DERNEKLER HUKUKU VE DERNEK ÜYELİĞİNİN SONA ERMESİ
A. GİRİŞ
4721 sayılı TMK’nin m. 56/1 hükmüne göre “Dernekler, gerçek veya tüzel en az yedi kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır.”. Tanımdan da anlaşılacağı üzere dernekler gerçek veya tüzel kişi en az yedi kişinin katılımıyla kurulabilmektedir. Kanun hükmünde de açıkça ifade edildiği üzere derneklerin amacı hiçbir şekilde kazanç paylaşma olamaz.
Dernekler tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır. Derneğin kendisi tüzel kişi olmasına rağmen derneğin şubesi tüzel kişiliğe sahip değildir. Dernek şubelerinin organlarının bulunması, şubelerin tüzel kişiliği bulunduğu sonucunu doğurmamaktadır.[1]
Tüzel kişi olan dernekler şirketler gibi kişi topluluğu türüne girmektedir. Ancak derneklerin kuruluş amacı şirketlerden farklıdır. Şirketlerin amaçları kazanç paylaşmak olmasına rağmen dernekler ancak “kazanç paylaşma dışında” bir amaçla kurulabilmektedirler. Derneklere dahil olan gerçek ve tüzel kişilere ise üye denilmektedir.
4721 sayılı TMK’ye göre Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Her derneğin bir tüzüğü bulunur. [2]
Hukuk sistemimizde dernek kurma hakkı bakımından özgürlük sistemi benimsenmiştir. Bu nedenle Yargıtay öngörülen istisnai haller dışında yeni kapatma nedenlerinin oluşturulamayacaktır. İsim benzerliğinin kapatma nedenleri arasında düzenlenmemesi nedeniyle Anayasanın dernek kurma özgürlüğü ilkesine aykırı olarak; kapatma nedeni olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı yönünde bir içtihat geliştirmiştir.[3]
B. DERNEKLERDE ÜYELİK
Kural olarak hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve hiçbir dernek de üye kabul etmeye zorlanamaz. (TMK m.63). Üye olmanın ön koşulu ise fiil ehliyetine sahip olmaktır. Gerçekten de TMK m.64/1’de “Fiil ehliyetine sahip bulunan her gerçek kişi ile tüzel kişiler, derneklere üye olma hakkına sahiptir.” Denilmektedir. Kendisine başvurulan dernek 30 gün içinde başvuruyu bir karara bağlayıp başvuruyu yapana yazıyla bildirmesi gerekmektedir. (TMK m64/2). 30 gün geçmesine rağmen herhangi bir cevap alınmazsa bu durumda isteğin reddedildiği şeklinde yorum yapmak gerekir. Unutulmamalıdır ki üyeliğin kabulü veya reddi dernek açısından bir takdir hususu olduğundan üyeliğin reddine karşı bir kanuni yol mevcut değildir.
C. Dernek Üyeliğinin Sona Ermesi:
1.Kendiliğinden sona erme
Dernek üyeliğinin kendiliğinden sona ermesi TMK m. 65’te düzenlenmiştir. Hükme göre üyelik için kanunda veya tüzükte aranılan nitelikleri sonradan kaybedenlerin dernek üyeliği kendiliğinden sona erer. Dikkat edileceği üzere üyeliğin kendiliğinden sona ermesi sadece kanundaki ölüm veya ehliyet kaybı gibi nedenlerle değil, dernek tüzüğünde aranılan bir takım şartların sonradan kaybedilmesi ile de olabilmektedir.
2. Çıkma ile sona erme
Kanunun devamında düzenlenen 66. Maddesinde ise dernek üyeliğinin çıkma ile nasıl sona erdiği düzenlenmiştir. İlgili hükme göre hiç kimse, dernekte üye kalmaya zorlanamaz. Her üye yazılı olarak bildirmek kaydıyla, dernekten çıkma hakkına sahiptir. Görüldüğü üzere dernekten çıkma için üyenin herhangi bir sebep göstermesi gerekmez. Dernek üyesinin yazılı bir istifa belgesini dernek yönetimine usulüne uygun olarak tebliğ etmesi dernek üyeliğinden çıkması için yeterlidir.
2.Çıkarılma ile sona erme
Dernek üyeliğini sona erdiren bir diğer hal ise çıkarılmadır. TMK m. 67/1’de düzenlenen ilgili hükümde tüzükte üyelerin çıkarılma sebeplerinin gösterilebileceği düzenlenmiştir. Devam fıkrasında ise, dernek tüzüğünde üyelerin çıkarılma sebepleri gösterilmişse, gösterilen sebebe istinaden çıkarma kararına bu sebeplerin haklı sayılamayacağı iddiasıyla itiraz edilemeyeceği ifade edilmiştir. (TMK m. 67/2).
TMK’nin m.67/3 hükmünde ise tüzükte çıkarma müessesesi düzenlenmemişse üyelerin ancak haklı sebeple çıkarılabileceği düzenlenmiş ve alınan bu çıkarma kararına haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebileceği düzenlenmiştir.[4]
Ez cümle üyelikten çıkarılma koşullarının dernek tüzüğünde ayrıntılı olarak düzenlenmesi çıkarılma sebebinin haklı olup olmadığı yönündeki itirazlara karşı bir savunma mekanizması olarak işlev görmektedir.
Önemle belirtmek gerekir ki derneklerde üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı genel kurul verir. Eğer dernek üyeliğinden çıkarılma kararını yönetim kurulu vermiş ise, verilen bu çıkarma kararına karşı dernek için denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz. [5]
Üyelikten haklı nedenle çıkarılan kişi, ihraç kararının alındığı genel kurul toplantısına katılmışsa, dernekten ihraç kararının verilme tarihinden itibaren bir ay içinde iptal davasını açmalıdır. Toplantıda hazır bulunmamışsa da bir aylık süresi kararı öğrenme tarihinde başlar. Fakat bu süre her halde karar tarihinden itibaren üç ayı aşamaz. Bu süre hak düşürücü olup, def’i değil itiraz niteliğindedir.
D. Ödenti verme borcu
Üyelerin ödenti verme borcu tüzükle düzenlenir. Tüzükte düzenleme yoksa üyeler, dernek amacının gerçekleşmesi ve borçlarının karşılanması için zorunlu ödentilere eşit olarak katılırlar. Dernekten çıkan veya çıkarılan üye, üyelikte bulunduğu sürenin ödentisini vermek zorundadır. (TMK m.70/1)
Onursal üyeler ise ödenti vermek zorunda değildir. Zira onursal üyelerin oy hakları da yoktur.
E. Derneklere ilişkin uyuşmazlıklarda Yargılama usulü
5253 sayılı Dernekler Kanununun 18. Maddesine göre “Bu Kanunla ilgili olarak hukuk mahkemelerinde bakılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” Denilmektedir. Hükümden de anlaşılacağı üzere Dernekler Kanunu ile ilgili olarak hukuk mahkemelerinde bakılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır.
F. Derneklere ilişkin uyuşmazlıklarda Yetki Kuralı:
Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece re'sen göz önüne alınması gerekir.[6]
G. Aidat Ödeme Yükümlülüğünde Temerrüt Hususu:
Üzerinde önemle durulması gereken bir diğer husus ise Aidat Ödeme Yükümlülüğünde Temerrüt konusudur. Dernek üyesinin aidat borcu dolayısıyla ayrıca temerrüde düşürülüp düşürülmemesi konusunda Yargıtay bir kararında her yıla ait aidat borcunun ait olduğu yılın sonuna kadar ödenmesi gerektiğinden; üyelik hukukunun ve hukuki ilişkinin niteliği ve mahiyeti gereği üyenin bu borcundan dolayı ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek olmadığını ifade etmiştir.[7]
[1] Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2012/14590 E., 2013/1694 K. sayılı ilamında;
https://kararkutuphanesi.com/yazi.php?id=11885&Derneklere-sube-acma-imkaninin-taninmasi-ve-dernek-subelerinin-organlarinin-bulunmasinin-subelerin-tuzel-kisiliginin-bulundugu-sonucunu-dogurmayacagi-hk “Bu itibarla, 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 2/h maddesi hükmünde de dernek şubeleri, dernek faaliyetlerinin yürütülebilmesi için bir derneğe bağlı olarak açılan, tüzel kişiliği olmayan ve bünyesinde organları bulunan alt birim olarak tanımlanmıştır. Bu olgu gözetildiğinde, kanun ile derneklere şube açma imkanının tanınması ve dernek şubelerinin organlarının bulunması, şubelerin tüzel kişiliği bulunduğu sonucunu doğurmamaktadır.”
[2] Yargıtay HGK 2013/7-1732 E., 2015/897 K. sayılı ilamında;
https://kararkutuphanesi.com/yazi.php?id=11882&Herkesin-onceden-izin-almaksizin-dernek-kurma-hakkina-sahip-oldugu-ve-her-dernegin-bir-tuzugunun-bulundugu-hk “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 56. ve devamı maddelerine göre, dernekler, en az yedi gerçek kişinin kazanç paylaşma dışında belirli ve ortak bir amacı gerçekleştirmek üzere, bilgi ve çalışmalarını sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturdukları, tüzel kişiliğe sahip kişi topluluklarıdır. Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma hakkına sahiptir. Her derneğin bir tüzüğü bulunur.”
[3] Yargıtay HGK 2013/7-1732 E., 2015/897 K. sayılı ilamında;
https://kararkutuphanesi.com/yazi.php?id=11883&Isim-benzerliginin-kapatma-nedenleri-arasinda-duzenlenmemesi-nedeniyle-Anayasanin-dernek-kurma-ozgurlugu-ilkesine-aykiri-olarak-kapatma-nedeni-olarak-kabul-edilmesinin-mumkun-olmadigi-hk “Yukarıda belirtilen mevzuat incelenmesinde; hukuk sistemimizde dernek kurma hakkı bakımından özgürlük sisteminin benimsendiği anlaşılmıştır. Bu nedenle öngörülen istisnai haller dışında yeni kapatma nedenleri oluşturulamayacağı gibi, isim benzerliğinin kapatma nedenleri arasında düzenlenmemesi nedeniyle Anayasanın dernek kurma özgürlüğü ilkesine aykırı olarak; kapatma nedeni olarak kabul edilmesi mümkün değildir.”
[4] Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2001/16245 E., 2002/2920 K. sayılı ilamında;
https://kararkutuphanesi.com/yazi.php?id=11886&Mahkemece-dernekten-cikarilma-kararinin-hakli-sebeplere-dayanip-dayanmadiginin-takdiri-sonucuna-gore-karar-verilmesi-gerektigi-hk “Dernekler hakkında öncelikle Türk Medeni Kanunu hükümleri uygulanır (4722s.Ymd.7). Önceki Türk Kanunu Medenisinin 65. maddesiyle uyumlu olarak, Türk Medeni Kanununun 67. maddesinde "Tüzükte çıkarma düzenlenmemişse üye ancak haklı nedenlerle çıkarılabilir. Bu çıkarma kararına, haklı sebep bulunmadığı ileri sürülerek itiraz edilebilir" hükmü getirilmiştir. O halde mahkemece toplanan delillere göre çıkarma kararının haklı sebeplere dayanıp dayanmadığının takdiri sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı gerekçelerle davanın reddi yeniden bozmayı gerektirmiştir.”
[5] Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2007/12620 E., 2007/13265 K. sayılı ilamında;
https://kararkutuphanesi.com/yazi.php?id=11881&Dernegin-diger-organlarinin-kararlarina-karsi-dernek-icin-denetim-yollari-tuketilmedikce-iptal-davasi-acilamayacagi-hk “Üyeliğe kabul ve üyelikten çıkarma hakkında son kararı genel kurul verir. ( TMK. md. 80 ) üye, kanuna veya derneğin tüzüğüne aykırı olup da kendi muvafakati dışında verilen genel kurul kararlarına karşı dava açma hakkına sahiptir. ( TMK. md. 83 ) Derneğin diğer organlarının kararlarına karşı, dernek için denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz. ( TMK. md. 83/2 ) Olayda iptali istenilen karar genel kurula ait değildir. Yönetim kurulu kararıdır.”
[6] Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/1169 E., 2021/3245 K. sayılı ilamında;
https://kararkutuphanesi.com/yazi.php?id=9073&Dernek-ile-uyeler-arasindaki-davalarin-dernek-merkezinin-bulundugu-yerdeki-mahkemede-bakilacagina-dair-yetki-kurali-kesin-nitelikte-olup-kamu-duzenine-iliskin-oldugu-hk “Somut olayda, dernek üyeliğinden ihraç kararının iptali istenilen derneğin tüzüğünde merkezinin İstanbul (İstanbul Adliyesi yargı çevresinde) olarak belirtildiği anlaşılmaktadır. Derneklerle ilgili mevzuatta düzenlenen dernek ile üyeler arasındaki davaların dernek merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemede bakılacağına dair yetki kuralı kesin nitelikte olup kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece re'sen gözönüne alınması gerekir.”
[7] Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2003/4200 E., 2003/5602 K. sayılı ilamında;
https://kararkutuphanesi.com/yazi.php?id=11884&Her-yila-ait-aidat-borcunun-ait-oldugu-yilin-sonuna-kadar-odenmesi-gerektiginden-uyelik-hukukunun-ve-hukuki-iliskinin-niteligi-ve-mahiyeti-geregi-uyenin-bu-borcundan-dolayi-ayrica-temerrude-dusurulmesine-gerek-olmadigi-hk “Dernek tüzüğünde yıllık aidatların ödeme günü belirlenmemiştir. Bu konuda yönetim kurulunca alınmış bir kararın da varlığı iddia edilmemiştir. Ancak, her yıla ait aidat borcunun ait olduğu yılın sonuna kadar ödenmesi gerektiği; üyelik hukukunun ve hukuki ilişkinin niteliği ve mahiyeti gereği olduğundan, üyenin bu borcundan dolayı ayrıca temerrüde düşürülmesine gerek yoktur. TBK. m.117/2 (818 s. BK 101/2) maddesi gereğince borçlu ifa zamanının hitamı ile kendiliğinden mütemerrit olur.”