21. Anılan sebeplerle, belediyelerin hissedarı olduğu şirketler 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunmadıklarından, davalı Şirket ilave tediye ödemekle yükümlü değildir. Bu hâlde, dava konusu ilave tediye alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
9. Hukuk Dairesi 2023/9199 E. , 2023/13399 K.
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 29. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/3830 E., 2023/954 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 32. ... Mahkemesi
SAYISI : 2018/371 E., 2020/119 K.
Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; ... müfettişi tarafından düzenlenen raporda müvekkili Şirketin ... Büyükşehir Belediyesinin hissedarı olduğu bir şirket olması sebebiyle 6772 sayılı Devlet ve Ona Bağlı Müesseselerde Çalışan İşçilere İlave Tediye Yapılması Hakkındaki Kanun (6772 sayılı Kanun) kapsamında ilave tediye yükümlü olduğunun belirtildiğini; ancak sermayesinin yarısından fazlası belediyelere ait olan şirketlerin 6772 sayılı Kanun kapsamında ilave tediye ödemekle yükümlü olmadığını ileri sürerek ... Teftiş Kurulu raporunun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacı Şirketin %98,5 hissesinin dava dışı ... Büyükşehir Belediyesine ait olduğunu, Şirketin belediye şirketi olduğunun açık olduğunu, ilave tediye ücretlerinin ödenmediğinin tespit edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; belediye şirketlerinin 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf başvurusunda; cevap dilekçesindeki hususlarla birlikte davaya konu teftiş raporunun 30.10.2017 tarihinde düzenlendiğini, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belediye şirketlerinde çalışan işçilere ilave tediye uygulanmayacağına dair görüş yazısının 18.04.2018 tarihinde verildiğini, raporun düzenlendiği tarih itibarıyla değerlendirme yapılması gerektiğini belirterek Mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesinin gerekçesi benimsenerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz başvurusunda; istinaf başvurusundaki sebepleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, 4857 sayılı ... Kanunu'nun (4857 sayılı Kanun) 92 nci maddesine göre teftiş raporunun iptali istemi ile sermayesinin yarısından fazlası bir belediyeye ait olan şirketlerin 6772 sayılı Kanun gereği ilave tediye ödemekle yükümlü olup olmadığına ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 24 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
2. 4857 sayılı Kanun'un 91 ve 92 nci maddeleri.
3. 6772 sayılı Kanun'un 1 inci maddesi şöyledir:
"Umumi, mülhak ve hususi bütçeli dairelerle mütedavil sermayeli müesseseler, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlarla belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller, 3460 ve 3659 sayılı kanunların şümulüne giren İktisadi Devlet Teşekkülleri ve diğer bilcümle kurum, banka, ortaklık ve müesseselerinde müstahdem olanlardan ... Kanununun şümulüne giren veya girmiyen yerlerde çalışmakta olan ve ... Kanununun muaddel birinci maddesindeki tarife göre işçi vasfında olan kimselere, ücret sistemleri ne olursa olsun, her yıl için birer aylık istihkakları tutarında ilave tediye yapılır."
4. Dairemizin 28.....2022 tarihli ve 2022/6747 Esas, 2022/8363 Karar sayılı kararında ilave tediye alacağının kapsamı, yararlanacaklar ve yararlanma şartlarına ilişkin ilkeler şu şekilde açıklanmıştır:
"...
9. 6772 sayılı Kanun'un 1 inci maddesinde sayılan işverenler; Devlete ve ona bağlı olmak üzere, genel, katma ve özel bütçeli daireler, sermayesi değişen kurumlar, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirket ve kurumlar ve bunlara bağlı kuruluşlar, belediyeler ve belediyelere bağlı kuruluşlar, 3460 sayılı Sermayesinin Tamamı Devlet Tarafından Verilmek Suretile Kurulan İktisadî Teşekküllerin Teşkîlâtîle İdare ve Murakabeleri Hakkında Kanun (3460 sayılı Kanun)
ve 3659 sayılı Bankalar ve Devlet Müesseseleri Memurları Aylıklarının Tevhid ve Teadülü Hakkında Kanun (3659 sayılı Kanun) kapsamına giren, sermayesinin tamamı Devlete ait olan veya bu sermaye ile kurulan iktisadi Devlet kuruluşları, 6772 sayılı Kanun kapsamındadır.
10. 3460 sayılı Kanun bugün itibari ile yürürlükte olan bir kanun değildir. 3659 sayılı Kanun ise, banka ve Devlet kurumlarında çalışan memurların aylıkları ile ilgili düzenleme getirmiş ve hâlen yürürlüktedir.
11. 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu'nda (5018 sayılı Kanun) merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri, sosyal güvenlik kurumları ve mahalli idarelerden oluşan genel yönetim kapsamındaki kamu idareleri ekli cetvellerde sayılmıştır. Bu cetvellerde genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, özel bütçeli idareler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar ve sosyal güvenlik kurumlarında çalışanların kanun kapsamında olduğunun kabulü gerekir.
12. İşçi yönünden kapsama gelince; 4857 sayılı Kanun kapsamına girsin girmesin, yukarda belirtilen işveren kapsamı dâhilindeki kurumlarda, 4857 sayılı Kanun’un 1 inci maddesindeki tanıma göre işçi sayılan herkes bu alacaktan yararlanacaktır. Kanun, 4857 ve 1475 sayılı ... Kanunu’ndan önceki ... Kanunu’na atıfta bulunmuştur. Buna göre “bir ... sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi” denir. O hâlde bir ... sözleşmesine dayanarak yukarıda belirtilen kurumlarda çalışan her işçiye ilave tediye ödemesinin yapılması gerekir.
13. 14.04.1930 tarihli ve 1471 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak 01.09.1930 tarihinde yürürlüğe giren 1580 sayılı Belediye Kanunu’nun (1580 sayılı Kanun) belediyelerin hak, yetki ve ayrıcalıklarını düzenleyen 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının ilk bendinde, “Belediye idareleri kanunun kendilerine tahmil ettiği vazife ve hizmetleri ifa ettikten sonra belde sakinlerinin müşterek ve medeni ihtiyaçlarını tesviye edecek her türlü teşebbüsatı icra ederler.” hükmü düzenlenmiştir. 15.07.1934 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2571 sayılı Kanun’la, 1580 sayılı Kanun’un 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının beş numaralı bendinin birinci ve ikinci paragrafları;
“Belediye sınırı dahilinde muayyen mıntakalar arasında yolcu nakil vasıtası olarak otobüs, omnibüs, otokar, tünel, troley, füniküler işletmek munhasıran belediyelerin hakkıdır.
Bunların, belediyelerin de iştirak edecekleri şirketler vasıtasıyla yapılması ve işletilmesi veya icara verilmesi veyahut imtiyazın devri İcra Vekilleri Heyeti kararına bağlıdır” şeklinde değiştirilmiştir. 15.07.1934 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklikle, “belediyelerin de iştirak edecekleri şirketler” ifadesine açıkça yer verilmesi suretiyle, temel kanuni dayanak oluşturulmuştur. Anılan 19 uncu maddede yapılan 05.07.1939 tarihli ve 07.02.1990 tarihli değişikliklerde de bahsi geçen ifade korunmuştur.
14. 23.03.1984 tarihli ve 18350 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkındaki 195 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 09.07.1984 tarihli ve 18453 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan, Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 8 inci maddelerinde, büyükşehir ve ilçe belediyelerinin, görevli oldukları konularda, 1580 sayılı Kanun ve diğer ilgili mevzuatta belediyelere tanınan hak, yetki, imtiyaz ve muafiyetlere sahip olacağı kabul edilmiştir.
15. 24.12.2004 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 5272 sayılı Belediye Kanunu’nun 70 inci maddesinde “Belediye kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre şirket kurabilir.” hükmü düzenlenmiştir. 13.07.2005 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5393 sayılı Belediye Kanunu’nda, aynı yöndeki hükme Kanun'un yine 70 inci maddesinde yer verilmiştir.
16. 23.07.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun 26 ncı maddesinde de, büyükşehir belediyesinin kendisine verilen görev ve hizmet alanlarında, ilgili mevzuatta belirtilen usullere göre sermaye şirketleri kurabilecekleri düzenlenmiştir.
17. Belediyeler, Anayasa’nın 127 nci maddesinde kabul edildiği üzere, kamu tüzel kişiliğini haizdir. İlgili mevzuatta belediyelere, yüklenen görevlerin yerine getirebilmesi için, önemli hak ve yetkiler verilmiş; kamusal ayrıcalıklar tanınmıştır. Diğer taraftan, merkezi idareye de belediyeler üzerinde vesayet yetkisi verilmiştir.
18. Belediyeler tarafından kurulan veya ortak olunan şirketler ise, 6102 sayılı ... Ticaret Kanunu ( 6102 sayılı Kanun) hükümlerine tabi sermaye şirketleri olup belediyelerin tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişileridir. Belediyelerin kurdukları veya ortak oldukları ticaret şirketlerine, kamu tüzel kişiliği kazandıran herhangi bir kanun hükmü bulunmadığı gibi kamusal yetki ve ayrıcalıklar tanınmamıştır. Dolayısıyla, söz konusu şirketlerin kamu tüzel kişisi ya da kamu kurum ve kuruluşu oldukları kabul edilemez.
19. Diğer taraftan, 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, iktisadi devlet teşekkülleri ile kamu iktisadi kuruluşlarını ve bunların müesseselerini, bağlı ortaklıklarını ve iştiraklerini kapsamaktadır. Kanun Hükmünde Kararname’nin 2 nci maddesinin birinci bendinde “Kamu iktisadi teşebbüsü "Teşebbüs"; iktisadi devlet teşekkülü ile kamu iktisadi kuruluşunun ortak adıdır.”; ikinci bendinde “İktisadi devlet teşekkülü "Teşekkül"; sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür.”; üçüncü bendinde “Kamu İktisadî Kuruluşu "Kuruluş"; sermayesinin tamamı Devlete ait olup, tekel niteliğindeki mal ve hizmetleri kamu yararı gözeterek üretmek ve pazarlamak üzere kurulan ve gördüğü bu kamu hizmeti dolayısıyla ürettiği mal ve hizmetler imtiyaz sayılan kamu iktisadî teşebbüsüdür.” tanımlamalarına yer verilmiştir. Bu tanımlamalarla sabit olduğu üzere, kamu iktisadi teşebbüslerinin sermayesi Devlete aittir. Belediyeler ise, Devlet tüzel kişiliğinden ayrı bir tüzel kişiliğe sahiptir. Dolayısıyla belediyelerin hissedarı oldukları şirketler, 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında olmayıp kamu iktisadi teşebbüsü sayılamaz.
20. Belediyelerin hissedarı olduğu şirketlerin hukuki statüsünün yukarıda yazılı olduğu şekilde belirlendikten sonra, 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunup bulunmadıkları meselesinin değerlendirilmesine gelince; 6772 sayılı Kanun’un 1 inci maddesindeki düzenleme uyarınca, belediyeler ve bunlara bağlı teşekküller kanun kapsamındadır. Belediyelerin hissedarı olduğu şirketler ise 6102 sayılı Kanun hükümlerine tabi, belediyeden ayrı ve bağımsız özel hukuk tüzel kişiliğine sahip olduğundan, bu şirketlerin belediyeye bağlı teşekkül sayılması mümkün değildir. Anılan maddede, sermayesinin yarısından fazlası Devlete ait olan şirketlerin Kanun kapsamında olduğu açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, madde metninde sermayesi belediyeye ait olan şirketlere yer verilmemesi kanun koyucunun tercihidir. Keza, 1580 sayılı Kanun’un, 15.07.1934 tarihinde yürürlüğe giren 2571 sayılı Kanun’la değişik 19 uncu maddesi hükmünde, belediyelerin iştirak edecekleri şirketler ifadesine açıkça yer verilmiş olduğu hâlde, bu tarihten sonraki bir tarih olan 11.07.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6772 sayılı Kanun’da, belediyelerin hissedarı olduğu şirketlerden bahsedilmemiş olması da bu durumun bir göstergesidir. Dolayısıyla, 6772 sayılı Kanun’un 1 inci maddesindeki, belediyeye bağlı teşekkül ifadesinden, kanun koyucunun, belediyelerin hissedarı olduğu şirketleri kastettiği söylenemez.
21. Anılan sebeplerle, belediyelerin hissedarı olduğu şirketler 6772 sayılı Kanun kapsamında bulunmadıklarından, davalı Şirket ilave tediye ödemekle yükümlü değildir. Bu hâlde, dava konusu ilave tediye alacağı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
..."
3. Değerlendirme
1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Davalı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.