Davacının kayınpederine karşı açtığı, ziynet eşyasının aynen iadesi veya olmadığı takdirde bedelinin tahsili davası, Aile hukukundan kaynaklanan eşler arasındaki kişisel mal iadesi kapsamında bir talep niteliğinde olmayıp; genel hükümlere dayalı adi istihkak talebi (TMK.m. 683 vd) niteliğindedir. Bu talep yönünden görev Asliye hukuk mahkemesine ait olmakla, bu talebe ilişkin davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılması gerekirken; hatalı niteleme ve değerlendirme sonucu davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
8. Hukuk Dairesi 2016/70 E. , 2016/1365 K.
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminin Tasfiyesi
... ile ... ve ... aralarındaki mal rejiminin tasfiyesi davasının kabulüne dair ... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili; aynı zamanda kayınpederi olan Davalı ... tarafından kendisinden alınıp geri verilmeyen dava dilekçesinde belirtmiş olduğu ziynet eşyaları ile evlilik birliği içerisinde edinilen bir adet arsa ve üzerine inşa edilen dört katlı bina ile ilgili olarak; taşınmaz yönünden davalı ... adına olan tapu kaydının iptali ile 1/2 hissenin davacı adına ve 1/2 hissenin davalı ... adına tescilini, bu talebin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak taşınmazın 1/2 değerinin; ziynet eşyaları yönünden ise aynen iade, bu talebin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bedelinin tahsilini talep etmiş, 05.11.2013 havale tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını taşınmaz yönünden 106.010,00 TL, ziynetler yönünden 33.210,00 TL olarak arttırmıştır.
Davacılar vekili; dava konusu ziynetlerin davalı ... tarafından hiçbir zaman alınmadığını, davaya konu arsa ve üzerine inşa edilen binanın ise tamamen davalı ...'e ait olduğu, ne davacının ne de davalı ...'in katkısının bulunmadığını, özel sebeplerden dolayı ve davalı ...'in borçlarından dolayı formalite olarak bir dönem taşınmazın tapuda davalı ...'e devredildiğini, taraflar arasında para alış verişi olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davanın kabulü ile taşınmaz yönünden 106.010,00 TL katılma alacağının ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren faizi ile davalı ...'den, ziynetler yönünden 33.210,00 TL'nin ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren faiziyle davalı ...'ten tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar, 14.08.1995 tarihinde evlenmiş, 31.08.2010 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hüküm, 27.09.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM 170.m), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın 10, TMK 202/1.m). Tasfiyeye konu 3 ada 130 parsel sayılı taşınmaz, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 25.03.2004 tarihinde davalı ...'ten tapuda satış yolu ile oğlu davalı ... adına, 23.11.2010 tarihinde davalı ...'den satış yolu ile davalı ... adına tescil olmuştur. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK 179.m).
1- Davalı ...'in temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
b- Hüküm, TMK. 231 vd. maddeleri uyarınca katılma alacağına ilişkin olduğuna göre; faiz karar tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekmektedir (TMK. m. 239/son). Durum böyleyken, mahkemece alacağı ıslah tarihinden itibaren faiz uygulatılması hatalı ise de; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK. 438/7 maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
2- Davalı ...'in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacının kayınpederine karşı açtığı, ziynet eşyasının aynen iadesi veya olmadığı takdirde bedelinin tahsili davası, Aile hukukundan kaynaklanan eşler arasındaki kişisel mal iadesi kapsamında bir talep niteliğinde olmayıp; genel hükümlere dayalı adi istihkak talebi (TMK.m. 683 vd) niteliğindedir. Bu talep yönünden görev Asliye hukuk mahkemesine ait olmakla, bu talebe ilişkin davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılması gerekirken; hatalı niteleme ve değerlendirme sonucu davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılarak karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ziynet eşyası talebine (davasına) yönelik olarak BOZULMASINA; yukarda 1/b bendinde gösterilen sebeple gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "...ıslah harcının yatırıldığı 05.11.2013 ...." sözcük ve rakamlarının hükümden çıkarılmasına, yerine "... karar tarihi olan 21.01.2014..." sözcük ve rakamlarının yazılmasına hükmün bu bölümünün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise, yukarda 1/a bendinde gösterilen sebeple ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,
2.279,10 peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 27.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.