KARAR SONUCU :

 

Açıklanan nedenlerle;

 

1. Davacının temyiz isteminin KABULÜNE,

 

2. Davanın reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,

 

3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,

 

4. Kullanılmayan ... TL yürütmenin durdurulması harcının istemi halinde davacıya iadesine,

 

5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 


Bu sayfa 39 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor