YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Faiz alacağının ayrı bir dava veya ıslahla davaya dahil edilebileceği hk.

Karar Özeti

Faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. O halde; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebileceğinden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yukarıda yazılı gerekçeler ile hükmün düzeltilerek onanması HUMK. 438/7 maddesi gereğidir.

Karar

 

3. Hukuk Dairesi         2020/8977 E.  ,  2021/2307 K.

 

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

 

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalılar ..., ..., ...., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

Davacı, ...'den 11/05/2005 tarihli noterde yapılan satış vaadi sözleşmesi ile taşınmaz satın aldığını, Erdemli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/247 Esas-2007/639 K. sayılı ilamı ile sözleşmenin imza tarihinde ...’in kısıtlı olduğu gerekçesi ile iptal edildiğini, sözleşme yapılırken oğlu ...’in de yanında olduğunu bu durumun kendisinden gizlendiğini, kaza sonucu işini göremez hale gelmesi nedeniyle kısıtlılık kararı verildiğini ve vasilik kararının ilan edilmediğini, satış için ayrıca şahitler huzurunda 16.000 TL değerinde köy senedi düzenlendiğini, bahçenin satın alındığında harap durumda olduğunu, iki kamyon toprak döktürüldüğünü, ağaçların bakımının, ilaçlamasının, gübrelemesinin yaptırıldığını, bahçenin etrafına duvar ördürüldüğünü, 5.100 TL masraf yapıldığını ileri sürerek toplam 21.100 TL alacak talebinde bulunmuş 03/03/2014 havale tarihli dilekçesi ile; faiz yönünden talebini ıslah ederek satış bedeli 16.000TL’nin, sözleşme tarihi ve taşınmaz bedelinin ödenme tarihi olan 11.04.2005 tarihinden, 03.06.2008 dava tarihine kadar yasal faizi 5.109,48.TL ile dava tarihinden ıslah tarihine kadar olan yasal faizi 8.280,99 TL’nin, toplam 13.390.47 TL yasal faizi ile taşınmaza yapılan bakımlara ilişkin 27.12.2011 tarihli bilirkişi raporu ile de sabit olan 2.461,82 TL bedelin, dava tarihinden ıslah tarihine kadar yasal faizi olan 1.274.14 TL’nin de ıslahı ile, toplam 14.664,61 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir

 

Mahkemece davanın kısmen kabulü ile toplam 18.461,82 TL'nin davalılardan miras payları oranında tahsili ile davacıya verilmesine, faize ve fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ... tarafından temyiz edilmiştir.

 

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm, davacının ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

 

2-Davacı, ... ile 11/05/2005 tarihinde noterde düzenlenen satış vaadi sözlemesinin mahkeme kararı ile iptal edildiğini ileri sürerek ödediği 16.000 TL bedel ile taşınmaza yaptığı faydalı ve zorunlu masraflar toplamı olan 5.100 TL'nin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tarafına iadesini talep etmiş, 03/03/2014 havale tarihli dilekçesi ile faiz talebi yönünden davasını ıslah ederek 14.664,61 TL daha yükseltmiştir. Mahkemece ‘...davacı vekilince dava dilekçesi ile birlikte faize ilişkin olarak ve de fazlaya ilişkin olarak hakların saklı tutulduğuna dair ihtirazı bir kayıt konulmamıştır. 818 sayılı Borçlar Kanunu 131.madde uyarınca da; asıl alacak hakkında mürüru zaman vaki olunca faiz ve feri alacak hakkında da müruru zaman vaki olmuş sayılır.' denilmekle faiz açısından da asıl alacağa uygulanması gerekli zamanaşımı hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Davalılar vekilinin ıslahla arttırılan faiz alacağı açısından açıkça ve süresinde zamanaşımı itirazının bulunduğu dikkate alındığında davamızda uygulanması gerekli 1 yıllık zamanaşımı süresi (davacı engeç zarar vereni dava tarihi itibariyle öğrendiğini kabulü ile) içerisinde faize ilişkin talepte bulunulmadığı’ gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile fazlaya ve faize ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş ise de; ifayı imkansız hale getiren ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/247 Esas-2007/639 K. sayılı dosyası ile satış vaadi sözleşmesinin 20/07/2007 tarihinde iptaline karar verildiği ve kararın 09/11/2007 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın 2008 yılında ve süresinde açıldığı, asıl alacak yönünden zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmaktadır. Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK'nun 113. maddesi "Asıl borç tediye ile veya sair bir surette sakıt olduğu takdirde kefalet ve rehin ve sair feri haklar dahi sakıt olur'' hükmünü amirdir. Faiz, asıl alacağın bir bölümü olmayıp, asıl alacağa bağlı fer’i nitelikte bir haktır. Faiz asıl alacağa bağlı olmasına rağmen, asıl alacaktan ayrı olarak dava veya takip konusu edilebilir. Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına veya ıslah ile faiz talep edilmesine engel teşkil etmez. O halde; davacı tarafından dava dilekçesinde faiz talep edilmese bile ıslah ile faiz talep edilebileceğinden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden yukarıda yazılı gerekçeler ile hükmün düzeltilerek onanması HUMK. 438/7 maddesi gereğidir.

 

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın “Hüküm” fıkrasının 1 nolu bendinin tamamen karardan çıkartılmasına, yerine “Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, toplam 18.461,82.TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan miras payları oranında tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” sözlerinin yazılarak hükmün düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, 945,85 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalılara yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nın geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nın 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 337 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor