1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgelerin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık niteliği bulunmayacağından sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı gözetilerek, dosyada ''suça konu kira sözleşmesi'' olarak işaretli belge üzerinde Heyetimizce yapılan gözlemde, belgenin ''renkli fotokopi'' belge özellikleri gösterdiğinin değerlendirilmesi ile dosya kapsamında suça konu belge üzerinde yapılan incelemeye ilişkin 12.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda da belgenin asıl veya suret olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından, dosyada mevcut kira sözleşmesi üzerinde bu yönde inceleme yaptırılması ile asıl veya fotokopi olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile mahkumiyet hükümleri kurulması,
2. Kabule göre de, sanık savunmaları ve katılan beyanları ile sanıkların suç tarihinde müştekinin evini gerçekte de kiralamış olduklarının anlaşılması karşısında, eylemlerinin 5237 sayılı Kanun'un 211 inci maddesinde öngörülen "bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik" suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Nedenleriyle, sanıklar hakkında kurulan hükümler hukuka aykırı bulunmuştur.
11. Ceza Dairesi 2019/8271 E. , 2023/3412 K.
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Özel belgede sahtecilik
HÜKÜMLER : Mahkûmiyet
Sanıklar hakkında kurulan hükümlerin; karar tarihi itibarıyla 6723 sayılı Kanun’un 33 üncü maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun’un 8 inci maddesi gereği yürürlükte bulunan 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun (1412 sayılı Kanun) 305 inci maddesi gereği temyiz edilebilir olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (5271 sayılı Kanun) 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenlerin hükümleri temyize hak ve yetkilerinin bulunduğu, 1412 sayılı Kanun’un 310 uncu maddesi gereği temyiz isteklerinin süresinde olduğu, aynı Kanun’un 317 nci maddesi gereği temyiz isteklerinin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü:
I. HUKUKÎ SÜREÇ
Gebze 1.Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2015 tarihli ve 2015/219 Esas, 2015/.634 Karar sayılı kararı ile sanıklar hakkında özel belgede sahtecilik suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (5237 sayılı Kanun) 207 nci maddesinin birinci fıkrası, 62 nci, 50 nci ve 52 nci maddeleri uyarınca ayrı ayrı 6.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
1. Sanık ...'in temyiz isteği, suç işleme kastı ile hareket etmediğine, suça konu kira kontratındaki tarafların gerçek durum ile aynı olduğuna, katılanın durumdan bilgisi olduğuna, bu nedenle olayda sahteciliğin söz konusu olmadığına, bu nedenlerle hükmün bozulması talebine ilişkindir.
2. ...'ın temyiz isteği, olayla bir alakası olmadığına, evi ... ve babasının kiraladığına, ...'ın yanında çalışması nedeniyle evi şirket adına kiraladıklarına, bu nedenlerle hükmün bozularak lehine karar verilmesi talebine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
1. Sanıklar ... ve ... hakkında, katılan ...'e ait taşınmazı sanık ...'ın babasının oturması amacıyla emlakçı aracılığıyla kiraladıkları, ancak taşınmaza doğalgaz aboneliği yapılması sırasında gerçek kira sözleşmesi yerine içerik itibariyle benzer şekilde ... adına yeni bir kira sözleşmesi düzenleyip, katılan yerine imzalayarak kuruma verdikleri iddiasıyla özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı anlaşılmıştır.
2. Katılanın beyanında, emlakçı vasıtası ile evini kiraya verdiğini, o zaman bir kira sözleşmesi düzenlendiğini, evin aboneliklerini üzerilerine almalarını söylediğini ancak uzun süre almadıklarını, bir süre sonra abonelikleri yaptıklarını söylediklerini, şüphelendiği için kuruma gittiğini, burada kullanılan kira sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını tespit ettiğini ve şikayetçi olduğunu ifade etmiştir.
3. ... Doğalgaz Dağıtım Sanayi ve Ticaret A.Ş'nin 11.04.2014 tarihli yazıları ekinde abonelik sırasında ibraz edilen kira kontratının gönderildiğinin belirtildiği, soruşturma aşamasında savcılık tarafından kurum tarafından gönderilen kira sözleşmesi üzerindeki yazı imzaların incelenmesine ilişkin 12.01.2015 tarihli bilirkişi raporu alındığı, ilgili raporda sözleşme üzerindeki yazıların ... eli ürünü olduğunun, imzaların ise taklit olması nedeniyle kime ait olduğunun tespit edilemediğinin bildirildiği görülmüştür.
4. Mahkemece sanıklar hakkında, suça konu kira sözleşmesini sahte olarak düzenledikleri sabit görülerek, özel belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmalarına ilişkin temyize konu mahkumiyet hükümleri kurulmuştur.
IV. GEREKÇE
1. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.10.2003 tarih ve 232/250 sayılı kararında açıklandığı üzere, onaysız fotokopi niteliğinde olup suret belge özelliği taşımayan belgelerin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı ve aldatıcılık niteliği bulunmayacağından sahtecilik suçunun unsurları itibarıyla oluşmayacağı gözetilerek, dosyada ''suça konu kira sözleşmesi'' olarak işaretli belge üzerinde Heyetimizce yapılan gözlemde, belgenin ''renkli fotokopi'' belge özellikleri gösterdiğinin değerlendirilmesi ile dosya kapsamında suça konu belge üzerinde yapılan incelemeye ilişkin 12.01.2015 tarihli bilirkişi raporunda da belgenin asıl veya suret olup olmadığı yönünde bir inceleme yapılmamış olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi bakımından, dosyada mevcut kira sözleşmesi üzerinde bu yönde inceleme yaptırılması ile asıl veya fotokopi olup olmadığının açıklığa kavuşturulmasından sonra sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile mahkumiyet hükümleri kurulması,
2. Kabule göre de, sanık savunmaları ve katılan beyanları ile sanıkların suç tarihinde müştekinin evini gerçekte de kiralamış olduklarının anlaşılması karşısında, eylemlerinin 5237 sayılı Kanun'un 211 inci maddesinde öngörülen "bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla özel belgede sahtecilik" suçunu oluşturup oluşturmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Nedenleriyle, sanıklar hakkında kurulan hükümler hukuka aykırı bulunmuştur.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle Gebze 1.Asliye Ceza Mahkemesinin, 20.05.2015 tarihli ve 2015/219 Esas, 2015/.634 Karar sayılı kararına yönelik sanıkların temyiz isteği yerinde görüldüğünden hükümlerin, 1412 sayılı Kanun’un 321 inci maddesi gereği, Tebliğname’ye uygun olarak, oy birliğiyle BOZULMASINA,
Dava dosyasının, Mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
02.05.2023 tarihinde karar verildi.