YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

30 yaşında geçirilen iş kazası sonucu %100 iş göremez kalan kişi için, ne kadar maddi tazminat ödenebileceği hk.

Karar Özeti

Somut olayda, dava dışı sigorta şirketi tarafından davacı kazalıya yargılamaya konu trafik iş kazasından dolayı 30/06/2017 tarihinde maddi tazminata karşılık gelmek üzere yapılan ödemenin hükme esas 01/04/2019 tarihli bilirkişi hesap raporu ile belirlenen 594.693,16 TL maddi tazminattan tenzil edilmemesi hatalı olmuştur.

 

Mahkemece yapılacak iş dava dışı sigorta şirketi tarafından ödemenin yapıldığı 30/06/2017 tarihindeki veriler esas alınarak davacının gerçek zararını hesaplatmak, sigorta şirketi tarafından maddi tazminata karşılık olarak yapılan 225.000,00 TL ödemenin bu zararı hangi oranda karşıladığını belirlemek ve 01/04/2019 tarihli bilirkişi hesap raporu ile belirlenen 594.693,16 TL maddi tazminattan bu oranda indirim yapmak, indirim sonucunda varsa kalan miktara hükmetmek, yoksa davacının maddi tazminat isteminin reddine karar vermekten ibarettir.

Karar

10. Hukuk Dairesi         2021/9103 E.  ,  2021/11068 K.

"

Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi

 

Mahkemesi : ... 28. İş Mahkemesi

İş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi zararının tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece mahkemesince ilamda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesince davacının istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

 

... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi ve de duruşma talep edilmesi üzerine, dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 02.02.2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmiştir. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı adına Av. ... ile davacı adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek, dosyanın geri çevrilmesine karar verildi. Eksiklikler tamamlandıktan sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıt okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

 

I-İSTEM

 

Davacı dava dilekçesi ve ıslahla toplam 300.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.

 

II-CEVAP

 

Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

 

III-MAHKEME KARARI

 

A-İLK DERECE MAHKEME KARARI

 

İlk derece mahkemesince davacının talebiyle bağlı kalınarak maddi tazminat isteminin kabulüne, 60.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

 

B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

 

İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının başvurusunun saklı tutulan maddi tazminat kısmının hükümde belirtilmesi ve manevi tazminatın azlığı yönlerinden kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacının maddi tazminat isteminin talebi ile bağlı kalınarak kabulüne, fazlaya ilişkin 294.693,16 TL maddi tazminat talep hakkının saklı tutulmasına, 100 bin TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

 

C-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:

 

Davalı temyiz dilekçesinde özetle, davacının araçta bir görevi olmamasına karşın verilen talimata aykırı bir şekilde kaza yapan araca bindiğini, bulunmaması gereken yerde bulunduğu için kaza geçirerek yaralanan davacıya kusur verilmemesinin hatalı olduğunu, aracın kaza yaptığı yerin olay günü gidilecek yol güzergahı olmadığını, sürücü ...'in farklı bir güzergahtan gittiğini, o saatte öyle bir kamyonun o mahalle girişinin yasak olduğunu, ...'in yüklü kamyonla yokuş aşağı inerek kaza yaptığını normal güzergahtan gidilmiş olsaydı kazanın yaşanmayacağını, kazanın meydana gelmesinde ...’in de kusuru olduğunu, trafik kaza tespit tutanağında ve dosya kapsamında aracın frenlerinin patladığı yönünde bir tespit bulunmadığı halde, salt davacı ve araç sürücüsü ...’in beyanlarına göre aracın frenlerinin patladığı yönünde bir kabul ile kusur raporları tanzim edilmesinin doğru olmadığını, dosyada alınan ilk bilirkişi kusur raporunda sürücü ...’e %20 kusur verildiğini, bu dikkate alınmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, davacının tanık olarak dinlettiği sürücü ...'in de yaralanmasından dolayı kendileri aleyhine tazminat davası açtığını, hasım olan tanık beyanına göre karar verilmesinin doğru olmadığını, davacı ve dinlenen davacı tanıkları araca fazla yük yüklendiği iddiasında bulunmuş iseler de bu hususun doğru olmadığını, hesap raporunda maddi hatalar bulunduğunu, bu hatalar dikkate alınmadan karar verilmesinin doğru olmadığını, dava kısmen kabul kısmen red olmasına karşın red vekalet ücreti verilmemiştir, manevi tazminatın ıslah dilekçesi ile talep edildiğini, buna yönelik talebin davalıya tebliğ edilmesi gerektiği halde edilmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını, kusur raporlarının denetime elverişli olmadığını, ehliyet sahibi bir kişi açısından hem freni arızalı, hem de istiap haddinin üzerinde aşırı yüklenmiş bir kamyonu kullanmanın bile başlı başına bir kusur olduğunu, kendileri ile çıkar çatışması bulunan şoförün, kendi davası için beyanda bulunduğunu ve aksi olanaklı mı diye bakılmadan bilirkişilerin bu iddiaya dayalı rapor düzenlediklerini, kaza tarihinde aracın muayenesinin geçerli olduğunu, yine kazaya konu kamyonun da içerisinde yer aldığı ağır vasıta sınıfı araçlarda fren tutmama arızasının, fren kampanaları ve fren disklerindeki aşırı ısınması ile de alakalı olduğunu, fren kampanası ve fren diskinin pik dökümden imal edildiği ve sürekli balata ile sürtünmeye maruz kaldığı için ısınan parçalar olduğunu, bu nedenle ağır vasıta araç kullanıcılarının, özellikle inişli yollarda küçük vitesle inerek freni minimum seviyede kullanması gerektiğini ve yine rampa inişlerinde araç hızını düşürmek amacıyla ayağın fren pedalı üzerinde tutulmasının fren balatalarının şişmesinden dolayı frenlerinin tutmamasına neden olacağının bilinmesi gerektiğini, dik rampada meydana gelen kazalar için kamyon frenlerinin tutmaması söz konusuysa, kazanın balataların aşırı ısınmasından ve tamamen şoför kusurundan kaynaklanabileceğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususu hiç tartışılmadığını, davacının araçta görevlendirildiğini kanıtlayabilmek için dağıtımın zor ve karışık olduğu gerekçesine dayandığını, oysa dava dosyasındaki yazılı kanıtlara göre dağıtımın sadece iki markete; Real ve Carrefour'a yapılacağını, davacıya 03/03/2017 tarihinde 302.941,00 TL olarak ödenen sigorta tazminatının mahsup edilmediğini, konuyla ilgili olarak, mezkur sigorta şirketinin kendileri aleyhine Edirne İcra Dairesinin 2019/14440 Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattığını, bu durumun davacının sebepsiz zenginleşmesine neden olduğunu, davacının olay tarihinde 31 yaşında olduğu kabulünden hareketle PMF yaşam tablosuna göre 37 yıl bakiye ömrü olduğu belirtilerek 31/12/2049 tarihine kadar fazladan 8 aylık bir hesaplama yapıldığını, manevi tazminatın fazla olduğunu, ıslah harcının eksik olduğunu, işleyecek faizin de alınacak harç hesabında dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.

 

Ç-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:

 

Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre; davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
Dosya kapsamından davacıda iş kazası sonucunda oluşan sürekli iş göremezlik oranının %100 olduğu, iş kazasının meydana gelişinde davalı işverenin %100 oranında kusurlu olduğu, davacı kazalının Sigorta Tahkim Komisyonu’nun 08/03/2017 tarih ve 2017/8441 Karar sayılı, kazalıya 225.000,00 TL maddi tazminat ödenmesi gerektiğine dair kararını ilamlı icraya koyması sonucunda kaza yapan aracın dava dışı ZMMS sigortacısı ... tarafından davacı kazalı için ... 6. İcra Dairesi’nin 2017/4453 Esas sayılı doyasına 30/06/2017 tarihinde 297.645,40 TL ve 18/07/2017 tarihinde 5.296,46 TL olmak üzere toplam 302.941,86 TL ödendiği, buna karşılık dosya kapsamına göre bu tutarların içerisinde maddi tazminat olarak ödenen tutarın 225.000,00 TL ve ödeme tarihinin 30/06/2017 tarihi olduğu anlaşılmaktadır.

 

Bir hususun varlığı veya yokluğu mahkemenin davayı esası bakımından inceleyip, karara bağlamasına engel teşkil ediyorsa, dava şartı söz konusudur. Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Bu noktada, dava hakkının bir anlamda dava şartı olduğu kuşkusuzdur. Dava hakkının varlığı ya da düşmüş bulunmasının incelenmesi, doğrudan hâkime verilmiş ödevlerden olması karşısında, Yargıtay Dairesi, önceden ileri sürülmemiş olsa bile temyiz aşamasında dava şartının tamam olup olmadığını kendiliğinden gözetebilir.
Davanın hukuksal niteliği gereği davalı, temyiz aşamasında dava konusu borcu söndüren nitelikte bir belge vermişse, bu belge üzerinde gerekli inceleme yapılmak suretiyle bir karar verilmesi gerekir. Gerçekten de, yargılamada davayı inkâr eden davalının savunması borcun bulunmadığı savunmasını da kapsar. O nedenle, davalının borcun ne sebeple bulunmadığını açıklama ve iddianın aksine, delillerini ikame etme hakkının ortadan kalktığından söz edilemez. Belirtilen nedenlerle, temyiz aşamasında sunulan ve borcu söndüren bir belgenin varlığı karşısında savunmanın genişletilmesi yasağından da söz edilemeyecektir.

 

Sonuç itibariyle; yargılama aşaması henüz tamamlanmamış böyle bir durumda, borcu itfa eden belgenin veya dava şartının söz konusu olduğu hallerde, dava sonuçlanıp kesinleşmemiş ise, ibraz edilen ve borcu söndüren yazılı belgenin dikkate alınması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.07.2007 gün 2007/13-453 Esas ve 2007/453 Karar sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.

 

Somut olayda, dava dışı sigorta şirketi tarafından davacı kazalıya yargılamaya konu trafik iş kazasından dolayı 30/06/2017 tarihinde maddi tazminata karşılık gelmek üzere yapılan ödemenin hükme esas 01/04/2019 tarihli bilirkişi hesap raporu ile belirlenen 594.693,16 TL maddi tazminattan tenzil edilmemesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş dava dışı sigorta şirketi tarafından ödemenin yapıldığı 30/06/2017 tarihindeki veriler esas alınarak davacının gerçek zararını hesaplatmak, sigorta şirketi tarafından maddi tazminata karşılık olarak yapılan 225.000,00 TL ödemenin bu zararı hangi oranda karşıladığını belirlemek ve 01/04/2019 tarihli bilirkişi hesap raporu ile belirlenen 594.693,16 TL maddi tazminattan bu oranda indirim yapmak, indirim sonucunda varsa kalan miktara hükmetmek, yoksa davacının maddi tazminat isteminin reddine karar vermekten ibarettir.

 

O hâlde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi'nin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.

 

SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, davalı avukatı yararına takdir edilen 3.050 TL duruşma avukatlık parasının davacıya yükletilmesine, 28/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

 

Bu sayfa 377 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor