YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilebilmesi için değerlendirilmesi gerekenler hk.

Karar Özeti

 

2.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Aynı kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre ise yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.



3.Yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi ve yaşlarının göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre ve yaşları da dikkate alındığında, kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince, hakimin takdir yetkisi kapsamında yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "Toptan ödeme" yönünde bir karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
 

Karar

2. Hukuk Dairesi         2023/1908 E.  ,  2023/4844 K.

 

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

 

SAYISI : 2022/2457 E., 2022/2456 K.

 

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

 

İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi

 

SAYISI : 2021/216 E., 2022/1075 K.
 

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.
 

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
 

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
 

I. DAVA

 

Davacı kadın vekili dava ile cevaba cevap dilekçesinde; davalının, ayrı ve bağımsız bir konut açmadığını, davalının anne ve babasının müvekkiline karşı küçümseyici, alaycı ve onur kırıcı ifadeler kullanarak rencide ettiklerini, davalının anne ve babasının bu kötü davranışlarına karşı herhangi bir tepki vermediği gibi müvekkiline kötü davrandığını, hakaret ve tehdit ettiğini, müvekkilini, ailesinin yanına göndermediğini, ailesiyle görüşmek istediğinde kavga çıkardığını ve ortak eve gelemelerini istemediğini, davalının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, davalının kusurlu davranışları sebebi ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
 

II. CEVAP

 

Davalı vekili davaya cevap ve cevaba cevap dilekçesinde; davacının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, davacının evlilik birliği yükümlülükleri yerine getirmediğini, ilgi göstermediğini, yalan söylediğini, yemek yapmak istemediğini, misafirlerin yanında müvekkilini küçük düşürmeye çalıştığını ve misafirlere tepki gösterdiğini, müvekkile sürekli "lan" şeklinde hitap ettiğini, uyarılmasına rağmen bu şekilde konuşmaktan vazgeçmediğini ve hakaret ettiğini, müvekkili ile özel durumlarını ve fotoğraflarını annesi ile paylaştığını, davacının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini ve yönlendirmeleri ile evden ayrıldığını, davacının kusurlu olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, aksi halde müvekkili lehine 120.000,00 TL maddî ve 120.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
 

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, evlilik birliği için bağımsız konut temin etmeyerek kendi ailesinden maddî ve manevî olarak bağımsızlığını sağlamadığı, davacıya yönelik aşağılayıcı sözler söylediği ve davacının annesinin eve gelmesini istemediği, davacının ise, davalı eşine "Lan" şeklinde hitap ettiği, ev hanımı olduğu ancak evde yemek hazırlamak istemediğinin anlaşıldığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davalının ağır kusurlu, davacının az kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 650,00 TL tedbir, 900,00 TL yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, davalınınn maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
 

IV. İSTİNAF

 

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

 

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
 

B. İstinaf Sebepleri

 

Davalı erkek vekili, davacının ayrı konut talebinin olmadığını, müvekkilinin, davacının ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğine ilişkin bir delil bulunmadığını, müvekkilinin aşağılayıcı söz söylemediğini, davacı tanık beyanlarının gerçeğe aykırı ve çelişkili olduğunu, davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınmadığını ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhinde tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin doğru olmadığını, tarafları ortak çocuklarının olmadığını ve evlilik süresinin kısa olduğunu, buna rağmen sürekli nafakaya karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, miktarlarının fahiş olduğunu, tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, yoksulluk nafakasına sürekli olacak şekilde hükmedilmesi, davalının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
 

C. Gerekçe ve Sonuç

 

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği,İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, davanın kabulüne karar verilmesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemlerin kendiliğinden alınmak zorunda olduğu, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarlarında, herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan kadın lehine yoksulluk nafakası hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, hükmedilen nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde her hangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
 

V. TEMYİZ

 

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
 

 

B. Temyiz Sebepleri

 

Davalı erkek vekili, davacının ayrı konut talebinin olmadığını, müvekkilinin, davacının ailesinin ortak konuta gelmesini istemediğine ilişkin bir delil bulunmadığını, müvekkilinin aşağılayıcı söz söylemediğini, davacı tanık beyanlarının gerçeğe aykırı ve çelişkili olduğunu, davacının kusurlu davranışlarının dikkate alınmadığını ve kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, müvekkili aleyhinde tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin doğru olmadığını, tarafların ortak çocuklarının olmadığını ve evlilik süresinin kısa olduğunu, buna rağmen sürekli nafakaya karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, miktarlarının fahiş olduğunu, tazminat taleplerinin kabulü gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, yoksulluk nafakasına sürekli olacak şekilde hükmedilmesi, davalının reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
 

C. Gerekçe

 

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

 

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, yoksulluk nafakasına sürekli olacak şekilde hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
 

2. İlgili Hukuk

 

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
 

3. Değerlendirme

 

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
 

2.4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesine göre; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz. Aynı kanunun 176 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre ise yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
 

3.Yoksulluk nafakasının toptan ödenmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilik süresi ve yaşlarının göz önünde bulundurulması gerektiği açıktır. Toplanan delillerden, boşanmaya sebep olan olaylarda kadının daha ağır kusurlu olmadığı, her hangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre ve yaşları da dikkate alındığında, kadın lehine 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince, hakimin takdir yetkisi kapsamında yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "Toptan ödeme" yönünde bir karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
 

VI. KARAR

 

Açıklanan sebeplerle;

 

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi esastan ret kararının yoksulluk nafakası yönünden KALDIRILMASINA,
 

 

2.İlk Derece Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden BOZULMASINA,
 

3.Davalı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
 

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
 

 

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 


Bu sayfa 74 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor