Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davacının ... ... 'ye sessiz ortak olduğu, ortaklık sözleşmesi kapsamında 10.000 DEM para yatırdığı, paranın holdingin yapılan sermaye artırımında kullanılmak suretiyle ve nakit olarak holdinge verildiği veya doğrudan banka hesapları aracılığıyla da transfer yapılarak gelen paraların sessiz ortaklardan sağlanan paralardan karşılandığı, organizasyonun çatısının ... Holding A.Ş. bulunduğu, yabancı şirketlerin bankada bulunan hesaplarına transferler yapılarak bilahare büyük oranda sessiz ortaklara geri dönüşün engellenmesi amacıyla holding iştiraki bulunmayan şirketlere kaynak sağlandığı, bu durumun 1997-1998-1999-2000 yıllarında devam ettiği, şirketlerin kuruluş amacının vatandaşların parasını ele geçirmek olduğu, ... 'ün bu eylemlerinden, gerek haksız fiilinden, gerekse organizasyonun çatısı olarak ifade edilen holing yönetim kurulu başkanı olarak sorumlu bulunduğu, davadışı ... A.G ile, davalı şirket arasında organik ve hukuki bir bağ bulunduğu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak bu iki şirketin tek bir şirket olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan ... 'ün davacının zararından ... 336 maddesi hükümlerince kendi malvarlığı ile sorumlu olduğu anlaşıldığından; davacının ... olduğu 10.000 DEM'nin Euro/DEM dönüşüm kuru karşılığı 5.112,92 Euro'nun, (davacı tarafından davalılara paranın ödenmesi için ihtarname gönderilerek 11.11.2008 tarihinde temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla), 11.11.2008 tarihinden TCMB'nin kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
11. Hukuk Dairesi 2016/12847 E. , 2018/6244 K.
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 06/11/2015 tarih ve 2015/584-2015/840 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 02/10/2018 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...’ün Türkiye ve ...’da bir çok şirket kurduğunu, özellikle ...’da kurduğu şirketler vasıtasıyla talep edildiği an geri ödeneceği ve karşılığında yüksek faiz verileceği garantileriyle bu ülkede çalışan kişilerden para topladığını, müvekkilinden de aynı şekilde para tahsil edildiğini, talep edilmesine rağmen parasının iade edilmediğini, davalı gerçek kişinin SPK mevzuatına aykırı davranışları nedeniyle mahkum edildiğini, ayrıca ... dışında kurduğu şirketler vasıtasıyla para toplaması ve bu parayı davalı şirkete aktarması nedeniyle hakkında dolandırıcılık suçundan ceza davası açıldığını, ... ile ... A.G’nin iflas ederek ...’daki ticaret sicilinden kayıtlarının silindiğinin ortaya çıktığını, müvekkilinin bu şirketlere başvurma şansının olmadığını, davalı gerçek kişi tarafından ... dışında kurulan şirketlerin içlerinin boşaltılarak diğer davalı şirkete aktarıldığını, müvekkilinin iradesinin sakatlandığını, davalıların fiillerinin ..., SPK, BK ve Bankalar Kanunu hükümlerine aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davalıların doğrudan sorumluluklarının bulunduğuna, müvekkili ile davalılar arasında kurulan ilişkinin hükümsüzlüğüne ve 60.000 DM karşılığı 66.422,94 TL’nin tahsil tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, husumetin ... und ... yöneltilmesi gerektiğini, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilleri ile davacı arasında bir ilişkinin bulunmadığını, davacının ... dışındaki şirkete ortak olup olmadığının belli olmadığını savunarak, davanın husumet, yetki ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davacının ... ... 'ye sessiz ortak olduğu, ortaklık sözleşmesi kapsamında 10.000 DEM para yatırdığı, paranın holdingin yapılan sermaye artırımında kullanılmak suretiyle ve nakit olarak holdinge verildiği veya doğrudan banka hesapları aracılığıyla da transfer yapılarak gelen paraların sessiz ortaklardan sağlanan paralardan karşılandığı, organizasyonun çatısının ... Holding A.Ş. bulunduğu, yabancı şirketlerin bankada bulunan hesaplarına transferler yapılarak bilahare büyük oranda sessiz ortaklara geri dönüşün engellenmesi amacıyla holding iştiraki bulunmayan şirketlere kaynak sağlandığı, bu durumun 1997-1998-1999-2000 yıllarında devam ettiği, şirketlerin kuruluş amacının vatandaşların parasını ele geçirmek olduğu, ... 'ün bu eylemlerinden, gerek haksız fiilinden, gerekse organizasyonun çatısı olarak ifade edilen holing yönetim kurulu başkanı olarak sorumlu bulunduğu, davadışı ... A.G ile, davalı şirket arasında organik ve hukuki bir bağ bulunduğu, tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak bu iki şirketin tek bir şirket olarak değerlendirilmesi gerektiği, davalı şirketin yönetim kurulu başkanı olan ... 'ün davacının zararından ... 336 maddesi hükümlerince kendi malvarlığı ile sorumlu olduğu anlaşıldığından; davacının ... olduğu 10.000 DEM'nin Euro/DEM dönüşüm kuru karşılığı 5.112,92 Euro'nun, (davacı tarafından davalılara paranın ödenmesi için ihtarname gönderilerek 11.11.2008 tarihinde temerrüde düşürüldüğü anlaşılmakla), 11.11.2008 tarihinden TCMB'nin kısa vadeli kredilere uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadına ilişkindir.
Mahkemece, ihtarname tarihi esas alınarak ve ihtarnamede verilen süre hesaba katılarak tahsil edilen paranın faiz başlangıcı belirlenmişse de ihtarnamede tahsil edilen paranın faiziyle birlikte talep edildiği nazara alındığında işlemiş faizin de talep edildiği sabit olup bu nedenlerle faiz başlangıcının tahsil tarihi olan 17/11/1999 olması gerekirken, mahkeme kararında belirlenen faiz başlangıç tarihi doğru olmadığından, anılan husus dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiş ise de, bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasının 1. bendindeki “11/11/2008” ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine “17/11/1999” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 11/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.