YARGITAY

DANISTAY

SAYISTAY

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI

KURUL KARARLARI

Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler için senetle ispat zorunluluğu bulunmadığı hk.

Karar Özeti

 

Aynı Kanun'un 203. maddesinde ise, senetle ispat zorunluluğunun istisnaları sayma yöntemiyle belirlenmiştir. Bunlardan biri de altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler olup, bu kişiler arasındaki işlemler miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispat edilebilir.

Karar

 

3. Hukuk Dairesi         2022/29 E.  ,  2022/2847 K.

 

 

MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

 

DAVALILAR : 1-... VEK. AV. ...,

 

2-... VEK. AV. ...

 

Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen itirazın iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı vekili ve davalılardan ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y K A R A R I

 

Davacı; sağlığında kayınbabasına bir engelli aracı aldığını, bu aracı almak için kendine ait olan ... plaka numaralı aracı takas ettiğini ve üstüne ödenmesi gereken parayı da eşinden dostundan borç alarak ödediğini, kayınbabasının vefatından sonra bu harcamış olduğu miktarları mirasçıları olan davalılardan talep ettiğini ancak ödeme yapılmadığını, alacağının tahsili için başlattığı takibe de davalılar tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına karar verilmesini talep etmiştir.

 

Davalılar; davacının kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.

 

İlk derece mahkemesince; davacıya ait aracın satış işleminde takas edildiği yerine bedelinin davacıya peşin olarak ödendiğinin yazılı olduğu, bu durumda davacının kendi muvazaasına dayanamayacağı, ayrıca murisin dava konusu aracı alabilecek maddi durumunun olduğu ve dava konusu aracın alındığı tarihten bu yana davalının kullanımında olduğu, murise karşılıksız olarak baktığını belirten davacının bu masrafların tahsilini davalılardan istemesinin iyi niyet ve dürüstlük kurallarına uymadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; karar, davacı ve davalılardan ... vekilince istinaf edilmiştir.

 

Bölge adliye mahkemesince, tarafların yakın akraba olmalarının inançlı işlemin ispatı hususunda tanık dinlenilmesine imkan vermeyeceği, murisin veya davalıların herhangi bir ikrar veya kabul beyanlarının da bulunmaması sebebiyle, yazılı delil, yazılı delil başlangıcı gibi herhangi bir delilin de bulunmaması nedeniyle, mevcut delillere göre davacının davasının ispat edemediğine yönelik yerel mahkemenin değerlendirmesinin yerinde olduğu, davacının takipte kötü niyetli olduğu kesin olarak ispat edilemediğinden davalı ... vekilinin kötü niyet tazminat talebinin kabulüne karar verilmesinin de mümkün olmadığı gerekçesiyle, tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

 

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.

 

2- HMK’nın 190. maddesine göre; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi gereğince de; kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.

 

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Senette ispat zorunluluğu" başlıklı 200. maddesi; "(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir." hükmünü içermektedir.

 

Aynı Kanun'un 203. maddesinde ise, senetle ispat zorunluluğunun istisnaları sayma yöntemiyle belirlenmiştir. Bunlardan biri de altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler olup, bu kişiler arasındaki işlemler miktar ve değerine bakılmaksızın tanıkla ispat edilebilir.

 

Somut olayda; davacı, kendine ait ... plakalı aracı satış bedelinin bir bölümüne mahsuben vermek ve geri kalan bedeli de yine kendisi ödeyerek ... plakalı aracı engellilere tanınan vergi muafiyetlerinden faydalanarak ölen kayınbabası ... adına trafikte tescil ettirdiğini iddia etmiş, kayınbabasının ölümü üzerine parasını verip aldığı ... plakalı araç bedelini mirasçılarından talep etmiştir. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince, tarafların yakın akraba olmalarının, inançlı işlemin ispatı hususunda tanık dinlenilmesine imkan vermeyeceği belirtilerek davacının davasını iddia edemediği belirtilmiş ise de; dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgeler ile davacı ve davalıların murisi olan kayınbaba arasındaki hukuki işlemin ispatı için HMK'nın 203/1-a bendi uyarınca tanık dinlenebileceğinin kabulü gerekir.

 

Bu durumda; davacının iddiaları ve dinlenen davacı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacının, kayınbabası adına aldığı araç bedelini, kendi aracını vererek yine satış bedelinin bir bölümünü dekontu sunulan banka havalesi ile ödediğini ispat ettiği anlaşılmaktadır.

 

Hal böyle olunca ilk derece mahkemesince; tanık beyanlarına itibar edilerek davacı tarafından aracın satın alınmasına ilişkin yapılan toplam ödeme tutarı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması, doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.

 

İlk derece mahkemesi kararının yukarıda açıklanan nedenle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, işbu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.

 

SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK'nın 373/1 maddesi uyarınca temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, aynı Kanun'un 371. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Bu sayfa 161 kez görüntülendi.
- Karara ilişkin daha detaylı bilgi almak için soru / cevap kısmından bize ulaşabilirsiniz -

Yargıtay Danıştay Sayıştay

BÖLGE ADLIYE MAHKEMESI

ANAYASA MAHKEMESI


Bu Sitede yeralan verilerin tamamı ihalekararisor.com' a ait olup. İzinsiz kopyalanması ve yayınlanması izni verilmemiştir.

Web Tasarım İntramor