Tanıklar M. A. ve E. T.'nin soruşturma ve kovuşturma beyanlarından sanığın 17/25 Aralık öncesi örgütün sohbet tabir edilen faaliyetlerine katıldığı, 17/25 Aralık sürecinden sonra katıldığına dair bir beyan bulunmadığı görülmüştür.
Sanığa eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden yapılan değerlendirilmesinde; FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün öncesinde çekirdek kadrosu tarafından bilinen ve 17/25 Aralık, MİT tırları v.s gibi örgütün kamu kurumlarındaki mensupları aracılığıyla gerçekleştirilen olaylardan sonra toplumun geneli tarafından ayırdına varılmaya başlanan devleti ele geçirme gayri meşru amacı deşifre olduktan sonra hakkında düzenlenen sosyal çevre araştırma raporu ile de sabit olduğu üzere sanığın, sohbet, himmet, mahrem birimde görev alma gibi eylemlerinin bulunmaması, örgüte ait gizli haberleşme programlarını kullandığına dair bir tespit ve iddia bulunmaması, sanığın 17/25 Aralık öncesi sohbet adlı faaliyetlere katılması, örgüte ait yayınlara aboneliği, örgüte müzahir derneğe üyeliği, sanığın örgütle organik bağ kuracak şekilde süreklilik, yoğunluk çeşitlilik arz eden eylemleri niteliğinde olmayıp örgüt üyeliği boyutuna varmayan sempati düzeyinde kalan eylemler olarak değerlendirilmiştir.
Sanığın eyleminin örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu yönünden yapılan değerlendirilmesinde, sanığın örgüte müzahir bankada 2002 yılından itibaren hesabının bulunması, ve bu hesapta mevduatının bulunması, her ne kadar örgütsel çağrı dönemine denk gelen dönemde hesap hareketleri mevcut ise de, sanığın söz konusu hesabı ilgili bankaya TMSF tarafından el konulduğu tarihten sonra da 2016 yılının başlarına kadar kullanmış olması, TMSF tarafından el konulduktan sonra yeni katılım hesabı açmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın ilgili banka nezdindeki hesap hareketlerinin olağan bankacılık işlemleri dışında örgüt talimatı ile örgüte yardım kastı ile gerçekleştirilen işlemler olduğuna dair somut bir delil bulunmadığı görülmüştür.
Sanık savunması, tanık beyanları, dijital metaryal inceleme raporları,bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın atılı suçu işlediği sabit olmadığından beraatine karar verilmiştir.
3. Ceza Dairesi 2021/16116 E. , 2023/2137 K.
"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
İlk Derece Mahkemesince silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hükme yönelik istinaf incelemesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen esastan ret kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (5271 sayılı Kanun) 286 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca temyiz edilebilir olduğu, 260 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz edenin hükmü temyize hak ve yetkisinin bulunduğu, 291 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin süresinde olduğu, 294 üncü maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz dilekçesinde temyiz sebeplerine yer verildiği, 298 inci maddesinin birinci fıkrası gereği temyiz isteminin reddini gerektirir bir durumun bulunmadığı yapılan ön inceleme neticesinde tespit edilmekle, gereği düşünüldü :
I. HUKUKÎ SÜREÇ
1. ...Ağır Ceza Mahkemesinin, 27.11.2018 tarihli ve 2017/167 Esas, 2018/337 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2-e maddesi uyarınca beraat kararı verilmiştir.
2. ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 15.03.2019 tarihli ve 2019/193 Esas ve 2019/605 sayılı kararıyla sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan İlk Derece Mahkemesince kurulan hükme yönelik o yer Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunun, 5271 sayılı Kanun'un 280 inci maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir
3. Dava dosyası, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 09.10.2021 tarihli ve bozma görüşünü içerir Tebliğname ile Daireye tevdi olunmuştur.
II. TEMYİZ SEBEPLERİ
Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz istemi özetle; delil durumuna göre sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.
III. OLAY VE OLGULAR
Temyizin kapsamına göre;
A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü
Sanık ... hakkında örgüt liderinin çağrısı üzerine Bank Asyaya para yatırdığı, örgüte müzahir derneğe üye olduğu, örgütün sohbet tabir edilen faaliyetlerine katıldığı, örgüte müzahir Karmased isimli dernekte mütevelli olduğundan bahisle silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kamu davası açılmıştır.
Sanığın Bank ... hesap hareketleri üzerinde hesap uzmanı bilirkişi tarafından tanzim olunan 07.03.2018 tarihli raporun incelenmesinde;sanığın ilgili banka nezdinde 05.09.2002 tarihinde açılmış hesabının bulunduğu, 31.12.2013 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin 15.028,58 TL olduğu, 24.12.2012 tarihinde 14.672,11 TL değerinde 182,33 gram altın teslim ederek altın mevduat hesabı açtırdığı, 16.09.2014 tarihinde 13.000,00 TL nakit teslimatla 180 ... vadeli katılım hesabı açtırdığı, 04.02.2015 tarihinde 15.000,00 TL nakit teslimatla 91 ... vadeli katılım hesabı açtırdığı, 29.06.2015 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin 40.600,72 TL olduğu, 26.08.2015 tarihinde altın mevduatı TL'ye çevrilip hesaptaki paranın tamamı birleştirilip 41.175,99 TL tutarında 31 ... vadeli katılım hesabı açtırdığı, 30.09.2015 tarihi itibariyle hesap bakiyesinin 41.377,00 TL, 31.12.2015 tarihi itibariyle 30.789,05 TL olduğu, 07.03.2016 tarihi itibariyle para çekilmesi sonucu 10,36 TL'ye gerilediği görülmüştür.
Trabzon Valiliği İl Dernekler Müdürlüğünden soruşturma sırasında alınan 12.04.2017 tarihli yazı ekindeki belgenin incelemesinde; örgüte müzahir Küresel Doktorlar Trabzon Derneğine 14.02.2018 tarihinde üye olduğu, 29.03.2009-15.08.2011 tarihleri arasında denetim kurulu asil üyeliği ve 28.03.2015-01.12.2015 tarihleri arasında denetim kurulu yedek üyeliği görevlerinde bulunduğu, söz konusu derneğin 27.02.2016 tarihinde genel kurul kararı ile fesih edildiği görülmüştür.
Sanığın soruşturma neticesi el konulan dijital metaryallerinin incelenmesi neticesi Trabzon İl Emniyet Müdürlüğü tarafından düzenlenen 17.09.2018 tarihli export ve 28.09.2018 tarihli inceleme
raporunun incelenmesinde; atılı suç yönünden bir veri tespit edilmediği, sanığın ByLock ve benzeri örgütsel haberleşme programlarını kullandığına dair bir tespit ve iddia bulunmadığı görülmüştür.
Sanık hakkında soruşturma sırasında Of İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmaya istinaden tanzim olunan 26.01.2017 tarihli araştırma tutanağında "şahsın 17/25 Aralıktan önce paralel yapı ile bağlantılı olduğu, 17/25 Aralıktan sonra bağlantısını kopardığı, şahsın ilçede iş yeri açtıktan sonra ilçede bulunan paralel yapı mensuplarının bir kısmının şahsı tekrar içlerine çekmeye çalıştıkları ancak şahsın karşı çıktığı, ilçede ikamet ettikten sonra paralel yapı sohbet ve toplantılarına katıldığına dair herhangi bir bilginin bulunmadığının" bildirildiği görülmüştür.
Tanıklar M. A. ve E. T.'nin soruşturma ve kovuşturma beyanlarından sanığın 17/25 Aralık öncesi örgütün sohbet tabir edilen faaliyetlerine katıldığı, 17/25 Aralık sürecinden sonra katıldığına dair bir beyan bulunmadığı görülmüştür.
Sanığa eyleminin silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden yapılan değerlendirilmesinde; FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün öncesinde çekirdek kadrosu tarafından bilinen ve 17/25 Aralık, MİT tırları v.s gibi örgütün kamu kurumlarındaki mensupları aracılığıyla gerçekleştirilen olaylardan sonra toplumun geneli tarafından ayırdına varılmaya başlanan devleti ele geçirme gayri meşru amacı deşifre olduktan sonra hakkında düzenlenen sosyal çevre araştırma raporu ile de sabit olduğu üzere sanığın, sohbet, himmet, mahrem birimde görev alma gibi eylemlerinin bulunmaması, örgüte ait gizli haberleşme programlarını kullandığına dair bir tespit ve iddia bulunmaması, sanığın 17/25 Aralık öncesi sohbet adlı faaliyetlere katılması, örgüte ait yayınlara aboneliği, örgüte müzahir derneğe üyeliği, sanığın örgütle organik bağ kuracak şekilde süreklilik, yoğunluk çeşitlilik arz eden eylemleri niteliğinde olmayıp örgüt üyeliği boyutuna varmayan sempati düzeyinde kalan eylemler olarak değerlendirilmiştir.
Sanığın eyleminin örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçu yönünden yapılan değerlendirilmesinde, sanığın örgüte müzahir bankada 2002 yılından itibaren hesabının bulunması, ve bu hesapta mevduatının bulunması, her ne kadar örgütsel çağrı dönemine denk gelen dönemde hesap hareketleri mevcut ise de, sanığın söz konusu hesabı ilgili bankaya TMSF tarafından el konulduğu tarihten sonra da 2016 yılının başlarına kadar kullanmış olması, TMSF tarafından el konulduktan sonra yeni katılım hesabı açmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, sanığın ilgili banka nezdindeki hesap hareketlerinin olağan bankacılık işlemleri dışında örgüt talimatı ile örgüte yardım kastı ile gerçekleştirilen işlemler olduğuna dair somut bir delil bulunmadığı görülmüştür.
Sanık savunması, tanık beyanları, dijital metaryal inceleme raporları,bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince sanığın atılı suçu işlediği sabit olmadığından beraatine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü
İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından isabetsizlik bulunmadığı belirlenmiştir.
IV. GEREKÇE
Mahkemenin, takdir ve değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmamakla tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, karar gerekçelerine göre Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısının temyiz talebinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden, sanık hakkında kurulan beraat hükmünde hukuka aykırılık bulunmamıştır.
V. KARAR
Gerekçe bölümünde açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin, 15.03.2019 tarihli ve 2019/193 Esas, 2019/605 sayılı kararında Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet savcısınca öne sürülen temyiz sebepleri ve 5271 sayılı Kanun’un 289 uncu maddesinin birinci fıkrası ile sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda hukuka aykırılık görülmediğinden, 5271 sayılı Kanun’un 302 nci maddesinin birinci fıkrası gereği, Tebliğname’ye aykırı olarak, oy birliğiyle TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ İLE HÜKMÜN ONANMASINA,
Dava dosyasının, 5271 sayılı Kanun’un 304 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca Trabzon 3. Ağır Ceza Mahkemesine, Yargıtay ilâmının bir örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,
11.04.2023 tarihinde karar verildi.